Esra Dilara

Esra Dilara
@yesradilara
Öğrenci
Sosyoloji/Hacettepe
Ankara
29 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Belki de en korkunç şiddet buydu:durmak. İnsan kaçarken başkasının, dururken kendi kanında boğulur. İnsanın kendine biçtiği cezadan daha acı dolu olanı yoktur. İnsanın kendine verdiği cezaların ilki, işlediği suçtur.
Reklam
Gelecekten bir şey beklemeyenler, mutluluklarını geçmişte yaratırlar.
"Bir kitap okumuştum adını hatırlamıyorum. İçinde bir domino teorisi vardı. Domino taşlarını bilirsin. Önce özenle dizilirler sonra tek bir fiskeyle hepsi teker teker yıkılır. Ancak romandaki hikayede domino taşlarından oluşmuş zincirin iki tarafına da aynı anda dokunuluyor. Ve zincir aynı anda iki taraftan yıkılmaya başlıyor. Zincirdeki domino taşı sayısı tek. İki uçtan birbirini iterek ilerleyen taşlar tam ortadaki taşın iki yanına da aynı anda çarpıyor. Ortadaki taş aynı anda aynı güçte iki darbeyi iki taraftan aldığı için ayakta kalıyor. Bütün yıkılmış taşların arasında tek başına duruyor. İşte roman böyle bir şeyi anlatıyordu." "Domino taşlarından oluşmuş zincirin bir ucu geçmiş, diğer ucu gelecek. Yıkılıyorlar teker teker ve şimdiki zaman kalıyor ayakta. Geçmiş ve gelecek sıkıştırdığı için ayakta kalan sadece şu an. Şimdiki zamana mahkum olmuş insanlar. Hareket edemeyen o domino taşı gibi felç geçirmiş insanlar. Geçmiş, anılarla zihnimde, gelecekse tahminlerimle zihnimde. Hepsi acı dolu. Hepsinde kırılan hayaller var. Her saniye içimde hissettiğim geçmiş, şimdiki zaman ve gelecekle dolu aklımda donup kaldığımı görüyorum. Nefes alıp veren bir heykele dönüştüğümü görüyorum. Bütün heykeller gibi ben de sadece zaman içinde hareket ediyorum. Yani yaşlanıyorum. Elimden başka bir şey gelmiyor. Tabii her anın içinde üç zamanı da yaşayarak yaşlanıyorum ve bu beni delirtiyor. İnsanın üç zamanlı bir canlı olmasından nefret ediyorum. Aynı anda geri, park ve ileriye takılmış otomatik vitesli bir arabanın motoru ne kadar gürültü çıkarabilirse, bin katını ben her saniye aklımda duyuyorum"

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
...ömrüm bir oduna benziyor, ocaktan düşen bir oduna: Öteki odunların ateşinde kavrulmuş, kömürleşmiş, ama ne yanmış, ne olduğu gibi kalmış bir oduna benziyor. Fakat diğerlerinin dumanından, soluğundan boğulmuş.
Sayfa 38
"Komik kravatlı adam yoktu. Gece mesaisi yerini gündüze bırakmıştı. Sadece bir saniye için hayatın da mesaisi olması gerektiğini düşündü Zargana. Yani yaşanacak zamanın tercih edilmesi gerektiğini. Gece ya da gündüz. İkisini birlikte yaşadığı için mutsuzdu insan. Kaldıramıyordu aynı hayatın içinde hem geceyi hem gündüzü. Onun için uyku vardı belki de. Ve onun için bu kadar mutsuzdu belki uyuyamayan insanlar."
Sayfa 187Kitabı okudu
Reklam
Reklam
44 öğeden 31 ile 44 arasındakiler gösteriliyor.