Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
kendime not.
Güzel günlere karşı umudunu diri tutmalısın. Ne sen şu andan ibaretsin, ne sen hislerin ve duygularınsın, ne hayat kafanın içi gibi, dışarıda bambaşka hayat var nelerle karşılaşacağına çoğu zaman sen değil dışarıdaki dünya karar veriyor. O yüzden acını yaşa ve en çok kendini ve yüreğini yeni deneyimlere aç. ✨🌿
Hata… Sezen Aksu
Hayat mutlak değişkendir; daima bir değişimin merkezindeyiz. Koşullar, zaman, varlık, düşünceler ve dahi hisler bile değişir. Bu da insanı her defasında yeni bir tecrübeye itiyor. Kırk kere aynı yoldan geçse, kırkı da başkadır. Tekrar eden hataların sebebi, işte bu değişimdir.
Cihan Çetinkaya
Cihan Çetinkaya
open.spotify.com/track/5JJw3tdnw...
Reklam
Yazarken
Düşünüyor insan yazarken- gerçekten bunları benden başka okuyacak kimse var mı diye. Yani laedri olarak gönderebilirim tabii ki her daim dünyaya, ama benim altımda benimle alay etmeden okuyacak, benim yazdığımı bilecek... İşte burada duraksıyor insan. Etrafta başkaları da varken yazmak çok garip değil mi? Sanat sanat içinse yazmak da benim için
Ama bir inanç yok olduğu zaman, yeni şeylere gerçeklik kazandırma gücümüzü kaybettiğimizde, bunun yokluğunu telafi etmek üzere inancımızın bir zamanlar hayat verdiği eski şeylere fetişistçe bir bağlılık, sanki ilahi güç bizim içimizde değil, onların kendisindeymiş ve inançsızlığımız tesadüfi bir sebepten, tanrıların ölümünden kaynaklanırmış gibi, gitgide güçlenerek varlığını sürdürür.
Sayfa 396Kitabı okudu
İnsanda özü haqqında təsəvvürlərin formalaşması, onun özünü idarə etməsi, özünün hərəkət və əməllərini başa düşməsi, özünü və həyatda öz yerini qiymətləndirməsi bunların hamısı onun başqa adamlara münasibətilə bilavasitə bağlıdır. İnsan ancaq ünsiyyət prosesində özünə başqa adamların gözü ilə baxmağı, özünü başqa adamın yerində təsəvvür etməyi, onların davranış və rəftarını təhlil etməyi, onlarla birlikdə sevinməyi və kədərlənməyi öyrənir. Bu o deməkdir ki, ünsiyyət prosesində başqa adamın sevinci və kədəri onun öz sevinci və kədərinə, başqa sözlə, sərvətinə çevrilir. İnsan başqa adamların həm soaial təcrübəsinə həm də psixoloji təcrübəsinə yiyələnir, mənəvi cəhətdən zənginləşir, onun inkişafı üçün yeni şərait yaranır. Beləliklə də ünsiyyət prosesində şəxsiyyət emosional cəhətdən inkişaf edir. O, hisslər mədəniyyətinə yiyələnir, onda özünə hörmət, ləyaqət, qürur hissi formalaşır, sosial təcrübəsi və psixoloji təcrübəsi genişlənib zənginləşdikcə tələbat-motivasiya sahəsi yeni məzmun kəsb edir.
"Ertesi gün aşık oldum. Aşk, kitaptan yüzüme fışkıran ışık kadar sarsıcıydı ve hayatımın çoktan yoldan çıkmış olduğunu bana bütün ağırlığıyla kanıtladı."
Sayfa 19 - YKYKitabı okuyor
Reklam
Biz kırıldık daha da kırılız. Ama katili de bilmediğiniz öldürdüğünü. Hırsız da bilmediğimiz... Biz yeni bir hayat acemileriyiz. Bütün bildiğimizimiz yeniden biçimleniyor. Şiirimiz, aşkımız yeniden... Son kötü günler belki İlk güzel günler de yaşarız belki. Kekre bir şey var bu havada. Geçmişle gelecek arasında. Acıyla sevinç arasında öfkeyle bağış arasında.
