Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ali Burak Gövtaş

Dinlemek, liderlerde en sık görülen eksikliktir. Genel olarak liderler anlamaktan çok anlatmaya, dinlemekten çok konuşmaya eğilimlidirler. Kendilerine anlatılmak istenilenleri bildiklerini düşünürler ve zamanları çok dar olduğu için hemen sözü alarak, çevrelerindeki kişileri tecrübelerinden nasiplendirme yolunu seçerler.
Reklam
İşini bilmek, sadece çok okumak ve “veri toplamak”la gerçekleşmez. Okuyarak edinilmiş bilgi, ancak soru sorulunca cevap vermeye ve “akıl satmaya” yarar. Kitap okuyarak bisiklete binmeyi veya gitar çalmayı öğrenmek mümkün değildir. Atalarımız bu durumu,“Sokma akıl, kırk adım gider,” diyerek özlü bir şekilde ifade etmişlerdir.
Bunlar gibi yüzlerce kültürel fark yüzünden “vizyon,misyon,strateji, program, plan” gibi kavramların Türkçede kabul edilmiş ve yaygın kullanılan karşılıklarını bulamayız. Benzer şekilde, “Vefa borcum var” cümlesi, Batı dillerinde ifade edilemez

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Çünkü üniversite diplomanız ne olursa olsun, hayatta insan ilişkileri çok önemli. Mesela ben Harvard'da finans, pazarlama dersi aldım, ama bir de insan ilişkileri dersi vardı. Ben o zaman insan ilişkileri dersini almamıştım. Daha sonraki yıllarda o dersi niye almadim diye hazırlandım. Onun önemini mühendis olduktan sonra anladım. Eğer o dersi almış ve bir organizasyonda çalişmiş olsaydım, önemini daha cok anlayabilecektim... .
Sayfa 35 - Hüsnü ÖzyeğinKitabı okudu
Olgun anne-babalar, ehil öğretmenler ve bilge yöneticiler, çocuklarının, öğrencilerinin, astlarının bireyselliğine ve özgün kişiliğine saygı gösterirler. Genel ahlak öğretisindeki kuralın aksine, kendilerine nasıl davranılmasını istiyorlarsa başkalarına öyle davranmazlar.Bunun için de sıradan öğretmenlerin ve yöneticilerin yaptıği gibi genelleyerek değil, insanların hayatında iz birakan öğretmenlerin ve iş liderlerinin yaptığı gibi onları kişiselleştirerek ele almak ve yönlendirmek gerektiğini bilirler.
Reklam
Çocuklarınız gibi olmaya özenseniz de Onları kendinize benzetmeye niyetlenmeyin, Çünkü hayat hep ileri gider, Dünde oyalanmaz. Siz yaysınız Çocuklarınız fırlayan canlı oklar...
Sayfa 32 - Halil CibranKitabı okudu
Olgun anne-babalar, ehil öğretmenler ve bilge yöneticiler, bahçevanları örnek alır. İyi bir bahçevan her çiçeğin ve bitkinin, gelişebilmek için farklı su, sıcaklık, ışık ve bakıma ihtiyaç duyduğunu bilir. “Bugünün kontenjani budur," diye bütün çiçeklere aynı miktarda su vermez. Onları birbiriyle kıyaslamaz.
G. García Márquez,“Hayat insanın yaşadığı değildir. Hayat insanin hazırladıkları ve hazırladıklarını nasıl hatırladığıdır," der. Bu sebeple biri size mutlu olup olmadığını sorduğunda,yanıt vermeden önce yeniden düşünün. Hatırladığınız ölçüde mi mutlusunuz, yoksa gerçekten deneyimlediğiniz kadarıyla mı?
Başka bir deyişle, bireyci kültürde olumlu yönleri güçlendirip özerk olmak, başkalarından farklı ve önde olmak, kişiyi motive edenen önemli hedeflerdir. Toplulukçu kültürde ise kişinin kendisi için önemli olan başkalarına (ailesine, yöneticisine...) karsiısorumluluklar yerine getirmek, kendisine güvenenlerin “yüzünü kara çıkarmamak" ve onları gururlandırmak önemlidir.
Türk kültürü ve Amerikan kültürü arasındaki farklar
Türk kültürü toplulukçudur. Amerikan kültürü ise dünyanın en bireyci kültürüdür. Bu boyut, benliğin sınırları ve bilişsel süreçler gibi birçok yapı ve işleyişi belirleyerek ulaşılmak istenen hedefleri şekillendirir. Bireyci kültürde kişi kendi seçimlerini yapabildiği,kendi belirlediği hedeflere varabildiği ve hayatının kontrolünü elinde tutabildiği ölçüde kendini iyi hisseder. Oysa toplulukçu kültürde kişinin hedefine ulaşması, “kendisi için önemli olan başkaları”nın, özellikle de ailesinin beklentilerini karşılamayı da kapsar.
Reklam
Kuvâyı Milliye kan dökücü değildir. Kinci değildir. Gaddar değildir. Aldananları ve aldatılanları hep bağışlamış, vatan davasına kazandırmıştır. Amma.. aldatanlar, ihanet edenlere yumuşak davranmak da onun hakkı değildir. Çünkü kimsenin hakkı değildir. Aldatanlara, ihanet edenlere, masum ve gafilleri ihanete sürükleyenlere yumuşak davranmak da vatana ihanettir. Kimsenin bu zavallı vatanın sırtından kurban kesmeye hakkı yoktur.
Sayfa 272Kitabı okudu
Kopmalar II
Benim de çok tatlı bir dünüm vardı, Bir ela gözleri süzgünüm vardı. Ömrümde bir gecem, bir günüm vardı, Onu da usandım artık anmadan.
Sayfa 60 - Hüseyin Nihal AtsizKitabı okudu
“Doğru ya... Senin ırahatın bugünlük len avanak, bugünlük. Yarın senin bacanda baykuş öter. Bi umut varsa o da Kuvvâ'da len, Kuvvâ'da! Aç gözünü, Yunanı, Ermeniyi kovmaya,Pontus'u bastırmaya, evlâd-ı İslâmı kurtarmaya can koyanlar mücahit değil de kimmiş mücahit? De bakalım kimmiş? Topunuza sorarım kimmiş?”
Sayfa 141Kitabı okudu
Ali Emmi “Harbe gitmek”ten bahsetmiş, bunu da bilerek yapmıştı. Kuvâyı Milliye demek harbediyordu. Bir iki zihin buna takıldı, ama takıldığını belli eden yoktu. Böyle olmasina rağmen Ali Emmi taşıverdi ve kime söylediğini kimsenin anlayamadığı bir ustalıkla: "Ne sanırdın dangalak, harp ya... Hem de cihad, cihad-1 ekber len... Aç gözünü. Tövbe estağfurullah. Serseme bak, len Yunan gelmiş Osman Gazi'nin, Yıldırım Han'ın Mezarını çiğner,bununla da kalmaz adını defterden silmek ister, topumuzun din ocağına, iman ocağına kast eder, vatanımızı elimizden almak ister. Ermenisi şarkta, Pontus'u şimalde ümmet-i Muhammeď'in ırzına, namusuna, canına kıyar. Yalan mı len, hepinize soruyorum, yalan ml?”
Sayfa 141Kitabı okudu
1.344 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.