Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.24
Beyza Şahin
Beyza Şahin
@1tutamkitapp
Suç ve ceza…( Dikkat!! İncelemem azıcık spoiler içerebilir.)Dostoyevski’nin unutulmaz başyapıtları arasındadır. İlk baskısı 1866 yılında yapılan bu kitap o dönemin karanlık Rusya’sını da betimlemiştir. Kitabın ana kahramanı hukuk öğrenimini yarıda bırakan Raskolnikov’dur. Olay Raskolnikov’un meşhur tefeci Alyona İvanovna ile Lizaveta’yı baltayla öldürmesiyle başlar. Bundan sonraki olacak bütün olaylar ise bu işin gizemini çözmek , bu cinayetin neden gerçekleştiği, fakirliğin diz boyu olduğu o dönemde çalınan para ve değerli eşyaların bir tanesine bile dokunmayıp neden saklandığının cevapları aranarak ilerler. Peki Raskolnikov bu eylemi gerçekleştirirken suç olduğunu bilmiyor muydu ya da ona göre bu iş bir suç olarak kabul edilmiyor muydu. işte kitabın felsefi yönü burada başlıyor. Gerçekten iyi amaçlar uğruna işlenmiş suçlar suç kabul edilmeli mi ? Birine iyilik yapmak için kötü biri olsa da o kişi öldürülebilir mi ? Acaba Raskolnikov herkes gibi bir bit mi ya da seçilmiş bir insan mı ? Sanırım bu sorular cevaplanmış olsaydı bu roman hiç yazılmamış olacaktı. Tek bir türe ait olmayan Suç ve Ceza hem psikolojik hem felsefi hem polisiye hem gerilim hem de edebi bir romandır.Yalnızca kurgusal bir roman olmayıp aynı zamanda yazarın yaşamından da izler barındırır. Bu kitabın kimi yerlerinde dönemin bazı edebi ve akademik metinlerinden faydalanılmıştır. Keyifli okumalar
Türk klasiklerinin başyapıtları arasında sayılan bu kitap batılı yaşam tarzını benimsemiş iki yalı arasında gerçekleşir. İki yalından birisinde Firdevs Hanım ,iki kızı ( Peyker ve Bihter) ve damadı diğer yalı da ise Adnan Bey ,kızı Nihal ,oğlu Bülent, yeğeni Behlül ve çocuklarının mürebbiyesi ‘ ihtiyar kız’ Mlle de Courton yaşamaktadır. Kitabın konusu: Adnan Bey ile Bihter’in evliliği üzerinde gerçekleşen çarpık ilişkileri konu alır. Eserin ilk baskısı 1900’lü yıllarda olup Osmanlıca yazılmış.Ardından 1925 ‘ten sonraki yıllarda orijinal metne sabit kalınarak çeşitli sadeleştirme çalışmasına gidilmiş.Çalışmada günümüz Türkçesi olanaklarının el verdiği ölçüde cümle yapısı, cümle içindeki ses uyumu korunmaya çalışılmış.Karakterler ne kadar Batılı yaşam tarzını benimsemiş olsalar da düşünce ve duyarlıklarıyla bizim kültürümüzün insanlarıdır. Kitap daha çok realist eser özelliklerini taşır.
Okuyacaklara şimdiden keyifli okumalar dilerim
Yoğun hayal kırıklığı , bolca umut , sevinç ve üzüntü… Bir genç kızın içinden geçen duyguların en saf hali bu kitapta betimlenmiş. Kitabımızın ana kahramanı Pervin adında iyi eğitim almış bir Türk kızıdır. Pervin İzmir ‘ den hayallerinde büyüttüğü İstanbul ‘ a amcasının yanına gider. Fakat İstanbul onu hayal ettiği gibi karşılamaz. Burada iken Pervin içinde önce cehalete ve yobazlığa karşı savaşırken sonra da ilk defa hissettiği “Aşka” karşı savaş verir hale gelmiştir. Bu durum platonik aşka düşür ve Pervin içinde yaşadığı duygu durumlarını günlüğüne aktarır. Yalın bir üslupla yazılmış olan bu kitap sıkılmadan bir çırpıda okunabilir. Kitap hakkındaki olumsuz yorumum sonunun umduğum gibi bitmemesi oldu. Kitap hakkındaki incelememi kitaptan yaptığım alıntı cümleyle bitirmek istiyorum. “ Yaşamak için hayal değil, hayal lazımdır .”
Okur Takip Önerileri
Yazarımız bu eserinde bir olay örgüsü ve karakterler yaratıp herhangi bir mekanda betimlememiştir.Eserin amacı adından da belli olduğu gibi şu anın değil gelmiş geçmiş tüm zamanlarda toplumun yarattığı yalnızlığı ve anlamsızlığı ifade etmiştir. Kitap her sayfada bir cümle olacak şekilde ilerler ve her cümlenin kişiye anlatmak istediği derin anlamlar barındırır. Yalın bir anlatıma sahip bir kitap gibi dursa da cümleleri özümsemek için ara ara tekrar okunabilir. Alıntı cümleler: “Bastığın yerin iki ayağının kapladığından daha büyük olamayacağını anlamaktır mutluluk. “ “Önceleri sorularıma neden cevap alamadığımı anlamıyordum, şimdiyse soru sorabileceğime nasıl inanabildiğimi anlamıyorum. Ama gerçekten inanamıyordum ki, soruyordum sadece.” “Bu dünya için kendini paralaman gülünç.”
