Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yusuf Emirhan Er

Yusuf Emirhan Er
@yusufemirhaner95
i love not man the less, but nature more
Aşık olmak bir piyango bileti almak. Saadet, büyük ikramiyesi idi bu biletin.
Reklam
Hûbân-ı bî-vefâ gibi dehr-i desîse-bâz Nâz ehline niyâz eder ehl-i niyâza nâz Bu hilekar dünya vefasız güzellere benzer. Peşinden koşana naz eder. Kendisine karşı müstağni davranan, naz ederek ondan kaçanın ise peşinden koşar. Ahmed Cevdet Paşa
Her zilletin elbette bir izzet var içinde Seyret çeh-i Ken’ân’ı ne devlet var içinde Şeyh Gâlib (Hazret-i Yusuf önce Kenan Kuyusu’na düştü ama çıkınca da Mısır’a azîz oldu.)
Sayfa 128Kitabı okudu

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Tevekkül bâd-bânın kıl küşâde fülk-i ihlâsa Eser bahr-i emelde bir muvâfık rüzigâr elbet Bâd-bân: Yelken Küşâde etmek: Açmak Fülk: Küçük tekne,yelkenli İhlâs: Hâlis etme, arındırma, samimi olma Bahr: Deniz Muvâfık: Uygun (İhlâs gemisine bin, tevekkül yelkenini aç ve açıl emel denizine. Yelkenlerini şişirecek bir uygun rüzgâr bugün esmezse yarın eser. Yeter ki gemide delik ve yelkende yırtık olmasın; sen ona dikkat et!)
Her ne denlû cürmüne hadd ü nihâyet yoğ’ise Avniyâ kat' eyleme sen avn-i Rahmân’dan ümid Avnî (Fatih Sultan Mehmet) (Kendine hitapla: Her ne kadar günahın çok ise de ey Avni; rahmeti ilâhi senin günahlarından büyüktür. Sakın ola ki Allah Teala’nın rahmetinden ümidini kesmeyesin, zira bu en büyük suç olur!)
Reklam
Kibri terk edip dilâ eyle tevâzu’ pîşesin Çün bilirsin kim binâsı haymenin gilden durur 3. Murad (Kibirli olma, tevazu ehli ol; zira bilirsin ki insanı hayrete düşüren büyük ve gösterişli padişah çadırının o vaziyette durabilmesi toprağa merbut olmasındandır.)
Âşık der inci denden İncinme incidenden Kemâlde noksân imiş İncinen incidenden Alvarlı Muhammed Lütfî (Aşık, inci denden diyor. Sen, seni incitenden incinme. İncitenlerden incinen insanlar, Kemal noktasında eksik imiş.)
Gerdûn sitem-i baht-ı siyâh etmeğe değmez Billâh bu gam-hâne bir âh etmeğe değmez (Felek, kara baht sebebiyle sitem etmeye değmez; bu alçak dünya bir kez olsun âh etmeye değmez.) Keçecizâde İzzet Molla
Yıllardır günlük tutmayı hayal ederdim. Şimdi vaktim var: bir şey düşünemiyorum. Yazdıklarımı okudum: aptalca sözler etmişim. Kendimi kötülemeye söz vermişim: onu da yapamıyorum. İnsan Kafka’yı okuyamazsa... bitiktir işi. Bir silgi gibi tükendim ben. Başkalarının yaptıklarını silmeye çalıştım: mürekkeple yazmışlar oysa. Ben, kurşunkalem silgisiydim. Azaldığımla kaldım.
Sayfa 598Kitabı okudu
Bir kitap çekti, sayfalarını karıştırdı: iri harflerle basılmış bir kitap. Bizdeki kitapların çoğu iri harflerle basılıyor Olric. Kültür seviyemizi gösteriyor bu iri harfler. Okumayı yeni öğrenen bir millet olduğumuz için iri harfleri tercih ediyoruz. Daha harfleri yeni söktüğümüz için, onları satırlar arasında kaybetmekten korkuyoruz. Az gelişmiş harfleri seviyoruz. Geniş aralıklı satırlar, sayfanın kenarlarında büyük boşluklar, içimizi serinletiyor. Bütün babalar, oğullarına: “Oku da adam ol” diyorlar. Gene de kimse okumuyor. Biz adam olmayız Olric.
