elif
@123eliff
20 okur puanı
Temmuz 2022 tarihinde katıldı
Okur Takip Önerileri
Hayatta durmaksızın mükemmellik arıyoruz. Maddi hayatımızda mükemmellik arama arzumuz, aslında ruhun bir zamanlar en mükemmel olanla, Allah'la birlikte olmasıyla ilgilidir. "Allah güzeldir, güzeli sever." (Müslim) O zaman insan da güzeli sever! Mükemmeli arar ve bu arada, daha güzel eve, kıyafete, arabaya sahip olmak, daha güzel, daha güzel... Ama bunlar içimizdeki o arayışı tatmin eder mi? Kesinlikle hayır, çünkü Allah'ın mükemmeliyetinden yoksun kalmanın eksikliğini hiçbir şey dolduramaz. O yüzden, iman eden biri, ancak geldiği yere, yani Allah'ın huzuruna geri döndüğünde tamamen tatmin olur, itminan bulur.
Allah bizleri Kur'an'ın hikmeti ile mübarek kılsın, ayetlerinden ve hikmetli zikrinden faydalanmayı nasip etsin.
Annemizi, çocuklarımızı, kardeşlerimizi biz seçmiyoruz. Bunlar bizim tercihimize bırakılmamış. Bu tercihi Allah yapıyor ve bu insanlarla iletişim halinde olmamızı emrediyor. Bu O'nun tercihi. Bu ilişkiler kesilmez, koparılıp bir kenara atılmaz.
Kendinizle ilgili iyi düşünceleriniz olsun, Allah katında da öylesiniz çünkü. Kendinizden vazgeçmeyin; çünkü siz vazgeçmediğiniz sürece Allah sizden vazgeçmez. Allah'ın sizden vazgeçmediğinden emin olun; çünkü hâlâ nefes alıyorsunuz... Hâlâ hayatta olmanız Allah'ın sizden vazgeçmediğini gösterir. Eğer ümitsiz vakaysanız ve sizden hiçbir hayır gelmiyorsa o zaman artık yaşamanızın bir anlamı kalmaz.
Ümmet-i Muhammed olarakk İslam'ın mesajını yaymak istediğimizde ilk yapmamız gereken şey, "tebşir" yani müjdelemektir. Kur'an'ın müjdeleri ve uyarıları vardır. Biz ümmetle olan konuşmalarımızda öncelikle ne söyleyeceğiz? Bir daha görüşme ihtimaliniz olmayan biriyle konuşacaksınız. Ne dersiniz? Belki sadece birkaç dakikanız var. Çok dikkatli konuşmalısınız. Bu vakit onlara cehennemi hatırlatmak için değil, cennet umudu vermek içindir.
Allah(cc) Kur'an'da insanlardan üzerlerine bina ettiği gökyüzü için, ayakları altına serdiği yeryüzü için, içtikleri içecekler için, yedikleri yemekler için, sevdikleri eşleri için hamd etmelerini ister. "Deveye bakmıyorlar mı, nasıl yaratılmıştır! Göğe bakmıyorlar mı, nasıl yükseltilmiştir!"(Ğaşiye, 17-18) Bu, Allah'ın insanlığın ilgisini saf fıtrata çekmesidir. Çünkü "Allah insanları en güzel bir fıtrat üzerine yaratmıştır." (Rûm, 30)
Surlarla çevrili bir şehir hayal edin. Eğer birisi duvarların üstünden tırmanmaya çalışırsa bu, surları inşa ettiren krala karşı yapılmış bir saldırıdır. Ve bir "sure"ye saldırıda bulunmak, bir sureyi eleştirmek, sure üstüne teşebbüste bulunmak hakikatte Allah'a karşı girişilmiş bir saldırıdır.
Kimse "Allah bir gün bendeki takvayı ortaya çıkaracak, eninde sonunda takva sahibi olacağım, dua et Allah beni müttakilerden kılsın." demekle yetinemez. İnsan elinde olmayan şeyler için sadece duaya sarılabilir. Fakat elinden gelen bir şey varsa önce onları yerine getirme sorumluluğu vardır. Allah müttaki olmak için gereken her şeyi zaten herkese vermiştir.
Allah'ın onların kalplerini mühürlemesi küçük bir sorun değildir. Kalpten gelen her güzel şey gitmiştir artık. İnsanın fıtratı kilitlenmiş ve ondan alınmıştır.
Kalbinizin iyi mesajlar almasına izin vermezseniz, Allah'ı hatırlamaya çalışmazsanız, O'nun(cc) kanunlarına uymazsanız, Allah'ı unutmaya devam ederseniz bunun kalbinizde bir karşılığı olacaktır. Eninde sonunda Allah(cc) kalbinizin mühürlenmesine izin verir. Bu durumda kimse Allah'ı suçlayamaz. Yaptığı yanlışlarda ısrarlı olanların kalpleri mühürlenir.
Hz. Aişe (r.a.) ne zaman sadaka verecek olsa üzerine güzel koku sürermiş. Sebebini sorduklarında, "Çünkü bunu Allah'a yolluyorum." diye cevap vermiş. Ne zaman sadaka verirseniz bilin ki bu Allah'a gönderdiğiniz bir ameldir.