İnsanın belli başlı iki günahı var, öbürleri bunlardan çıkar : Sabırsızlık ve kayıtsızlık. Sabırsızlıktan Cennet’ten kovuldular, kayıtsızlıktan geri dönmüyorlar. Ancak belki de belli başlı sadece bir günah var : Sabırsızlık… Sabırsızlıktan kovulmuşlardı, sabırsızlıktan geri dönmüyorlar
…. Lakin asıl şiir kadınlardır, bu çiçeklerden şekillendirilerek odanızın yaldızlı hücrelerinde narin çiçeklerle hoş kokulu hatıralarıyla size gülümseyen demetlerdir. Bence işte aşkın felsefesi bundan ibarettir: … Sevda hayatı bir çiçek bahçesidir ki buradan sadece seyirci gözleriyle geçenler de vardır , onlar biraz ileride bir şey koparabilmek ümidiyle geçerler , nihayet artık koparılacak bir şey kalmaz , geri dönmek de mümkün değildir , bunların mezar taşına “ Yaşamadılar”[sözü] kazınabilir.
İnsanın hayatta en büyük zevkinin bugünkü gibi oburluk, sefahat , kibir , övünme , kıskançlıktan gelen rekabet gibi hırs zevkleri değil de, aydınlığa, acımaya hizmet etmek olduğu düşüncesi bir hayal midir? Bütün imanımla , " Hayır! " diyorum.