Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Analizan, analiz için doğru bir talep formüle edinceye ve analist saf bir işlev olarak iş görmeye başlayıncaya kadar, yorum aslında faydalı bir etkiye sahip değildir.
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Analist kendi noktalaması ile başka bir okumanın mümkün olduğunu ortaya koymaktadır, ama bunun ne olduğunu söylemeden, hatta açık ve uyumlu olmadan bunu yapar. Analist, anlam belirsizliklerini, tevriyeleri [biri uygunsuz iki anlam taşıyan sözler, ç.n.] ve sürçmeleri vurgulayarak, hastanın "gerçekten neyi demek istediğini" bildiği mesajını çok fazla ifşa etmiş olmaz, çünkü diğer anlamların mümkün olduğunu ima eder.
Reklam
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
... noktalama sistematik olarak uygulandığında hastalara kendi evlerinin efendisi olmadıkları gösterilmiş olur. Sonuçta bilinçdışı hakkında bir merakın üstelik bazen tutkulu bir merakın, uyanması gerekir.
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Hiçbir tıbbi alet ya da prosedürün kötüye kullanılmayacağının garantisi yoktur; eğer bir bıçak kesmiyorsa iyileştirmek için de kullanılamaz.
Sayfa 43 - - Freud, SE XVII, 462-463Kitabı okudu
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Analist seansı sonlandırdığı zaman analizanın daha yeni ortaya koyduğu sürprizi vurgulayabilir ya da kesme yoluyla sürpriz öğesini gösterebilir, kendisinin duymayıp analistin ne duyduğu konusunda, kendisini ortaya koyan bilinçdışı düşüncenin ne olduğu konusunda analizanı merak içinde bırakır. Bu sürpriz öğesi analizin bir rutin haline gelmemesini temin etmekte önemlidir, yoksa, analizan her gün gelir, kırk beş veya elli dakika boyunca rüyalarını ve fantezilerini sayıp döker ve eve gider, günler ve gecelerce hiçbir şey yerinden oynamaz, hiçbir şey rahatsız edici ya da meşgul edici değildir. Lacancı analiz analizanı savunmasız ve dengesi bozulmuş halde tutmayı amaçlar, bu sayede bilinçdışının her dışavurumu kendisinin bütün etkisine sahip olabilir.
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Bir haftadan fazla bir süredir bir Lacancı ile analizde olan arkadaşlarımdan birinin analisti, seanslar başladıktan birkaç dakika sonra seansı sonlandırarak onu gönderiyordu. O zamanlar arkadaşım ve ben şoke olmuş ve tedaviyi tamamen kaba, uygunsuz ve acımasız bulmuştuk. Analistin bu haşin tedavi için birtakım kesin nedenleri olduğunun farkında değildim, ama bana sonradan oldukça olası görünüyor ki kendi değerini bir dereceye kadar büyüklenmeci bir şekilde ortaya koyarak aşırı entellektüalizasyon yapmaya alışkın olan bu arkadaşım şüphesiz analitik seansları sırasında da şatafatlı konularda çok iyi yapılandırılmış söylevler çekiyordu ve analisti de onun analizde buna yer olmadığını fark etmesini ve akademik gevelemeler etrafında kavga etmeden bu hususu öğrenmesini sağlamaya karar vermişti.
Reklam
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Analist, hastanın diğer kişilerle konuşmalarında genelde yaşadığı gibi, hızlı bir tür "Ne söylediğini biliyorum" tepkisi vermeyerek, hasta kendisini ara sıra rahatsız hissetse bile, böyle saydam görünen ifadelerdeki kişisel anlamları mutlaka açmalıdır.
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Pek çok fikrin düğüm noktası olduklarından, kelimeler belirsizliğe yazgılı kabul edilebilirler.
