Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şimdi değil belki yıllar sonra, herkesin gülümseyerek en mutlu olduğu anını anlattığı bir masada aklına geleceğim. Uzaklara dalacak gözlerin, “Bir daha hiç kimse, benim kadar güzel sevmeyecek seni.” deyişimi düşüneceksin. Hatırlayacaksın demiyorum sana, zaten hiç unutamayacaksın.
Dinliycem yine de dayanamıyorum. Ajda Pekkan Akp'li ama bu şarkısı çok güzel. 🎶Bu yüzden oldum hayattan Bu yüzden Bu yüzden kaybettim aşktan Bu yüzden Tam anladım vakit daraldı hık 🍺 ömür yaprak yaprak sarardı Yıllar banada ihanet ediyor 🎶
Reklam
“Keşiflerimizin, insanlığa yalnızca bilimsel önemiyle değil, aynı zamanda çekilen acılara ve korkunç hastalıklara etkili bir çare sunmasıyla da fayda sağladığına tanıklık etmenin, benim için ne denli büyük bir ayrıcalık olduğu kolaylıkla anlaşılabilir. Yıllar süren zorlu çabalarımızın karşılığını bu şekilde almak gerçekten muazzam bir ödüldü.”
Olaya Bakın
Nitekim "Doğu Pakistan", 1971'de savaş yoluyla bağımsızlığını kazanarak Bangladeş adını alacaktı. Bağımsızlığın hemen ardından açıklanan taksim planı, sınırın her ikisi yakasından aksi yönlere doğru büyük bir insan göçüne yol açtı. Müslüman, Hindu ve Sih 14 milyon insan, yaşadıkları yerleri terk ederek Pakistan ve Hindistan'a göç etti. Çoğunlukla yalın ayak gerçekleşen bu akış sırasında en az bir milyon insan, feci şartlarda hayatını kaybetti. Görevini tamamlar tamamlamaz Hindistan'dan ayrılan Cyril Radcliffe, 1977'deki ölümüne kadar Hindistan'a bir daha ayak basmadı. Taksim çalışmaları sırasında tuttuğu notları ve değerlendirme raporlarını yakarak ortadan kaldıran Radcliffe, yaptığı işle ilgili olarak, yıllar sonra konuştu. Hindistan'ın en ünlü gazetecilerinden Kuldip Nayar'a röportaj veren Radcliffe, "Yaptığım taksimden dolayı herhangi bir pişmanlık duymuyorum. Bugün olsa, yine aynı şekilde davranırdım. Ölen insanlar için üzgünüm, ama tek alternatif buydu" dedi. Radcliffe'in röportaj sırasında sarf ettiği şu sözler, taksim işinin nasıl yapıldığını gözler önüne seriyordu: "Az daha Lahor'u da Hindistan'a verecektim. Sonra, Pakistan'ın elinde hiç büyük şehir olmadığını gördüm. Kalkuta'yı Hindistan'a ayırdığım için, Lahor da Pakistan'da kaldı... Açıkçası, Keşmir diye bir yerin varlığından da haberdar değildim. İsmini, Londra'ya döndükten sonra duydum".
Sayfa 123Kitabı okudu
1960-1975 YILLARI ARASI 1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Bıçaklanmışız. Üstümüzden otomobiller, yıllar, cuntalar, faşizm ve reklamlar geçmiş.
Reklam
Akıllı insanların eskiden beri söylediği gibi mutluluk sağlığa benzer: Gözünün önündeyken onu fark etmezsin. Lakin yıllar geçer ve mutluluğu anımsamaya başlarsın, hem de öyle bir anımsarsın ki!
Sayfa 135 - İndigo yayıncılıkKitabı okuyor
Nice yıllar berzah-ender-berzaha dûçâr olup Âdem olmazdan bu ilden gitmemiz lâyık mıdur
"Yıllar geçsede üsdünden bu kalp seni unutur mu?"
İyilik yapmaya vakit ayıracaksın. Hususen iyilik yapmanın yollarını arayacaksın Küçük büyük, önemli önemsiz demeden iyilik yapmaya bakacaksın. Senin için basit, küçük, önemsiz olan bir iyilik; iyilik gören kişi için yıllar boyu unutmayacağı önemli bir iyilik olabilir.
Reklam
Farkında olan insan kendini keşfetme yolculuğuna çıkabilir. Kendini keşfetmek kolay değildir, bazen yıllar alır. Çoğu insan kendini keşfetmeden ölür gider.
Keskinlerle aramızdaki ilişki, yıllar boyunca tabii ki çeşit çeşit aşamadan geçti; sohbetlerimizin, beklentilerin, sessizliklerin anlamı, orada ne yaptığımız, sanki aklımızda sürekli değişti. Benim için değişmeden kalan tek şey, oraya gitme nedenimdi: Ben oraya elbette Füsun'u görmeye gidiyordum. Onların ve Füsun'un da, bundan hoşlandığını varsayıyordum. Füsun ve ailesi benim oraya Füsun'u görmeye geldiğimi açıkça kabul edemeyeceği için, hepimizce kabul edilen ortak bir başka nedenimiz vardı. Ben oraya, Füsunların evine "misafirliğe" gidiyordum. Ama bu muğlak kelime bile inandırıcı olmadığı için, bize daha az huzursuzluk verecek başka bir kelimeyi içgüdüyle tercih ederdik. Ben Keskinlerin evine haftada dört akşam "oturmaya" gidiyordum.
Sayfa 276 - Yapı Kredi Yayınları, 36.Baskı, Eylül 2023
...yıllar boyu ördüğü bü­tün duvarları kendine baba diye ördü. Her ördüğü duvarın önüne çöküp yaslanır ve bir yorgunluk sigarası içerdi.
Sayfa 14 - Doğan Kitap - 2021 - Pdf
" Aile bağları nasıl düğümler atar insanların yazgısına? Anne babaların, çocukların omuzlarına yükledikleri onlara neler yapar ? Evlenip aynı çatı altında yaşıyorlar diye karı koca olur mu insanlar ? Aynı ana babadan oldular diye birbirlerine sahiden kardeş olur mu çocuklar ? Yıllar kalbini dağlasa da içlerindeki o kor söner mi âşıkların? Her şeyi aşikâr olanların sakladıkları sırlar daha mı çoktur ? " gibi altını çizdiğim satırları " Yalansızız artık. Hâlâ birkaç sırrımız var. Ama yalansızız... " sözüyle noktalıyorum.
Hayatımda bir kez âşık oldum. Galiba bu beni, bir bakıma romantik biri yapıyor. İnsanın tek bir gerçek aşkı olacağı, sonrasında hiçbir şeyin onunla boy ölçüşemeyeceği fikri. Güzel bir fikir ama asıl gerçek, dehşetin ta kendisi. Sonradan yıllar boyu o yalnızlığı göğüslemek. Hayatınızın amacı yok olmuşken var olmaya devam etmek.
Sayfa 23 - Domingo yayınlarıKitabı okuyor
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.