Ben, hiç olmazsa, gerçekleri görmeğe başladıığımı, bir şeyler aramağa başladığımı ileri sürüyorum. Çünkü bir süreden beri biliyorum ki, bir şey ileri sürmeden, 'ifade edilmesi kaçınılmaz duruma gelen duyarlıklardan' söz etmenin anlamı yok.
İnsan...insan... kim bu insan?
İnsan genel bir isimdir, çeşitli şartlar altında çeşitli bireyleri ifade etmek için kullanılabilir. Ona, 'insan' yerine, meselâ 'X' de diyebilirsiniz. Ona 'X' denilebilirse, özellikle ben, bu varsayımdan dolayı çok mutlu hissederim kendimi. Çünkü ben bir matematikçiyim ve içinde bulunduğum durumda bütün umudum, başıma gelenleri, bir 'X' bilinmeyeninin çözülebilir fonksiyonlarından ibaret olarak görebilmektir. Böylece birçok korkulu rüya hiç yaşanmamış olacaktır.
Birinsan —özellikle benim gibi bir insan— ne zaman yazmaya başlar? Daha doğrusu, ne zaman onun için, yaşadıkları, hissettikleri, düşündükleri artık ifade etmekten kaçınamayacağı bir yoğunluğa ulaşır?
Öküzlerin de insanlar gibi duyguları vardır. Yularından eve doğru çekerken, onun hayatını kurtardığımı biliyordu. Vücudunu bana sürterek sevgisini ifade etmeye çalışıyordu. Ona dedim ki: "Bu kadar çok sevinme. Seni eve çalışasın diye götürüyorum, yan gelip yatasın diye değil."