Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Atsız Affediliyor: Af kampanyası nihayet neticesini vermiş, yukarıdaki yazı, rapor ve dilekçeleri de gören Cumhurbaşkanı Fahri Korutürk 21 Ocak 1974 tarihinde Nihal Atsız'ı affetmiştir. Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı'nın imzalarının bulunduğu 13020 sayılı af kararının metni aşağıdadır: "1-Milli duyguları zayıflatmak için
Bir Gecelik Tutuklanma: 14 Mart 1973 tarihli Cumhuriyet gazetesinde Atsız'ın tutuklandığına dair bir haber vardır: "Yazar Nihal Adsız, hakkında kesinleşmiş bulunan bir yıl iki ay hapis cezası için çıkarılan yakalama müzekkeresi uyarınca Emniyet Müdürlüğü İnfaz Bürosu tarafından dün tutuklanmıştır." (Akgöz 2016: 232'den). 12/13
Reklam
13 Kasım 1973: Atsız Toptaşı Cezaevi'nde Dört aylık rapor Adli Tıp'ta Kasım ayına kadar bekledikten sonra kabul edilmemiş; reviri olan bir cezaevinde cezanın çekilebileceği belirtilmiştir. Bunun üzerine Atsız, "13 Kasım 1973 Salı günü davet edildiği Bostancı Karakolu'ndan İstanbul İnfaz Savcılığına sevk edilmiş ve orada resmî
Aylık Türkçü Dergi: Ötüken 15 Ocak 1964'te Ötüken dergisinin ilk sayısı çıktı. Ötüken başlığı altında "Her Ayın On beşinde Çıkar, Fikir ve Ülkü Dergisi" ibaresi bulunuyordu. Derginin sahibi Atsız, sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek'ti. Ötüken doğrudan doğruya Atsız'ın sahipliğinde çıkan son dergiydi. Ölüm tarihi
Atsız Yeniden Mahkemede: “Konuşmalar” yazısına karşı tepkiler resmî makamlar üzerinde de tesirini göstermiş ve Atsız ile derginin sorumlu yazı işleri müdürü Mustafa Kayabek hakkında dava açılmıştır. Bunun üzerine Atsız, yazının üçüncü bölümünde şunları yazar: "Memleketi parçalamak isteyen, Kürt devleti kurmak için Kürtçülük yapmak isteyenlere
Türkçüler Hazırlık İçinde: Türkeş ve Arkadaşları Ne Yapacak? Millî Yol'un ilk sayılarında Atsız'ın yazısının bulunmayışı, buna karşılık Orkun'un ilk sayısında bir yazısının yer alması, Altan Deliorman'ı "Acaba Atsız, Millî Yol'a biraz buruk mu?” diye düşündürtür. Deliorman, "Kendisine niçin yazmadığını sorduğum
Reklam
22 Şubat 1962: Türkçü Gençler Atsız İçin Telaşlanıyor: 27 Mayıs ihtilali ve 13 Kasım tasfiyesinden sonra ordu içindeki dalgalanmalar devam etmişti. Silahlı Kuvvetler Birliği adı altında bir cunta kurulmuş ve cunta Millî Birlik Komitesi üzerinde baskı uygulamaya başlamıştı. 15 Ekim 1961 seçimlerinin sonuçlarından memnun olmayan bazı general ve
Türkeş ve Arkadaşlarının Tasfiyesi-Gelişen Olaylar: Olaylar hiç de Atsız'ın düşündüğü veya ümit ettiği şekilde gelişmedi. Madanoğlu grubu komiteye hâkim oldu ve 13 Kasım 1960 tarihinde Cemal Gürsel, Millî Birlik Komitesi'ni feshettiğini bir bildiri ile kamuoyuna açıkladı. Türkeş ve 13 arkadaşı ordudan emekli edilerek müşavirlik göreviyle
1960-1975 YILLARI ARASI 1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Nereden nereye sosyalizm.
