Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

1okur

428 syf.
9/10 puan verdi
·
4 günde okudu
İnsan türündendir bütün insanlar; bölünme anlamına gelmez çeşitlilik
"Yemek yiyorlar, şarkı söylüyorlar, Sevişiyorlar siyah insanlar da.. " Diğer insanların sahip olduğu duygulardan, tutkulardan, yeteneklerden yoksun değiliz diyor siyah halkın siyah seçkinlerinden Ernest Dholomo. Biriz. "İnsan türündendir bütün insanlar." Taşıdığımız duygular bir. Sevgi, nefret, hüzün, neşe, aşk, korku,
Çağdaş Güney Afrika Şiiri Antolojisi
Çağdaş Güney Afrika Şiiri Antolojisiİlyas Tunç · Bence Kitap · 20132 okunma
Reklam
328 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
"Bir Anadolu Süper Kahramanı: Puduhepa"
PUDUHEPA; -Karısının ölümünden kızını suçlandıran bir babanın kızı (onun doğumundan hemen sonra öldüğü için), -Soyluluğuyla, güzelliğiyle, zenginliğiyle övünmeyen; ağırbaşlı bir kadın, Tarsus'un yüreği, -Hitit kralı III. Hattuşil'in çok sevdiği karısı, -Bebeklere ninni söylenmeyen, adeta bozkıra eş, renksiz Hitit ülkesine çiçekler açtıran bir
Puduhepa
PuduhepaNazan Apaydın Demir · Gece Kitaplığı · 20189 okunma
160 syf.
10/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Hani, ey gözyaşım akmayacaktın?
youtube.com/watch?v=2G5jS5q... Zeki Müren'in doğum gününü iki gün geçmişken Orhan Seyfi Orhon'un romanı geçti elime dün. Bu iki ismi bir cümlede buluşturan, Orhan Seyfi Orhon'un kızı için yazdığı Vedâ (Veda Busesi) şiiri. Bestelenen şiirilerinden biri. Dilime dolandı, ne güzel.. VEDÂ Hani, o bırakıp giderken seni Bu öksüz tavrını
Çocuk Adam
Çocuk AdamOrhan Seyfi Orhon · Everest Yayınları · 200923 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
116 syf.
9/10 puan verdi
·
27 saatte okudu
Yalnız o mu yalnız? Yalnız, yalnızlıkta yalnız değil yalnız..
-N'apıyorsun Hasan Ali, ne yazıyorsun? -Yok yok, bıraktım yazmayı Gürhan abi. -Yok, vardır yine senin kıyıda köşede bir yazdığın? Elbette ki vardır. Okumak için onları ister Gürhan Uçkan. Hasan Ali Toptaş "abimiz" dediği Gürhan Uçkan'ın bu ricasını kırmaz ve karaladıklarını Stockholm'e yollar pullu bir mektupla. İlk kitabı Bir Gülüşün
Yalnızlıklar
YalnızlıklarHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20163,974 okunma
299 syf.
9/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Geçmiş zamanın kırık parçalarına basa basa yürüdüler, İshak ve Jülide..
Tutunamadıkları için düşen, düşerken birbirine sarılan iki insan: İshak ve Jülide. Jülide karmaşık ve derin -adı gibi-. İshak adının aksine gülmeye doğmamış hiç. Tuhaf olaylar, bağlar.. İster kader diyelim, ister enerji, ister tesadüf. İyi veya kötü bir yol tutturmuş gidiyorlar. Yolda yolları kesişiyor, yoldan çıkıyorlar -dışarıdan bakan için öyle-, sonra ayrı yolları yol oluyor, bir oluyor. Jülide'nin hikayesi bir yönüyle manevî abla kabul ettiğim pamuk tenli, süt tenli, güzel Hafsa'ya benziyor. O da Jülide gibi görme yetisini yavaş yavaş kaybediyor ve bu süreçte eşiyle boşanıyor. Kitabı bittiği yerde yeniden başlatıyor zihnim. -Karanlığa gömüldükten sonra neler olacak?- Her evlenen aile kurmuş sayılır mı? Hislerimize aykırı davranmak bizden ne götürür, bize ne getirir? Ya da sadece hislerimize uyarak yaşamak mümkün mü, nasıl olur? Kafamda birçok soru işareti ve boşluk bıraktı kitap. Hikayesi hayattan kopuk değil. Kitabın en sevdiğim yönlerinden biri anlatıcının her bölümde değişmesiydi. Duyguları daha iyi anlama, kişileri daha yakından tanıma imkanı sağladı bu. Anlatsam roman olur derler ya, öyle bir kitap. Şimdiki zaman ve geçmiş zaman harmanı. Benimki biraz sondan başa oldu. Tarık Tufan'dan okuduğum ilk kitap, onun ise son kitabı. Kendisiyle bu kitap ile tanışmış olmaktan memnunum. Ve naçizane kitabı edinerek okumanızı tavsiye ederim çünkü onlarca yaranızın altını çizeceksiniz. Rahat rahat çizebilmek adına.. Keyifli okumalar.
