Kitabı çok duyduğumu söyleyemem. Bir gün kitap listesi yapmak için instagramı karıştırırken birinin paylaştığını gördüm. Neden bilmiyorum, kapağı, ismi ilgimi çekti ve konusunu okudum.
Konusunu okuduğumda kesinlikle böyle bir kitap beklemiyordum.
Başkahramanımız Giray, insanların kişisel eşyalarına dokunarak geçmişe gidebiliyor ve bir kayıp dosyası için polisler Giray’dan yardım istiyorlar. Böylece Giray, hiç istemeden kendini olayların ortasında buluyor...
Çok beğendiğim, soluksuz okuduğum bir kitap oldu. Günümüze yakın bir distopya...
Amerikan delegesi Grew, günlüğüne İsmet Paşa'nın Müttefik tasarısını reddettiği 4 Şubat 1923 günüyle ilgili şunları yazmıştır:
"Kader günü. Hiçbirimiz ne olacağı hakkında bir fikir sahibi değil. Sadece Müttefiklerin hazırlamış olduğu antlaşma taslağının -Türkler imzalasın ya da imzalamasın- bugün öğleden sonra saat 04.00'te
Bir zamanlar ben de herkes gibi her şeyin daha fazlasını istiyordum. Daha fazla olmayı. Daha önemli olmayı. Hayatın bir önemi olmasını. Şimdi sadece daha az olmak istiyorum.
Size fizik dersinde entropi diye bir şey anlatmadılar mı? Evrendeki tüm düzen, düzensizliğe dönüşmeye mahkumdur. Eninde sonunda her şey bozulur, her şey çürüyüp yok olur. Dünya, yıldızlar, tüm galaksi... Hepsi günün birinde yok olacak.
Okurken çok zorlandım. 47 numaralı kamera kitabını okuyunca almıştım. Ama hiç beğenmedim. Çok ayrıntıya kaçıyor. Doğru düzgün bir konu yok. Tavsiye etmem, zaman harcamayın derim.
Büyük yıldızlı bir gök yüzünü altında beni gömün.
Mutlu yaşadım mutlu ölüyorum kendi istegimle mezara giriyorum yaşagım hayatı dunyaya hediye ediyorum
Saaat şimdi 00:04 oldun ve tahiriye boş bir hayat daha gitti diye yazılsın.
Carson McCullers'ın yazar olmadan önceki arzusu piyano sanatçısı olmaktı.Juilliard Müzik Okuluna kaydolmak için on yedi yaşında New York'a geldi.Fakat kentteki ikinci gününde kayıt parasını metroda kaybedince müzik kariyeri başlamadan sona erdi.Colombia Üniversitesinde yazım dersleri alırken bir yandan da cep harçlığını kazanmaya çalıştı.Sabah 04.00-08.00 arasında yazma sanatını geliştirirken,günün geri kalan saatlerinde de sekreterlik yaparak hayatını kazanıyordu.1936'da çok ciddi bir ateşli hastalık geçirdi,bu onun ileride başına gelecek pek çok inanılmaz hastalık ve kazanın ilkiydi.1940'ta ilk romanı Kalp Yalnız Bir Avcıdır yayınlandı.Pek çok eleştirmen böyle bir romanın sadece yirmi iki yaşında bir yazar tarafından yazıldığına inanamadı.