"Şöyle dedim kendi kendime: Korkma, korkma git! O dünya, kitaptaki dünya, gerçek dünya! Ama korkuyordum da..."
Sayfa 16 - YKYKitabı okuyor
"Ruhumu açacağım kişileri kitaptaki dünyada yaşayan gölgeler arasından seçecektim."
Sayfa 13 - YKYKitabı okuyor
"Ne talimler yapmıştım: Kendini unutma, kendini unutma, düşün, karşındakine kapılma, önce duymamış gibi yap, acelesi yok, bazı şeyler de bırak kaçsın, yeni bir ülkedesin fırsatı kaçırma. Hayat, talimlere benzemiyor albayım. Gerçek mermiler, insanı yaralıyor. Ha-ha"
Sayfa 286 - İletişim yayınlarıKitabı okuyor
Reklam
“Bak delikanlı, hayat sandığımızdan daha karmaşıktır. Her kaos kendi düzenini yaratır. Ve inan bana son diye bi’ şey yoktur. Sadece başlangıç vardır. Her son başka bi’ başlangıcı doğurur. Ben yeni başlangıçlara inanıyorum.”
Hayat
Hayat, her yeni günle birlikte bir ressamın boş tuvaline dökülen taze renkler gibidir; her anı kendi sanat eserini yaratma fırsatı sunar.
Afrika’da aslanların şehirlere yakın yerlerde çarmıha gerildikleri, Almanya’da kurtların darağacında asıldığı zamanlar oldu. Tüm bunlar şeytanların hayvanlarda vücut bulduğuna inanılan bir dönemdeydi, dolayısıyla mahkemeler hayvanları büyücülükle de suçladı. 1474’te Bâle de yaşlı bir horoz sanık kürsüsüne çıkarıldı ve yumurtlamakla suçlandı. İddiaya göre Şeytan, cadıları ve cinleri harekete geçirerek onu yumurtlamıştı ve yumurtalardan insanlığa zulmedecek basilisk gibi yeni yaratıklar doğacaktı. (Bir horozun yumurtasının büyülü güçleri olduğuna inanılıyordu.) Savunma, yumurtlamanın gerçekleştiğini reddetmedi, sadece kötü bir amaçları olmadığını belirtti. Yumurtlamak istemsiz gerçekleşen bir eylemdi, bu yüzden de yasada cezası yoktu. Savunma, iddia makamından şeytanın bir hayvanla anlaşma yaptığı tek bir olay olsun örnek verilmesini talep etti. Onlar da Gerasa domuzu vakasını örnek gösterdiler ve durum lehlerine döndü. Sonuçta horoz suçlu bulundu ve kuş kılığına girmiş bir büyücü olduğu gerekçesiyle ölüm cezasına mahkum edildi. O ve yumurta kaza bağlanarak yakıldı.
Kadınlar için evlenmek, bir kitle hareketine katılmaya benzer imkânlar yaratır; yani onlara hayatta yeni bir amaç, yeni bir gelecek ve yeni bir kimlik (isim) verir. Evde kalmış kızlarla artık evlilikte bir neşe ve tatmin bulamayan kadınların can sıkıntısı, kısırlaşmış ve bozulmuş bir hayatın farkındalığından ileri gelir. Kutsal bir davaya sarılmak, enerjilerini ve varlıklarını bu davanın başarısına adamak yoluyla bu kişiler, amaç ve anlam taşıyan yeni bir hayat bulurlar. Hitler, "boş hayatlarından bıkmış ve aşk ilişkilerinden artık keyif almaz olmuş, maceraya susamış sosyete kadınlarından” tam anlamıyla yararlanmasını bilmiştir. Bazı büyük sanayicilerin hanımları, daha kocaları Hitler'in ismini duymadan önce onu mali yönden desteklemişlerdi. Miriam Beard, Fransız Devrimi'nden önce, iş adamlarının canları sıkkın eşlerinin oynadığı benzer bir rolden şöyle bahseder: "Bunlar can sıkıntısından harap olmuşlar ve bunalımın pençesine düşmüşlerdi. Yenilik taraftarlarını gönülden alkışladılar."
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.