Orhan Kemal işçinin, sınıf bilinciyle donanarak, örgütlü siyasi mücadeleye girerek iktidarı alacağına ve insana yaraşır bir eşitlik özgürlük dünyası kuracağına sonuna kadar inanmıştır. Beethoven Hasan bu iyimser dünya görüşünün ütopik işçi karakteridir. Karşılaştırma için 2000'lerde yazılan bir romandan söz edebiliriz. Zülfü Livaneli'nin bir adam bir kedi ve ölüm romanında İsveç'e sığınan Japonyalı devrimci genç kız, İsveç kraliçesi ile parkta karşılaşması ve onun iyi davranışı karşısında mutluluktan sarhoş olur. Yüksek katlı bir binadan kuşlar gibi uçarcasına, yazara göre özgürleşircesine atlayıp intihar eder. Orhan Kemal eğitimsiz bir işçiden Beethoven yaratmaya çalışırken, ondan 40 yıl sonra Zülfü Livaneli eğitimli, sınıf bilinçli sosyalist bir devreden aristokrasi, kraliçe hayranı ve intiharda özgürlük arayan bir insan çıkarmıştır.
Reklam
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Atsız'ın 1952 yılında yaptığı bir iş daha vardı. Eşi Bedriye Atsız'ın da yazarı bulunduğu tarih ders kitaplarının yazımında ona yardım etmek. İnkılâp Kitabevi, yayımlamak istediği lise tarih kitapları için Bedriye Atsız ve Galatasaray Lisesi öğretmenlerinden Hilmi Oran ile anlaşmıştı. "Zaman sınırlıydı ve kitapların 1952-1953 eğitim
Orkun'un Yayın Macerası ve Sonu: Orkun'da hiç aksamayan iki köşe vardı: "Orkun'dan Sesler" ve "Türkiye'nin Köy ve Kasabaları". Bunlardan birincisinde haftanın bazı haberleri çok defa mizahi bir üslupla ele alınıyor ve ayrıca 1944'e ait güldürücü hatıralara yer veriliyordu. Diğerinde çeşitli şehir,
196 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
HakanTürk / M. Ali Ağca Kimdir?.. Kitaplarında, Hakan Türk bugüne kadar yaptığı görevlerin dışında, denilerek hangi görevlerde bulunduğu yazmamaktadır. Halen merkezi Amerika'da olan International American Assocation Başkanlığı ve The World Medical Assitance Assocation 2. Başkanı olarak görev yapmıştır. 1962 yılından beri yurtdışında yaşamakta olan Hakan Türk'ün 100'e yakın kitabı, yüzlerce haber, makale ve benzeri yazı dizisi vardır. M. Ali Ağca, yalnızca ülkemizde değil, dünya çapında meşhurdur. En son Papa II. Jean Paul'e suikast girişiminde bulundu ve yakalanarak 20 yıl İtalya'da, 7 yıldan fazlada Türkiye'de hapis yatarak, tahliye oldu. Malatya'da doğan, üniversite eğitimi için önce Ankara'ya, sonra İstanbul'a geçen Ağca, silah kaçakçılarının elinde, Abdi İpekçi'den sonra Papa suikastini gerçekleştirerek dikkatleri üzerine çekti. 1990 ve 2000'li yıllarda hep gündemde kaldı, erken tahliye edildiği iddiasıyla medyanın başlattığı kampanya sonunda tekrar cezaevine gönderildi, daha sonra tahliye olabildi. M. Ali Ağca, MHP ve Türk Devleti aleyhine hep kullanıldı, uzun zamandır sesi çıkmıyor. Kitap, M. Ali Ağca'yı övmek veya yermek amacıyla değil de gerçek kimliğini ortaya koymak için yazılmıştır. Özellikle medyanın ikiyüzlülüğünü de çok net bir şekilde ortaya koymaktadır. #Kitapşuuruinsanlıkşuurudur.
Mehmet Ali Ağca Kimdir?
Mehmet Ali Ağca Kimdir?Hakan Türk · Akademi TV Programcılık · 200628 okunma
Londra kütüphanelerinden yararlanan Mirşad "Macar Türkolog Aurel Stein, yaptığı araştırmalar sonucunda Türk tarihine ait orjinal belgeler bu kütüphanede yer bulmuş. Şimdi biz de bu belgeleri derleyerek Türk tarihine ait bilinmeyen dönemlere ışık tutuyoruz. Kazım Mirşan'a göre, -Türk Tarihi M.Ö. 16.000'li yıllara dayanıyor. -Yazı
839 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.