Merhaba, bir süredir gerçek hayatta şahit olduğum yeni nesilin yazdığı (watppad) kitaplara yapılan okuma arzusunu kıran eleştirilerden bahsetmek istiyorum. Çoğu insan farklı çiçeği koklamayı sever. Ben gülü koklamayı severim, sen zambağı koklamayı seversin. Düşünsenize hayatta sevilen insanlar üç tane sevilmeyen insanların dört tane olduğunu. Sizin ise ortada kalmış boşluk yani bir hiç olduğunuzu. Ben bu kitaptaları ergenliğimin başında merak etmedim fakat bu yaşıtlarımın da merak etmediği anlamına gelmez. İnsan okudukça gelişiyor ve bence bu gelişme beğendiği kitap kültürü seviyesini de arttırıyor. Ülkemizde kitap okumaya teşvik çok az, siz de bunları üzücü eleştirilere maruz bırakarak kırıyorsunuz. Bırakın isteyen istediğini okusun, her aile çocuğuna kitap okuma sevgisi aşılayamıyor. Vay kötü çocukmuş aman, eyvah!4N1K kitabını okudu diye insanların zeka seviyesi düşük değildir. Önce kötü çocuğu ve türevlerini okur bir süre sonra sıkılır, aa kürk mantolu madonna çok ünlü diye eline alır. Çalıkuşunu okur öğretmenliğe heves edebilir. Sonra bakar günümüzde Livaneli çok okunuyor, böyle böyle ince memede kadar gelir. Geldiğini görüyorum ki söylüyorum. Gençlerin çoğu bu kitapları zaten uygulamasından okuyor. Deniliyor ya bunu basmak için kesilen ağaca yazık! Ee önce biz çabalayalım ki o ağaç kesilmesin. Böyle demek yerine o gencin gözüne önce oz büyücüsü kitabını sokalım, her yerde şeker portakalını görsün. Yargılamadan önce olmasını istediğin değişimler için sende çabala lütfen. Sadece kendi balkonumuzdaki çiçekleri sularsak, karşıdaki boş alana bakmaya yüzümüz kalmaz.