Düşerken
DüşerkenTarık Tufan · Profil Kitap Yayınları · 20186,2bin okunma
Reklam
79 syf.
·
Puan vermedi
·
6 saatte okudu
"Size mi, kendime mi konuştum, anımsamıyorum."
Zaman: 92 yazı Mekân:İstanbul Biri yazmanın biri çizmenin ustası, iki hoşsohbet, iki yakın dost. Dostlar meclisine icazet almışız da onları dinliyoruz. Biz. Okuyucu, dinleyici, sanatsever, edebiyatsever, anlayan, anlamayan, anlamaya çalışan.. Bir yandan da Abidin beyin çeşitli yüz çizimleri dolaşıyor elden ele. İşte aşağı yukarı böyle bir şeydi
Yüzler
YüzlerYaşar Kemal · Sel Yayıncılık · 2005194 okunma
376 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Hebayım, hebasın, heba
"Zır cahil anam bile "4 yaşlarındaydım" demez. "4-5 yaşlarındaydım" der. "Öğretmenlerimden bir tanesi" gibi bir kullanım olabilir mi? Leblebi mi sayıyorsun? Öğretmenlerimden birisi diyeceksin. "Konuya vakıf olduk." yazmış. E önce dernek olsaydın.. Hani a'nın üzerinde şapka?" (H.A.T.) Diyelim
Heba
HebaHasan Ali Toptaş · Everest Yayınları · 20164,580 okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
10 saatte okudu
"Ne olur bana benden bahsettirmeyin."
Haldun Taner Türk edebiyatının en mütevazı yazarlarından biri. Öyle ki; evinin kapısına adını bile yazdırmaz, imzasını küçük harflerle atar. "İmkan buldukça kendimden konuşmam" der ve ekler, "Kendi BEN'imi içimden çıkarayım ki, içime daha çok dünya sığsın." Bu alçakgönüllü adam hikâye anlatışı bakımından II. Meşrutiyet kuşağı yazarlarına benzetilse de incitici ve kaba olmayan hoş bir mizah kullanıyor öykülerinde. Kendine has bir gerçekçilik anlayışı var ve bunu bize aktarırken oldukça ölçülü davranıyor. 7 öyküsü de birbirinden keyifliydi. Hikayelerinde bencillik, tembellik, cahillik, kabalık gibi konuları tatlı tatlı hicvetmiş. En beğendiğim öykü, kitaba da ismini veren "Yalıda Sabah" oldu. Gün tazeyken okunmalı bu öykü. Tek tek yazmayacağım, her bir hikâyesi candan, gülümsetici, her yaşa hitap eden, yumuşacık öyküler ve tanışmakta geç kalınmamalı. Kitap şu an YKY'den çıkıyor ama bulursanız Bilgi Yayınevi'nden okumanızı tavsiye ederim. Bilgi Yayınevi 7 öyküsüne ek olarak Ayça Aktan-Haldun Taner röportajı ve "Ne Dediler" bölümlerine yer veriyor. (YKY'den çıkan kitabı görmedim ama sayfa sayılarından hareketle (104-136) o bölümlere yer vermemiş olabileceğini düşündüm, YKY'den okuyanlar yanlışsa düzeltsinler lütfen.) Keyifli okumalar.
Yalıda Sabah
Yalıda SabahHaldun Taner · Yapı Kredi Yayınları · 2020431 okunma
419 syf.
