İnce düşünen taraf sürekli sen olunca, daha fazla mutsuz bir yaşam sürüyosun. Sürekli sen düşünüyo, sürekli sen bir şeyleri yoluna sokmaya çalışıyosun. Bu çok fazla yıpratıcı bir alışkanlık. Kendin hariç herkes için fedakarlık yapmak, kendine o kadar büyük bir saygısızlık ki...
Bazı insanlara derin bir sevgi beslersiniz. Mesafeler, kırgınlıklar, incelik yoksunu anlar ya da umursamazlıklar. Bunların hiçbiri yanaşamaz kıyısına öyle bir sevginin.
Boş yere üzülmeyi bıraktım ben.
En azından gerçekten mutsuz olmaya değecek şeyler için üzülmek istiyorum artık.
Birilerinin beni kendine bağlamasından,
Sevdirmesinden, sonra da paramparça etmesinden yoruldum.
Belki cam kadar temiz bir kalbimiz yok ama camdan daha çok kırılıyorum.
Bazen, ‘Hey benim de duygularım var!’ demek istiyorum. Çünkü kıymet verdikçe kırılmaktan yoruldum artık. Çok şeye değil, sadece birazcık anlaşılmaya ihtiyacım var. Dedim ya; ben artık mutlu olmak istiyorum...
Yokluğun bana neler öğretti biliyor musun ?
Bir banka tek kişi de oturulabiliyormuş ,
Sinemaya tek kişilik bilet, tek kişilik yemek, tek kişilik çay
her şeyi tek istemeyi öğrendim.
Hayal kurmamayı öğretti, çünkü hayaller hep çift kişilik kuruluyormuş.
Yağmur yağdığında gökkuşağı aramamayı, yıldızları saymamayı,
karanlığa sarılmayı öğretti.
Çünkü güneş doğunca da karanlık olabiliyormuş aklım.
Ve en önemlisi de ne biliyor musun ?
Üşüdüğümde ve korktuğumda kendime sarılmayı öğrendim.