Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Yıllar böyle geçti. Annem düzenli olarak gazetede Dear Abby’nin nasihat köşesini okurdu. Ben ergenken, sorumluluk bilinciyle 2 dolar verip Abby’nin What Every Teen Should Know kitapçığını satın aldı. Kitapçık flört etme, alkol alma, sigara içme ve ergenlerin ilgisini çekecek başka konulara ilişkin tavsiyelerle doluydu. Annemin verdiği bu kitapçığı okuduğumda hepsi bana çok mantıklı gelmişti. Ama bir bölüm canımı sıkmıştı: mastürbasyon hakkındaki kısım. Bu konuda Abby şöyle diyordu: “Kitapçıktaki en kısa bölüm olacak bu. Neden? Çok normal. Her sağlıklı ve normal insan mastürbasyon yapar.”
Sezon 2, Bölüm 8
Jerry: Tek isteğim herkesin beni sevmesiydi. Beth: Jerry hani bir keresinde youtube'a yorum yazmıştın, biri sana "Salak." demişti, "Kendinden mi biliyorsun ?" yazmıştın, sonra cevap için sayfayı yenileyip ağlayarak uyuyakalmıştın ya, Jerry: Öyle hatırlamıyorum Beth: Bu da öyle, seni sevmelerini sağlayamazsın. Senden nefret etmekten sıkılmalarını beklemelisin.
Reklam
77. Bölüm 1. Güneş’in diğer adları şöyledir: birincisi Aryares, diğeri Tomas. 2. Ay’ın dört ismi vardır: birincisi Asonya, ikincisi Ebla, üçüncüsü Benase ve dördüncüsü Erae.
Bölüm 2 SÜRGÜN
"Senden evvel gelip geçenlerden ibret al, senden sonra geleceklere ibret alacak şeyler bırakmamaya çalış."
Sayfa 28 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2 SÜRGÜN
Böcüzâde, Cumhuriyet Devri'yle birlikte ülkenin nasıl toparlandığını aktarırken; çocukken bir göle bir damla şarap düşmesi halinde göl kurusa bile orada meclis kurulmasının caiz olmadığını, depremlerin günahlar nedeniyle yaşandığını. yağmuru meleklerin yağdırdığını anlatan vaizleri dinlediklerini anımsıyor ve defterine şöyle not düşüyordu, "Şimdi hiçbir hoca kılıklı, kıyafet giyip kendi kendine kürsülere çıkıp hurafe yayamıyor."
Sayfa 27 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2 SÜRGÜN
Böcüzâde; Cumhuriyet Devri'nin gelmesiyle şehirlerde hastaneler kurulduğuna, Diyanet' in bayram ve Ramazan günlerini doğru şekilde ilan ettiğine, ağır vergilerin kaldırılması nedeniyle çiftçinin rahat nefes aldığına, ölen askerlerin maaşlarının ailelerine düzenli şekilde ödendiğine, atamaların sınavlara göre yapıldığına, akrabası ve adamı olanların kayırılmadığına, memur maaşlarının süresinde ödendiğine bizzat tanık oluyordu.
Sayfa 27 - Masa KitapKitabı okuyor
Reklam
Bölüm 2 SÜRGÜN
Sağlık hizmetinin yetersiz oluşu nedeniyle kocakarı ilaçlarının ve üfürükle tedavi yönteminin oldukça yaygın oluşu bunlardan sadece birkaçıydı...
Sayfa 27 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2 SÜRGÜN
Böcüzâde başka bir gün Büyükada'ya gidip Hıristiyan okullarını incelemiş, o gün şu satırları yazmıştı: "Ada'da bulunan Hıristiyan okulunun durumunu görünce bizim İslami okulların geriliğini anladım. İstanbul için ise, "İstanbul'dakiler memuriyetle geçinir. Dışarıya gitmez. Halka menfaatli iş takip etmez. Para gelsin bekler. Paralar zevki sefaya yetmez. İstanbul sanki mirasyedi bir çocuk..." demişti.
Sayfa 26 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2 SÜRGÜN
Feshane'ye uğramış, maaş defterinde 800 işçinin kayıtlı olduğunu fakat 400 kişinin çalıştığını fark etmiş, nedenini sorduğunda diğerlerinin Hasan Paşa'nın adamları olduğunu işitmişti. Hasan Paşa'nın adamları işe gelmiyordu, yani çalışmıyorlardı ama paralarını da alıyorlardı.
Sayfa 25 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2 SÜRGÜN
Tüm bu sorunlar karşısında saltanat, çözüm üretebilme yetisini büyük oranda kaybetmişti. Böcüzâde anılarında bu durumu, "Padişahların sarayına en zor giren şey doğruluktur. Onların tarafından bulunanlar doğruluğu kendilerinden bile saklar. Bunlarda taşra için hayır ve menfaat beklemek adeta safdilliktir." şeklinde yazmıştı.
Sayfa 25 - Masa KitapKitabı okuyor
Reklam
Bölüm 2 SÜRGÜN
Abdülhamid döneminde ekonomi o kadar kötü duruma düşmüştü ki, halk bir şey demeye de, bir hak istemeye de cüret edemez olmuştu.
Sayfa 24 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2 SÜRGÜN
Böcüzâde'nin anlattıklarına göre; Abdülaziz döneminde ıslahat yapılması gündeme geldiğinde hoca kılıklıların baskısı baş göstermiş, bu kimseler din kitabından başka fen ve sanat kitapları okumanın ve Avrupa usullerine uymanın kafirlik olduğunu öne sürmüştü.
Sayfa 24 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2 SÜRGÜN
O dönemde, sahte şeyh ve hocaların toplum üzerindeki etkisi büyüktü. Toplum yeterli dini eğitim alamadığı için bu tip sözde şeyhlerin söylediği her şeyi din sanıyor ve karşı çıkmıyordu. Bu durumun farkında olan din tüccarları, halkın dini duygularını istismar ederek çıkar sağlamak için türlü hurafeler uyduruyordu.
Sayfa 23 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2 SÜRGÜN
Memleketin geri kalmışlığının yarattığı olumsuzluklar, Mustafa Kemal'in zihnine henüz gençlik yıllarında girmişti.
Sayfa 23 - Masa KitapKitabı okuyor
Bölüm 2/Yeni Ev
“Her kötü şeyin iyi bir yanını bulmalıyız.”
Sayfa 16 - 2006,TudemKitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.