10/10 puan verdi
·
5 günde okudu
Kendini gerçekleştiren kehanet: huzur-huzursuzluk
Bazen -hatta çoğu zaman- karşılıklı sevmenin tek taraflı sevmekten daha ürkütücü olduğunu düşünüyorum. Bu, Huzur romanıyla biraz daha pekişti. Huzurun huzursuzlukla nasıl kol kola gezdiğini etine kemiğine kadar hissettiren, yazarın da hayatıyla örtüşen enfes bir romandı. Mehmet Kaplan bu eser için "otobiyografik tarafları göz ardı
Huzur
HuzurAhmet Hamdi Tanpınar · Dergah Yayınları · 201916,3bin okunma
206 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Ne zamandır Yunan mitolojisiyle alakalı bir kitap okumak istiyordum ki K. P. Kavafis'in Bütün Şiirleri kitabı çıktı karşıma. Kapsamlı bir şey aramıyordum zaten, elime alıp bakınca "bir taşla iki kuş neden olmasın" dedim ve başladım kitaba. Bazı şiirlerine bayıldım, beğenmediklerim -ya da anlamadıklarım- da epey oldu. Kitabın iyi yanı şu ki; K. P. Kavafis'in şiirlerine kaynaklık eden tarihi ve mitolojik unsurların açıklandığı notlar bölümü var. Buna iki isimle ilgili az çok bilgi edindiğim bir şiirden küçük bir kesitle örnek vereyim. .... Ama millet Narkissos ve Hermes yerine koydu beni, Kötü alışkanlıklarım yıprattı, tüketti bedenimi. .... Irmak tanrısı Kephissos ile arındırıcı suların perisi Liriope'nin oğlu Narkissos bir gün şu birikintisinden su içmek isterken yüzünü görüp kendi kendine aşık olur. Kendine hayranlıkla bakar kalır, bir müddet sonra gücü tükenir ve oracıkta ölür. Tam orada da bir çiçek biter; Narkissos çiçeği.. (Nergis) Bir diğer isim Hermes. Tanrıların en kurnazı, hırsızların, kumarbazların koruyucusu.. Liri, kavalı, notaları, astronomiyi, ölçü birimlerini ve sporu icat ettiğine inanılan Hermes.. Aşağı yukarı böyle bir kitap, çok fazla tarihi ve mitolojik kahraman var. Bu yüzden her şiirden sonra arka sayfalara gidip açıklama olup olmadığına bir bakın -bilgi sahibi değilseniz- yoksa bir şey anlamadan okumuş olursunuz. Keyifli okumalar.
Bütün Şiirleri
Bütün ŞiirleriKonstantinos Kavafis · İstos Yayınları · 2013167 okunma
Reklam
112 syf.
8/10 puan verdi
·
5 saatte okudu
Kırmızı Pazartesi haksız (belki) bir namus cinayetini konu alan küçük bir roman. Fakat diğer cinayet romanlarından biraz farklı. Katili bulma çabasıyla okumuyorsunuz. Katil de maktul de en başından belli. Yazar sizi alıyor ve Kırmızı Pazartesi'nin yaşandığı kasabaya bırakıyor. Bundan sonra olayların içindesiniz. Yazarın amacı polisiye bir heyecan uyandırmaktan ziyade toplum duyarsızlığının ve önyargıların neler doğurabileceğini göstermek. Sonunun baştan belli olması yanıltmasın, yine de sonunu merakla bekletmeyi başarmış yazar. Eğitim Bilimleri'nde bir kavram var. "Bedenselleştirme." Mesela bir çocuk o gün okula gitmek istemiyorsa bu düşüncesini bedenselleştirebilir ve karnı gerçekten ağrıyabilir. Tam olarak bedenselleştirmeye girmese de -buna biraz yakın- kitabı hissederek okuyabilirsiniz. Kasabaya yayılan kan kokusunu duyabilir, Santiago Nasar'ın tam ölürken toza toprağa batmış bağırsaklarını nasıl temizlemeye çalıştığına düşünce gözüyle şahit olabilirsiniz. Kırmızı Pazartesi benim Gabriel Garcia Marquez'den okuduğum ilk kitap oldu ve beğendim. Bu arada isim kargaşası yaşamamak adına küçük notlar almakta fayda var. Keyifli okumalar.
Kırmızı Pazartesi
Kırmızı PazartesiGabriel Garcia Marquez · Can Yayınları · 202177,5bin okunma
724 syf.
10/10 puan verdi
·
11 günde okudu
Yolun sonunda ışık var..
