Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Alara Taşkesen

Alara Taşkesen
@Alaracle
İstanbul
9 Haziran
60 okur puanı
Kasım 2019 tarihinde katıldı
388 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Hem çalışıp hem okuyup geçiminizi sağlamaya çalışan bir öğrencisiniz. Bir gün dünyanın en ünlü milyarderlerinden biri ölüyor ve bütün servetini size bırakıyor. Fakat bu servete sahip olmanız için tek bir şart var: ünlü milyarderin kocaman ve sırlarla dolu malikanesinde 1 sene yaşamak. Serveti ellerinden alınmış torunlarının öfkesi de cabası. Peki ya bu servet için seçilmiş kişi neden bir başkası değil de Avery? Ve bu bulmacaların sonu nereye gidebilir? Yazarın okuduğum ilk romanı. Bulmacalar ve gizemlerle dolu bir kitap. Başta yavaş ilerlese de ortalarına doğru heyecanlı ve akıcı hal almaya başladı, sonlara doğru ise su gibi akıp geçti. Ayrıca yazarın romantizmi abartmaması ve bulmacalar üzerine yoğunlaşması da beni ayrı memnun etti. Yazarın yalın ve güzel anlatımıyla birlikte bize merak unsurunu kaybettirmeden, adım adım, sindire sindire olay örgüsünü çözmesi de okuyucuyu kitaba bağlayan özelliklerinden biriydi. O son nedir öyle? 2 ve 3.Kitabı sabırsızlıkla bekliyorum.
Miras Oyunları
Miras OyunlarıJennifer Lynn Barnes · Epsilon Yayınevi · 2022629 okunma
Reklam
208 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Birbirlerini madalyonun iki yüzü olarak gören biri fizikçi ve diğeri kimyager olan iki bilim insanı, yakın dost ve iş arkadaşı Lise Meitner ve Otto Hahn’ı konu alıyor. Karakterlerin gerçek olması ve romanın gerçek bir hikayeyi ele alması insanın ilgisini çekmekte. II.Dünya Savaşı döneminde Nazi Almanyası’nda projelerini sürdürmeye çalışan bu iki bilim insanının “fisyon”u keşfetmesi ve bu keşfe Otto’nun tek başına imza atmasından sonra aldığı Nobel ödülü ve ödül gecesi Lise’nin Otto’yu ziyaret etmesi üzerine hesaplaşmalarını içeren bir metin. Nazi Almanyası’nda Yahudi olmanın, kadın olmanın ve hele ki o dönemde kadın bir bilim insanı olmanın zorlukları, bir yanda da en yakın dostunun ihaneti… Okurken Otto’ya sinirlenmekle acımak arasında kaldım. Edebi bir dili yok. Hesaplaşma günü aralarındaki konuşmalar üzerinden ilerleyen bir metin. Yazarın güzel anlatımı sayesinde de akıcı bir hal alıyor.
Ödül
ÖdülCyril Gely · Timaş Yayınları · 2020343 okunma
160 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 günde okudu
“Öldü sanılan ama ölmemiş olan ve ona rağmen yaşamayan bir dile benziyoruz biz de. Varız ama yokuz. Yokuz ama varız.” Mine Söğüt’ün okuduğum ilk kitabı oldu. Yazarın akıcı, yalın fakat ara ara şiirsel pırıltılar içeren kendine has bir üslubu var. Kitap; her gün gördüğümüz, yanından geçip gittiğimiz ve kayıtsız kaldığımız; kendi varlığından mutluluk duymayan ve istemedikleri hayatlarda sıkışmış sokakta yaşayan insanları konu alıyor. Hayatın gerçekleriyle örülü ve bunları sert sert yüzümüze çarpan bir kitap. Karakter seçimlerini zekice buldum. Ev kavramı, sokak kavramı, ölüm, yaşam ve bir çok kavram üzerine çokça düşündürmekte. Evini, eşini, çocuğunu, işini, düzenini bırakıp kendi özgür iradesiyle evden kaçan ve sokakta yaşamaya başlayan şair Musa… Genelevde çalışmış, bacakları olmayan Efsun Abla… Geçmişte kim olduğunu hatırlamayan Adnan Abi… Uyuşturucu bağımlısı Hülya… Çöplüğe atılan bebek Matruşka… Okurken yazarın empati yeteneğine hayran kaldım. Bu hayatlara maruz kalmadan, yaşamışcasına içselleştirip ne kadar güzel kağıda dökmüş diye düşündüm. Çok akıcı bir kitap. Bittikten sonra sizi durup da düşündüren türden. İyi ki tanıdım dediğim bir yazar oldu kendisi. “Yokuş çok dik, şehir çok büyük, hayat çok acımasız.”
Başkalarının Tanrısı
Başkalarının TanrısıMine Söğüt · Can Yayınları · 20223,143 okunma