Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
•ZSA•
•ZSA•
@zulalsuakyurek
Türkçe Öğretmeni
Dokuz Eylül Üniversitesi
İzmir
29 Ocak
453 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
“İnsanlarla fareler hiçbir zaman hayallerini gerçekleştiremezler.”
Öncelikle herkese selamlar kitabı ne kadar geç okuduğumu fark ettim ve oldukça üzgünüm.
Romanın iki ana karakteri; George gücü, Lennie ise zayıflığı temsil etmekte. Çok zıt özellikler barındırmasının yanında güçlü bir dostluğu görmek mümkün.
Bir roman olarak değil de kendi hayatınızla ilişkilendirdiğiniz zaman anlıyorsunuz. Her insan hayalleri doğrultusunda yaşar. Nasıl bir hayatı olacağını kendisi belirler ve bu doğrultuda çaba gösterir. Bu romanda da iki arkadaş başından beri bir hayali gerçekleştirmek için yola çıkmış durumda.
-Biz onlara benzemeyiz! Peki neden? Çünkü... “Çünkü sen varsın benim yanımda ve ben varım senin yanında, bu yüzden işte.”
Ah saf ve masum Lennie…
İnsan, yaşamı boyunca hayatın üzerine yüklediği yükü taşımak için uğraşır ya bir de başkasının yükünü de sırtınıza aldığınızı bir düşünsenize..
Kitabın sonunda George’ye çok kızdınız biliyorum ancak SPOİLER!!! vermeyeceğim.
Okuyun, okutun…
Şizofren,
Wulf Dorn’un Psikiyatrist romanından sonra okuduğum ikinci romanı. Psikoloji türü sevenler için açık adres diyebilirim. Kitabı okurken baş karakter olan Jan’ın aradığı katilin kim olduğunu asla tahmin edemiyorsunuz. Yazar düşündürmekte ve her sayfada okurları merak ettirmekte oldukça başarılı. Romanın sürükleyici olduğunu aynı zamanda gerilim yarattığını düşünüyorum. Okuduğum her romanın incelemesini yapmıyorum sadece çok beğendiğim zaman okurseverlere ulaşmasını istiyorum.
Harika bir roman söyleyecek fazla bir şey bulamıyorum. Tek bir olumsuzluk, bana kalırsa ismi farklı olabilirdi içerikle pek bağdaştıramadım.
Oyunbaz’ romanında buluşmak dileğiyle…
Teşekkürler.
‘’Şeytan Ayrıntıda Gizlidir’’ kitabından sonra bu okuduğum ikinci Ahmet Ümit kitabı oldu. İstanbul’un belki de en sıra dışı en gizemli yeri olan Beyoğlu’nda geçiyor kitap. Üç arkadaşın hayatını konu almış. Selim, Kenan ve Nihat karakterleri çerçevesinde gelişiyor olaylar. İlk bölümler monoton gitmişti bir süre sıkıldım diyebilirim ancak olayların geliştiği son 200 sayfadan itibaren akıcı ve güzel gitti. Kitabı inceleme nedenim sonunun çok şaşırtıcı bitmesiydi hiç beklemiyordum diyebilirim. Polisiye roman sevenlerin doğru adresidir Ahmet Ümit. Yeniden buluşmak dileğiyle...
Okur Takip Önerileri
Günlerden bir gün yine bir kitabın sonuna geldim adımın 'Zülal' olmasından kaynaklı beni çeken bu kitabın içeriğine dair bir fikrim yoktu.
Okumaya başladıktan sonra bizler gibi hayatı olan bir genç kızın aşkı tanıdıktan sonraki gerçek aşka yönelmesine şahit oldum.
Bir beşeri aşkın, ayrılık acısının insanda bıraktığı tesiri herkes az çok biliyor ve yaşadığını düşünüyorum ama bu kitaptaki Zülal karakteri içine düştüğü yeisin içinde kaybolan zayıf bir karakter değil tam bir savaşçı ve inandığı yolda mücadele eden bir tip.
Kitap Allah'a giden yolda çekilen sıkıntılar, öğrenilen yeni bilgiler ve Kuran'dan ayetler göstererek insanın içine işleyen Allah'a yakınlaştıran bir kitap.
Bu incelemeyi neden yapıyorum, çok bilinen bir kitap değil ama okunması gereken bir kitap özellikle imanında zayıflık olduğunu düşünen insanlar için huzur verici bir kitap, yansıtılan duygular çok güzel.
Şöyle kapatmak istiyorum: Kalpler Allah'ı anmakla huzur bulur.
Umarım herkes kitaptaki Zülal gibi bir ilkbahar günü Rabbine layık olmaya muktedir olur.
Teşekkür ediyorum..
Tutunamayanlar' benim hep çok istediğim bir romandı aldığımda çok heyecanlandığım..
Kitaba başladığım sıralar, özellikle ilk bölümde beklentimi alamamış olmamdan olsa gerek sayfaların o anlaşılmazlığı ve olay kaynaklı durumdan çıkmış olması bana sıkıcı geldi ve hayal kırıklığı yaşattı.
'ama'
ikinci bölüm bu düşüncelerimin ne kadar haksız olduğunu gösterdi.
Bir insanın bir insana olan sevgisi, yokluğunu kabullenemeyişi, herkesten arkadaşı Selim için medet umması beni çok etkiledi. Kitap aslında her şeyden önce dostluk ve sevgi kavramını işlemiş. Selim'in hayatını derinlemesine yeniden yaşayan Turgut'un bazen hüzünlü bazense gülücüklerle geçirdiği zamanı okuyucuyu da içine alarak tasvir etmiş. Kitaba kitap demek Oğuz Atay'a saygısızlık olduğunu düşünüyorum tam bir ŞAHESER.
Oğuz Atay'ın dediği gibi bu kitap tutunamayanların kitabı hayata tutunmuş olanlar zaten anlamayacaktır..
Bir alıntı yaparak bitirmek istiyorum:
Bazılarımız şiirlere tutunuyor,
Bazılarımız şarkılara…
Bazılarımız filmlere tutunuyor,
Bazılarımız kitaplara…
Sanırım artık insan, tutunamıyor insana…
Suç ve Ceza romanı gerçekten okunması gereken bir kitap. Kişi okuduktan sonra suçu işleyen Raskolnikov'un ruh halini çok iyi anlıyor Raskolnikov’un iç dünyasında öyle derin yolculuklar yaptırıyor ki, gerçek hayatta insanlara karşı algınız, bakış açınız genişliyor. Bir süre sonra Raskolnikov sanki yıllardır hayatınızdaymış gibi hissediyorsunuz. Kitapta çok fazla karakter oluşu ayrıyeten kitaba canlılık ve heyecan katmış. Kitapseverlerin severek okuyacağı bir kitap olduğunu düşünüyorum kitabı okurken hem edebiyatın önemli bir evresinde geziniyor, hem de zamansızlığı sayesinde kendinizi 1800’lerin Rusya’sına bile ait hissediyorsunuz.
Çağımızın ünlü yazarı Dostoyevski' ye teşekkürler.
