Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hz. Peygamber (s.a.s.): “Yakında diğer milletler, yemek yiyenlerin başkalarını sofralarına davet ettikleri gibi size karşı savaşmak ya da ülkenizi bölüşmek için birbirlerini davet edecekler/üzerinize üşüşecekler.” diye buyurunca orada bulunan birisi: “Bu durum bizim azlığımızdan dolayı mı olacak?” diye sordu. Resulallah (s.a.s.): “ Hayır, aksine siz o gün kalabalık fakat selin önündeki çer çöp gibi zayıf olacaksınız. Allah düşmanlarınızın kalbinden sizden korkma hissini alacak, sizin kalbinize de vehn atacaktır.” buyurdu. Yine bir adam: “Vehn nedir ya Resulallah?” diye sorunca Hz. Peygamber (a.s.): “Dünya sevgisi ve ölümden hoşlanmamaktır.” buyurdular. (Ebu Davud, Melahin, 5/4297; Ahmed b. Hanbel, II, 359)
Sayfa 135 - Diyanet İşleri Başkanlığı YayınlarıKitabı okudu
Yine bir gün Mu'tezili konularda imtihan edilmek üzere bir adamı zincirlere bağlayıp el-Vâsık'ın huzuruna getirdiler. Eli-kolu bağlı olan adam şöyle dedi: "Bu iddia ettiğiniz şeyi bana da açıklar mısınız? Sizin söylediklerinizi Resûlullah (s.a.s) biliyor muydu, bilmiyor muydu? Yoksa biliyor da saklıyor muydu? Hâlbuki o hiç bir şeyi saklamaz, tebliğ ederdi!" Adamcağızın bu sözlerine hayret eden el-Vasık, onu öldürmekten vazgeçti. Hatta rivayete göre 359, bu şahsiyetli âlimin sözleri üzerine el-Vasık, Müslümanları imtihan etmekten vazgeçti. Halife'ye karşı bu şekilde korkusuzca konuşan âlim, büyük hadîs bilginleri Ebû Dâvûd ve en-Nesãî'nin hocası Abdullah b. Muhammed el-Ezremî'ydi.
Reklam
Efendimiz (s.a.s) bir gün Muâz'ın ellerinden tuttu ve ona dedi ki: "Ey Muâz! Vallahi seni çok seviyorum." Bu sözü duyar duymaz, Muâz bin Cebel (r.a), bambaşka bir hale girmişti. Dili tutulmuş ve hiçbirşey söyleyememişti. O an da Efendimiz (s.a.s) sözlerine şöyle devam etmişti: "Ey Muâz! Sana bir dua öğreteceğim, sen bu duayı her namazın arkasından yapmayı sakın ihmal etme!" Muâz biraz olsun kendini toparlamış ve: "Evet" diyebilmişti. Efendimiz (s.a.s) buyurmuşlar ki: "Allahümme einnî al'â zikrike ve şükrike ve hüsni ibâdetike." "Allah'ım! Seni anmak, sana şükretmek, sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et." Ebu Davud, "Salât", 359; Nesai, "Sehv", 60. Bizim de son sözümüz bu duamız olsun.
Sayfa 132 - siyer yayınları