Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

b

b
@94degrees
toda revolución tiene un periodo de transición
acılı oğulları ülkemin ölüp giderler bir akşamüstü karanlık kuytu bir sokakta; gözleri sonuna kadar hayata açık. elleri kavuşmuş, bilmezmiş gibi ölümü ve kalleşliği bu dünyada.
Reklam
niye böyle bu, niye bu ölüm? nedir son düşündüğü acaba kahpece vurulup giden birinin? içinde portakal olan bir kağıt torba patlayıp, dağılır sokağın ortasında. dürülmüş, çok okunmuş bir gazete kanlanır. düşer bir can daha sessizce toprağa.
ölüm gelir. evde seni bekleyen birileri var mı diye sormaz. ölüm gelir. bir kapıyı örter gibi. doğum tarihlerine, düşlere aldırmaz.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
adlarını da aklında tutmaya çalışma. kahpece öldürüldüler, dersin çok severlerdi bu ülkeyi... böyle söylersin. bir gün soran olursa.
mermerlerin üstüne kazınacak sözler söylemediler bu dünyada. yüzleri bir ressama poz vermeye de uygun değildir çünkü değişir, acıdan sevince umuttan düş kırıklığına ikide bir
Reklam
karanlık, alabildiğine karanlık kentimin üstünde, ülkemin üstünde... tutacak bir dalımız kaldı mı artık?
penceresinden yağmuru dinleyen şu çocuk ölecekse duvarları kurşun yaralarıyla dökülüp saçılacaksa şu güzelim evin. biri çıkıp da, bu geceki ayın görkeminden söz etmeyecekse artık ölebilirim diyebilirsin yanımda, yöremde yıkıntılar ve yüreğimde, aynı ülkenin nüfus cüzdanını taşıdığım birinin kurşunu var!
kentin alanındaki çiçekçiler yakınıyor akbabalara benzetir olmuşlar kendilerini bana bir çelenk yap kardeş, üstüne de bir şey yazma ölüler okumayı bilmez...
gencecik tarihler düşüyor mezar yazıtlarına yaşlı mermerci soruyorum: -alıştın mı buna baba? -mermer çatlamıyor diye şaşırıyorum yavrum, elimin altında!
soruyor yedi yaşında bir çocuk: -niye bu silah sesleri, niye bu ölümler baba?
Reklam
ve çocuklar bakıyor yüzümüze bir şeyleri sormak, anlamak ister gibi. kim yanıt verecek şimdi onlara? neye yarar bütün bu sözler, yazılmış ve yazılacak olan yığınla şey? artık unuttuk, onların düşlerini de çoğu şey gibi bu kargaşada.
okul çocukları gibi adlarını saydılar, öldürüldükleri günü söylediler, yaşlarını yüzlerini bir türlü seçemedim boşanan gözyaşlarımın parıltısından.
nicedir akşam, kara bir kefen gibi geriliyor bu acılı, bu yoksul ülkemin üstüne.
duvarda çiviye asılı bir takvim sallanıp duruyor her sabah birileri gelip, bir yaprak daha koparıyor ondan görünmez elleriyle.
tedirginlik ve acı. böyle yaşar halkım. evlerde, sokaklarda, yarınlardadırlar ağa vurmuş bir balık kadar yorgun...
502 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.