Sayfa 577Kitabı okudu
Reklam
Ben ki, toz kanatlı bir kelebeğim, Minicik gövdeme yüklü Kafdağı, Bir zerreciğim ki, Arş'a gebeyim, Dev sancılarımın budur kaynağı!
Kızgın olmaya hakkınız olduğunda ısrar etmek sadece çocukluktur.Tabii ki hakkınız var! Öfkeye Birleşik Devletler'de yasal olarak izin veriliyor. Önemli konu öfkeli hissetmek sizin yararınıza mı? Öfkenizden siz ya da dünya gerçekten yararlanacak mı?
Sayfa 208
İşimi sonuç yerine süreç üzerinden değerlendirmeyi öğrenmem büyük kişisel zaferdi. Bir hasta olumsuz bildirimde bulunursa ondan öğrenmeye çabalarım. Bir hata yaparsam onu düzeltmeye girişirim; pencereden atlamama gerek yoktur.
Sayfa 111Kitabı okudu
Aslolan ancak kendinize verdiğiniz değerin nasıl hissettiğinizi belirlediğidir
İyi veya kötü olan yalnız olmak değildir; daha çok kişinin o durumu nasıl yorumladığıdır. Düşünceler ne kadar da güçlü! sizi var edebilirler de yıkabilirler de, değil mi?
Sayfa 317Kitabı okudu
Yalvarış Ya Rab, bu hasrete can dayanmıyor; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun... Her adımda bir engel var, salmıyor.. Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun... Mümkün mü bu yolda maksuda ermek? Mümkün mü sılada dost yüzü görmek? Âşıka ar gelir geriye dönmek; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun... Çekilmez bir şelek vurdun arkama; Şaşırdım yollarda, kaldım akşama.. Umudum her zaman bakidir amma, Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun... Sevip sevilmemek varsa kaderde, Hangi doktor ilaç verir bu derde? Hastayım, susuzum gurbet illerde; Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun... Ey hanlar hanını halkeden Hancı! Bir yudum aşkınla doğdu bu sancı. Ey fakir ekmeği, Mü'min inancı! Zaman kısa, ben yorgunum, yol uzun...
Reklam
Dünyada gerçi olmadı bir şeyde kârımız Ukbâda belki olsa gerek itibârımız. Ağyâr gül kopardı dikenden demet demet, Hâr oldu bağrımızda çiçek yüzlü yârımız.
Sen benim için, kırk yılda bir gibisin; öyle eksik, öyle hazin, öyle paramparça…
Mâziyi unutsak bile mâzi kökümüzdür, En tatlı gülen yüz bize mâzideki yüzdür. Geçmişte yatar şanlı zaferler, nice haklar! Tuğrul Beğ'i, Alp Arslan'ı mâzi bize saklar! Mâzideki bir şanlı fasıldır Kılıç Arslan! Kâfirlere bir sor ki nasıldır Kılıç Arslan!
Can verme sakın aşka aşk afeti candır Aşk afeti can olduğu meşhuru cihandır Sakın isteme sevdayı gam aşkta her an Kim istedi sevdayı gamlı aşk ziyandır Her ebrulu güzel elinde bir hançeri honriz Her zülfü siyah yanında bir zehirli yılandır Yahşi görünür yüzleri güzellerin emma Yahşi nazar ettikte sevdaları yamandır Aşk içre azap olduğu bilirem kim Her kimseki aşıktır işi ahü figandır Yadetme güzel gözlülerin merdümi çeşmin Merdüm deyip aldanma kim içtikleri kandır Gel derse Fuzuli ki güzellerde vefa var Aldanmaki şair sözü elbette yalandır.
Newton başına düşen elmayı, elma olmak haysiyetiyle mütalaa etseydi belki çürümüş diye atabilirdi. Fakat o böyle yapmadı. Şu elmadan nasıl istifade edebilirim? diye kendine sordu. Azami istifadem ne olabilir? dedi. Siz de öyle yapın!
Sayfa 233Kitabı okudu
Reklam
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden? Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu? Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden? Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu. Gün, senden ışık alsa da bir renge bürünse; Ay, secde edip çehrene, yerlerde sürünse; Herşey silinip kayboluyorken nazarımdan, Yalnız o yeşil gözlerinin nuru
Sayfa 285Kitabı okudu