Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anıl Alacaoğlu

Anıl Alacaoğlu
@AAlacaoglu
Çevirmen
27 okur puanı
Nisan 2019 tarihinde katıldı
Yazan insanlar, okuyan insanlardan daha fazlaydı artık.
Sayfa 13
Reklam
İnsanın kendi ismini bir kapı tabelasında değil bir kitap kapağının üzerinde görme isteğinin, iyi kitapların ölüm sebebi olduğunu biliyor muydunuz?
Sayfa 17
Bir sen, ancak bir sizden doğarsa değerli olur.
Sayfa 22

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Doğal olarak, ben olmayan insanlardan ben olmadıkları için nadiren hoşlanıyordum. Varlıkları yalnızca benim eşsiz olmadığımı göstermeye yarıyordu; bir gün yaşlanıp pörsüyeceğimi, çürüyüp unutulacağımı göstermeye. İnsanları sevdiğini iddia eden herkeste zihinsel bir bozukluk olduğunu düşünüyordum ve bu beni korkutuyordu. 'Arkadaşlarımı ve ailemi seviyorum, onlar için her şeyi yaparım,' derken nasıl da derinleşiyordu sesleri. Ezici sevgilerini her gün görüyorduk, kafasına saplanmış bir baltayla yerde yatıyordu sevgileri. Çok yakın arkadaşlarının yanlış bir cümlesi yetiyor, birbirlerine hesaplar sorup birbirlerinden bir şeyler çalıyorlardı, sonra bir fark ediyorlardı ki hiçbir ortak noktaları yoktu.
Sayfa 17
"Ne iş yaptığımı unuttum. Kesinlikle bir yazı masasının başında yapılıyordu ve bilgisayarla bir ilgisi vardı. Muhtemelen çalışırken hiçbir zaman düşünmek zorunda kalmamıştım. Birçok işi yaparken, içerikten yoksun on cümle kurmaya yetecek, standart bir kelime dağarcığına sahip olmak tamamıyla yeterliydi. Gençken kendimi ilginç şekillere sokmaya çalışmıştım. Punk gibi giyindim ama ne halde olduğumdan da haberdardım: Taklit ederek edindiği bir duruşu ve siyah ceketi olan alelade bir adamdım yalnızca. Sabahları banyoda kendimi incelediğimde, kendime duyduğum nefret taşardı içimden ve ben bu nefretten yararlanmayı bile bilmezdim. Ne cinnet geçirmek için uygundum ne de kiralık asker ya da Harley tutkunu, politikacı ya da gazeteci olmak için. Sıradan insanların, kendilerine anlam katma amacıyla kalkıştıkları şeylerin ne kadar zoraki bir çaba gerektirdiği, benim için gün gibi ortadaydı. Karınca olmak istemeyen ama aklına bundan başka hiçbir olasılık gelmeyen karıncaların arasında bir karıncaydım ben. Bir gün evden kaçtım, o zamandan beri de bu trende yaşıyorum. Akşamları inip tren değiştirip sabahları tekrar biniyorum."
Sayfa 110
Reklam
"Aşkaysa hiç mi hiç inanmıyordum. Çamaşır deterjanı satmak için kullanılan bir pazarlama aracıydı aşk. Ben de, benim kuşağımdakilerin çoğu gibi boşanmış anne babasından yalnızca birinin büyüttüğü çocuklardandım, beni büyüten annemdi ve bundan dolayı da erkeklerle herhangi bir tecrübem olmamıştı. Benim gözümde hep yabancı olarak kaldılar, sahte duygusallıklar için ayrılmış boş bir gösterim perdesi olarak."
Sayfa 17