Kahramanlar, vatanseverler, şehitler, büyük devrimciler ve insanlar olarak kabul görebilecek pek az kişi, devletlerine vicdanlarını kaybetmeden hizmet ederler ve bundan dolayı da sıklıkla devlete karşı direnir ve düşman muamelesi görürler.
Gençlerin arasına bir rastgelelik ile sorgulama furyası sokuluyor. Hem sorgula diyen elemanları hem de sorgulamayı sorgulamaktan aciz kalan bu gençler herşeyi usülsüzce ve çelişki içinde saçma kelimelerle sorgulayarak toplumda kendilerine marjinal ve entelektüel bir loca tayin etmeğe câriler
En sonda da kendilerini bu şekilde bir yere varacaklarını umuyorlar, yaptıkları yalnız egolarını tatmin etmek.
Sorgulamak güzel şey ama bunu bir zemine oturmak lazım rastgelelikle olmaz. (Allahı kim yarattı?, Allah kendinden büyük bir taş yaratabilir mi? gibi absürt sorular)
Kişi evvel bir şeyi “neden” ve “nasıl” sorgulayacağını bilmeli, gerisi bir şekilde gelir. Ve maksat yalnız soru sormak ve karşı tarafı zorda bırakmak olmamalı. Bu yalnızca gevezelik ya da hırçınlık olur dehalık değil!
Sorular sordukça öğrenmek ve kümülatif olarak ilerlemek amaçlanmalı ki bir şeyler elimize geçsin
En sonda sorgulamanın bir sınır olduğunu da anladığımız da sorularımızın cevabını daha kolay bir şekilde aldığımızı ve bir şeyler öğrendiğimizi farkedicez