Sayfa 53 - - Freud, SE V, 340Kitabı okudu
Reklam
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
... Lacan "anlam imgeseldir" demiştir (Seminer III, 65). Ama o, anlamın olmadığını söylemez ya da sadece imgelememizde hayal ettiğimiz bir şeyi ima etmemiştir. Bunun bizim benlik-imgemiz ile, kim ve ne olduğumuza dair sahip olduğumuz imge ile bağlantılı olduğunu belirtir. Kısacası, anlam "ego" ya da "benlik" le (bu kitapta bu iki kelimeyi eşanlamlı olarak kullanıyorum) kendimizin bir parçası ya da bölümü olarak neyi görüp neyi görmediğimizle ilişkilidir; dolayısıyla anlam, benlik-imgemize uymayan şeylerin dışarıda bırakılmasıdır.
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Lacan'ın 1950'lerde Freud'a dönüş olarak adlandırdığı şey, o sıralar "ego psikolojisi" nde günümüzde ise pek çok psikolojik ve psikanalitik ekolde hala çok yaygın olarak egoya/benliğe yapılan vurgunun aksine, bilinçdışının önemine bir dönüşü içermektedir. Özü itibariyle kendimizin bir parçası olarak gördüğümüz, "ben"dediğimizde atıfta bulunduğumuz, benlik-imgemize uyan bir şey olduğu sürece benlik, yabancı telâkki ettiğimiz her şeyi, sorumluluğunu reddettiğimiz dil sürçmeleriyle ortaya çıkan her düşünceyi ve her arzuyu (dil sürçmesi, sakarlıklar, vb.) dışarıda bırakır. Freud gibi, Lacan'da hastaların ne dediğinden çok aslında ne söylediğine ayrıcalık tanıyarak benlik karşısında önceliği bilinçdışına tahsis etmektedir.
Sayfa 55-6Kitabı okudu
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Lacan, analizanlarının söylemlerindeki harflere/mektuplara, bilinçli olarak ne demek istedikleri ya da neyi söylemeye niyetlendiklerinin karşıt olarak aslında ne söylediklerine çok dikkat etmiştir. Onların ne söylediklerini anlamış olduğunu asla göz önüne almayarak kendisinin de onlarla aynı dili konuştuğu izlenimini asla vermeyerek, konuşmalarındaki belirsizliklere ve satır aralarında kendilerini ifade eden şeylere dikkat çekerek, Lacan adeta, yeni anlamların doğması ve aslına bakılırsa ne söyledikleri hakkında, niye söyledikleri hakkında ya da hatta ağızlarını açtıklarında kimin konuştuğu hakkında bile çok az fikirleri olan analizanlarının bunun farkına varması için bir alan sağlamıştır.
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
Talep, doğası gereği, tekrarlayıcıdır. Hastanın hemen iyileşmek için olan ısrarcı ve tekrarlayıcı talebi, yerine bilinçdışının (ya da "bilinçdışı oluşumlar"ın) her bir tezahürünü merak etmesiyle, bir şeylerin harekete geçmesine bırakır, kendisini yeni sürçmelere ve bunun araştırılmasına iliştirir. Kısacası hastanın talebi yerini, hep hareket halinde olan, yeni nesneler arayan, oraya buraya konan ama asla sabit kalmayan arzuya bırakır. Bir anlamda, hasta talebi arzuyla değiştirmiştir: tabii ki bu, hastalar analistlerinden yorum, tanınma, onaylanma vb. aracılığıyla daha ileri taleplerde bulundukları sürece tamamlanmış değildir. Ama hasta belirli talepleri bırakmaya hazır hale gelmiştir ve bir talep daima bir şey üzerine bir tür saplanmayıyı içerir (bu şey bir kişinin onsuz yapamayacağını hissettiği ve tekrar tekrar sorduğu/istediği bir şeydir.). Böylece hasta arzu için, arzunun metonomisinden doğan haz için, bu belirli saplanmadan vazgeçmiştir; buradaki "metonomi" terimi sadece arzunun bir nesneden diğerine olan hareketini, arzunun kendisinin tam da aralıksız bir kayma veya hareketi içerdiğini ifade eder. Arzu kendi başına bir amaçtır: o sadece daha çok arzu arar, belli bir nesneye saplanmayı değil.
2. Hastayı Terapötik Sürece Dahil Etmek
... talebin arzuyla değiş tokuş olması ve hareket uğruna saplanmadan vazgeçilmesi için, Lacan'ın kullandığı terim "diyalektikleştirmedir".
18 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.