"Hiçbir şey öğrenemedin mi daha, ölüm kapınday-
ken bile? İkide bir onu rahatsız edeceğim, bunun canını
sıkacağım diye düşünmesene. İnsanların hoşuna gitmi-
yorsa şikâyette bulunabilirler. Şikâyet edecek cesaretleri
yoksa bu onların sorunu."
"Nereden bildiğimi söyleyemem, ama biliyorum. Ta-
nıştığımızda sana ilk sorduğum soruyu hatırlıyor musun?"
"Evet, deliliği bilip bilmediğimi sormuştun."
"Çok doğru. Bu kez sana öykü anlatmayacağım. De-
li olmak, düşüncelerini iletmekten âciz olmak demek.
Sanki yabancı bir ülkedesin, çevrede olup biten her şeyi
görüyor, anlıyorsun, ama istediğini anlatmaktan, dolayı-
sıyla da yardım bulmaktan umutsuzsun, çünkü orada
konuşulan dili bilmiyor, anlamıyorsun."
"Hepimiz hissetmişizdir bunu."
"Hepimiz şu ya da bu biçimde deliyiz zaten."