Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Biz maddeye hükmediyoruz çünkü zihne hükmediyoruz. Gerçeklik kafanın içindedir.
Gelecekle nasıl iletişim kurabilirdiniz ki? Doğası gereği imkansızdı. Gelecek ya bugüne benzeyecekti ve dolayısıyla onu dikkate almayacaktı ya da bugünden farklı olacak ve içinde bulunduğu tatsız durumun bir anlamı kalmayacaktı.
Sayfa 15 - Olympia YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Sizler ölüydünüz; gelecek onlarındı. Ama onların bedeni canlı tuttukları gibi sizler de zihni canlı tutsaydınız ve iki iki daha dört eder gizli öğretisini başkalarına aktarsaydınız, sizler de o geleceği paylaşabilirdiniz.
Savaş, barıştır. Özgürlük, köleliktir. Cehalet, güçtür.
Sayfa 12 - Olympia YayınlarıKitabı okuyor
Yararı yoktu, hatırlayamıyordu; bağlamsız ve çoğunlukla anlaşılmaz halde ortaya çıkan birkaç parlak ışıklı sahne dışında çocukluğundan geriye bir şey kalmamıştı.
Sayfa 11 - Olympia YayınlarıKitabı okuyor
Dışarıdaki dünya, pencerenin kapalı olmasına rağmen soğuk görünüyordu.
Sayfa 10 - Olympia YayınlarıKitabı okuyor
Reklam
Günümüzdeki çöküş döneminde bile ortalama insan birkaç yüzyıl öncekinden fiziksel olarak daha iyi durumdadır. Ama refahın artması da hareket tarzındaki yumuşamalar da reformlar ya da devrimler de insanlığı eşitliğe bir adım bile yaklaştırmamıştır. Aşağı kesim açısından hiçbir tarihsel değişiklik efendilerinin adının değişmesinden başka bir anlam taşımamıştır.
Mutluluk diye bir şey olmadığını, zaferi şu yaşadıkları hayatta asla göremeyeceklerini, Parti'ye karşı savaş açtın mı kendini ölmüş bilmen gerektiğini anlayamıyordu. "Biz ölüyüz." dedi Winston. Julia "Daha değil." diye karşı koydu. "Bedence ölmemiş olabiliriz. Ama daha ne kadar dayanabiliriz ki? Altı ay mı, bir yıl mı, beş yıl mı? Ben ölümden korkuyorum. Sen gençsin, benden daha çok korkuyor olman gerekir. Kuşkusuz, ölümü elden geldiğince geciktireceğiz. Ama pek bir şey değişmez. Sonuç olarak insanız, ölümle yaşam aynı kapıya çıkar."
Seviştiğinde enerji harcarsın ve sonrasında mutlu olur, hiçbir şeyi önemsemezsin. Böyle hissetmene katlanamazlar. Sürekli enerjiyle dolup taşmanı isterler. Bu tören yürüyüşleri, tezahüratlar ve bayrak sallamalar cinselliğin bozulup kokuşmuş hallerinden ibaret. Kendi içinde mutluysan, Büyük Birader, üç yıllık planlar, İki Dakikalık Nefret ve diğer tüm lanet şeyler ne diye yüreğini hoplatsın ki?(...) (...) Partinin üyelerindeki korkuyu, nefreti ve kör inancı seviyede tutmak için güçlü bir içgüdüyü bastırmaktan ve onu yönlendirici güç olarak kullanmaktan başka bir çaresi var mıydı?
"Herkesin razı olduğu bir haksızlığa isyan etmek kolay değildir."
Reklam
Acı ve korkunun biyolojik yararsızlığını, tam da özel bir çaba göstermek gerektiğinde hemen her zaman donup kalan insanın bedeninin ihanetini neredeyse şaşkınlıkla geçirdi aklından.
“Yok etmek sadece zorbaların ve cahillerin işidir. Bir insan zekasıyla yenemeyeceğini anladığı anda ya şiddete başvurur ya paranın gücüne. Birisi sizinle aynı fikirde değil diye onu yok edemezsiniz. Medeni ve erdem sahibi insanlar böyle yapmaz. Çok okuyan ve bilginin gücüne inanan her insan, sadece konuşma yolunu seçer. Sizden olmayanları yok etmek yerine, bilginin ve fikrin gücüyle, sizin gibi düşünmesini sağlamalısınız.” George Orwell 1984
Uğrunda savaştığınız davalar, savaş alanında, işkence odasında, batmakta olan bir gemide hep unutuluveriyordu, çünkü beden şişip büyüyerek tüm evreni kaplıyordu; korkudan çarpılmadığınız ya da acı içinde haykırmadığınız durumlarda bile, yaşam her an açlığa, soğuğa, uykusuzluğa, mide buruntusuna ya da diş ağrısına karşı verilen bir savaşımdı.
Yönetmek ve yönetimini sürekli kılmak istiyorsan, gerçeklik duygusunu yolundan çıkaracaksın. Çünkü yönetmenin sırrı, bir yandan kendinin yalnızlığına inanırken, bir yandan da geçmişteki hatalardan ders çıkarabilmektir.
"Savaştan ne zaman başımızı alabildik ki?" dedi ihtiyar duyulur duyulmaz bir sesle.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.