Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Esra Dilara

Esra Dilara
@yesradilara
Öğrenci
Sosyoloji/Hacettepe
Ankara
27 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
"Her ikisiyle de yüz yüze gelmek büyük bir cesaret gerektirdiğinden, ölümle gerçek birbirlerine benzer. Gerçekler de insanı öldürdüğü için, ölüm gibidir. Ben bir insanı öldürdüğüm zaman, onu bıçakla değil, gerçekle öldürdüm."
Sayfa 105Kitabı okudu
Reklam
"Neden en iyi insanlar bile sanki hep başkalarından bir şeyler gizler, hep susar? Sözlerinin yel olup gitmeyeceğine emin olduğun zamanlarda bile neden yüreğinden geçenleri dosdoğru söylemezsin? Herkes olduğundan daha ketum görünüyor, sanki hemen dile getirirlerse duygularının zedeleneceğinden korkuyorlar..."
"Çocukken bana hep yaşına göre olgun bir kız derlerdi. Hep en büyük bendim, benden küçüklere örnek olmak zorundaydım, okulda başarılı olmak zorundaydım. Yanlışlık, yaramazlık, afacanlık yapamazdım. Konuşmaya başlar başlamaz düzgün cümlelerle, Anadolu'da geziyor olmamıza rağmen İstanbul Türkçesiyle konuşuyordum. Böyle bir çocukluğun ardından ergenliğimle birlikte denge bozuldu. Çünkü büyük bir ihtimal unutulan bir şey vardı: SEVGİ! Ben de bu açığımı hep dışarıda karşılamaya çalıştım. Başvurduğum her duvar için başımda bir yumru oluşmuştu. Ama artık yumru oluşabilecek normal bir zemin kalmadığından ya da beynim yekpare bir yumru haline geldiğinden olsa gerek insanlardan uzak durmaya, en fazlası minimum düzeyde ilişki kurmaya karar verdim."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Doğru yoldan saptığım için Tanrı yardımını esirgedi benden. Tanrı dürüst kullarını korumak için onları çarpık yollarda muzaffer kılmıyor."
Sayfa 165Kitabı okudu
"Ben ucuz bir romandım. Hayır, kötü edebiyatın bile bir gerçekliği vardı: Can sıkıcı taklitçilikleri bile benden gerçekti. Ben yoktum; hatta ben yokum, olmadım diyemeyecek bir yerdeydim; kelimeler bile yan yana gelerek beni tanımlamak istemezlerdi. Ne olurdu benim de kelimelerim olsaydı; bana ait bir cümle, bir düşünce olsaydı."
Reklam
Biz de, herkesin yaptığı gibi birbirimizin evine misafir olur, gelişigüzel konuşurduk. Bu gibi hallerde grubun yıldızı her zaman Sabahattin Ali olurdu. Onun bulunduğu yerde kimseye laf düşmezdi. Bazıları buna pek kızardı. Bana kalırsa bütün konuşmaları akıllıca ve yararlıydı. Bazı zamanlar da birisine takılacağı tutardı; o kişinin vay haline! O kadar hazırcevaptı ki o kişinin kendini savunmasına olanak yoktu. Bazen de havasında olmaz, cebinde her zaman taşıdığı kitaplarından birini çıkarıp okumaya başlardı. O her yerde, otobüste ayaktayken bile kitap okurdu. Kitaba öylesine dalardı ki yanında top patlasa duymazdı.
Oysa hayat daima daha önce hiç kimse tarafından denenmemiş musibetler taşıyor ve insan hepsinden uzak kalınca böyle kuru kuruya yanıyordu işte, yanmanın bile tadını alamadan.
Sayfa 209Kitabı okudu
Ve genç şair altı ay memleketin bütün şehirlerini dolaştı ve orada ağlayanları ve gülenleri gördü. Büyük bir konağın geniş salonunda raks ve kahkahadan yorulup terleyenler serin şerbetlere, buzlu yemişlere koşarlarken, kristal pencerelerden dışarı süzülen ışıkta, soğuktan donan ayaklarını avuç avuç karla ovmaya çalışan ihtiyarları gördü. Kucağında taşıdığı aç çocuğu yaşatmak için sarhoşların arkasından koşan kadınları; ve karnında taşıdığı günahsız çocuğu öldürmek için hekimlerin cebine beyaz alevli inci salkımları koyan kadınları gördü. Kardan ve rüzgardan koruyan bir dükkan kepengi altında başını bir köpeğin sırtına dayayarak uyuyanları ve güzel ısınmış odalarda, Çin ipeği örtülü yataklarda, nakris ağrılarıyla kıvranarak uyuyamayanları gördü. Aptalların tahakkümüne, günahsızların cezalanmasına; faziletin susmasına ve ihtirasların gürültüsüne, hikmet ehlinin tahrik edildiğine ve nadanların alkışlandığına şahit oldu.
Aptalların tahakkümüne, günahsızların cezalanmasına; faziletin susmasına ve ihtirasların gürültüsüne, hikmet ehlinin tahrik edildiğine ve nadanların alkışlandığına şahit oldu.
İnsan evvela kendi kendisinden utanır gibi olur ama, bilir misin, bizim en büyük maharetimiz nefsimizden beraat kararı almaktır. Vicdan azabı dedikleri şey, ancak bir hafta sürer. Ondan sonra en aşağılık katil bile yaptığı için kâfi mazeretler tedarik etmiştir.
Reklam
Mezar taşı yerine bir tahta parçası dikildi başına. Üzerine bir şey yazılmadı. Sonra o tahta parçası da çocuklar tarafından sökülüp parçalandı. Böylece, doğumunda nüfusa kaydedilmemiş olan Zerre'den ölümünden sonra da bir eser kalmadı. Hiç doğmamış ve ölmemiş gibi...Yine de doğurmuş ve öldürmüştü. Belki de bir zamanlar yaşamış olduğunu kanıtlamak için..
Sayfa 83
Bazen böyle olur, gün içinde bir an gelir ve ben var olduğum için utanırdım.
Gerçekte kendimi hiç tanımıyordum, tastamam benim olan hiçbir gerçekliğim yoktu, sürekli bir akış içinde, neredeyse sıvı gibi kolayca biçimlendirilebilir bir durumdaydım; başkaları tanıyorlardı beni, her biri kendince, bana verdikleri gerçekliğe göre; yani her biri bende, ben olmayan -bunların hiçbiri ben değildim çünkü- bir Moscarda görüyordu; kaç kişiyseler o kadar Moscarda vardı, tümü de benden daha gerçek, çünkü benim, yineliyorum, kendi kendim için hiçbir gerçekliğim yoktu.
41 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.