"İnsanlar Selim Işık'ın başına gelenlerden habersiz, aceleyle, birtakım yerlere gidiyorlardı. Birtakım insanlar, birtakım yerlere.." Tutunamayanlar pek öyle özeti, tarifi yapılabilecek bir kitap değil ama genel anlamda konu; yakın arkadaşı Selim Işık'ın intiharına anlam veremeyen Turgut'un, -onu tanıyanlar vasıtayla- kendini ve Selim'i
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,5bin okunma
134 syf.
9/10 puan verdi
Roman ne kötü ki yaşanmış bir olaydan yola çıkılarak yazılmış. Pınar Kür henüz 21 yaşında genç bir kızken görmüş asılan kadının -Melek'in- resmini. Bu olayın etkisinden çıkamamış ve 15 yıllık bir çabayla çıkartmış romanını. Sonrasında yaşadığı sıkıntılara hiç girmiyorum. 'Bir kadın nasıl olur da böyle açık seçik bir roman kaleme alır...' Bu burada
Asılacak Kadın
Asılacak KadınPınar Kür · Everest Yayınları · 20124,810 okunma
160 syf.
7/10 puan verdi
·
20 saatte okudu
Pastoral Senfoni'den sonra beklentimi yüksek tuttuğumdan mı bilmem pek etkileyici bulmadım Dar Kapı'yı. Aşk ve din arasında sıkışıp kalmış bir kız ile kendinden iki yaş küçük kuzeni Jérome arasındaki karamsar aşkı konu alıyor kitap. Kitap boyunca Alissa'nın -bu denli aşıkken ve bu aşk karşılıklı iken- neden Jérome'den kaçtığını düşünmekten hikayeye odaklanamadım. Kitabın ikinci yarısında bakış açısı değişiyor ve Alissa'nın günlüğüne geçiliyor. Orda şu yazıyor: " Ama gene de kaçıyorum ondan, üzüntüyle, neden kaçtığımı anlamadan." Neyse ki Alissa kendi bile anlamamış. :) Alissa'ya bu kadar odaklanmasaydım kitabı sürükleyici bulabilirdim. Çok az da olsa Leyla Mecnun hikayesini anımsatan tarafları vardı kitabın. İlahi aşka erişmek çabasıyla kayboluyor Alissa. "Tanrım, ama neden seninle arama daima onun görüntüsünü koyuyorsun?" İşte bu cümle bana göre tüm kitabın özeti. Sonuç olarak iyi veya kötü diyemiyorum ortalarda bir kitaptı benim için.
Dar Kapı
Dar KapıAndré Gide · Timaş Yayınları · 20212,830 okunma
134 syf.
9/10 puan verdi
·
11 saatte okudu
Kanayan, Toplumcu Gerçekçi bir çizgide yazılmış 6 öyküden oluşuyor. 70'li yılların hukuk dışı uygulamaları, tutuklu yaşamaları, anne baba duyguları işleniyor kitapta. Kitaptaki bazı öyküleri Mamak Cezaevi'nde yattığı dönemde yazmış. Bu yüzden anlatımı kuvvetli geldi bana, ordaki izlenimlerinden ve anılarından faydalanmış. Eğer buz dolabınızın üstü; babanızla, abinizle, kardeşinizle ya da eşinizle cezaevinde çekilmiş fotoğraflarla doluysa veya duyarlıysanız öyküler bayat gelmeyecektir. Tek oturuşta okudum ve bittiğinde fark ettim ki gözlerim dolu dolu olmuş. Bana en vurucu gelen kısımlarından biri şurası oldu: "Bu dört duvar arasında en büyük düşmanın duygu olduğunu çok iyi biliyordu artık; ama onsuz, duygusuz kalmayı başaramamıştı daha." Kanayan, Erdal Öz'den okuduğum ilk kitap oldu ve son olmayacak. Ben beğendim.
Kanayan
KanayanErdal Öz · Can Yayınları · 2016421 okunma
88 syf.
6/10 puan verdi
·
25 saatte okudu
Fark ettim ki bu kadar yoğun melankoliyi aile ilişkilerine değil de aşka yakıştırıyorum. Kafka'nın Milena'ya Mektuplar kitabını çok beğenmiştim. Babasına yazdığı mektuplar epey suçlayıcı. Güçsüzlük gibi algıladım, her başarısızlık veya olumsuz durum babadan kaynaklanmıyordur elbet. Bir yerinde babasının kardeşini çok sevdiğini yazmış. Duygularını oğluna belli edemeyen bir babaydı belki ya da Kafka zor bir çocuktu, bilemiyorum araştırmak gerekir.Bir yaşa kadar ben de duygularını belli edemeyen babama karşı böyle şeyler düşünüyordum. Daha sonra onu anlamaya çalıştıkça daha iyiye gittiğini gördüm her şeyin. En güvendiğim insan oldu sonra. (Kitabı kendi babama göre okumuş olabilirim, tarafsız olamadım. :) ) Kafka'ya döneyim. Eleştirilerinden anlıyorum ki yoğun bir baba özlemi var. Var ama yok bir baba.. Her ne kadar aşırı beğendim etkilendim diyemesem de her ebeveyn okumalı diye düşünüyorum. Çocuk yetiştirirken anne babanın yanlış tutumları çocuğu nasıl etkiler, sonuçlar neler olabilir buna örnek olabilecek bir kitap.
Babaya Mektup
Babaya MektupFranz Kafka · Panama Yayıncılık · 201740,1bin okunma
Reklam
82 syf.
·
Puan vermedi
·
3 günde okudu
Piyâle'yi sadece okuyup geçerseniz hiçbir zevk almaz ve bir saatte bitirebilirsiniz. Hakkını vermek için Osmanlıca bir sözlük eşliğinde okumak gerekiyor. İnceliğine kanmamak lazım. Dopdolu bir kitap. Haşim'in şiir anlayışını anlattığı önsöz mahiyetinde bir makalesi, Yakup Kadri'nin yazısı, Haşim'in bazı şiirleri ve İkdam gazetesinde yayınlanan birkaç düz yazısı ile küçük bir sözlükten oluşuyor kitap. Fecri Ati şiirini daha yakından tanımak için çok uygun. Şiirlerinin tınısı çok iyi. Düz yazıları şiirlerinden daha sade ve anlaşılır. Severek okudum.
Piyâle
PiyâleAhmet Haşim · Yapı Kredi Yayınları · 2018580 okunma
131 syf.
8/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Anı mektup ve günlük türündeki kitaplara bayılıyorum. Cemal Süreya'nın böyle bir eserinin olduğundan habersizdim başta. Yalnız bu kitabına biraz önyargılı başladım. O da eşi Zuhal hanımın verdiği bir röportajda "Sevenlerinin önünde daha fazla bu konuyu (şiddet) konuşmak istemiyorum." demesiydi. Bunu bir kenara bırakınca oldukça duygusal yazdığı mektuplar. Dünyanın en muhteşem çifti onlarmış gibi bir hisse kapılıyor insan. Aşırı bir etkilenme olmadı okurken ama sıkılmadım da.
On Üç Günün Mektupları
On Üç Günün MektuplarıCemal Süreya · Yapı Kredi Yayınları · 20174,587 okunma
126 syf.
9/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Çareyi mezarda bulan Werther, gerçekte olmayan mektup arkadaşı Wilhelm, güzel Lotte.. Kitaba bayıldım. Yoğun bir duygusallığı var. Werther'in acısını kalbimde hissettiğim oldu. Dokunaklı ve sıkılmadan okunuyor. Ayrıca Goethe'nin kitabı yazdığı yaşta okumak kısmet oldu, daha da sevdim. Tavsiye edilir. :)
Genç Werther'in Acıları
Genç Werther'in AcılarıJohann Wolfgang Von Goethe · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2021120,4bin okunma
280 syf.
10/10 puan verdi
·
6 günde okudu
Bir kitabı doğru zamanda okumak çok önemli. Eylül geçen güne kadar benim için sadece KPSS odaklı yüzeysel bilgi edindiğim, ilk psikolojik roman deyip geçtiğim bir romandı. Çok önceleri okumaya çalışıp "çok sıkıcı ve ağır" önyargısına kapılmıştım. Neyse ki geçen gün tesadüfen tekrar elime geçti ve okumaya başladım. Altını çizip tekrar tekrar okumak istediğim birçok cümle ve tahlil var. Konusuyla diliyle duygusuyla içine hemen çekti beni. Zaman zaman sıkıldım ama bu kısa sürdü. Sonunda tadı damağımda kaldı diyebilirim. Okunmaya değer.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Sis Yayıncılık · 201439,5bin okunma