Küçük Ağa

Tarık Buğra
Küçük Ağa, Kurtuluş Savaşı yıllarında, siyasal karar ve tartışma merkezlerinin uzağında, Kuvvacı/Millici denilen, ama ne oldukları, neyi temsil ettikleri pek bilinmeyen birilerinin açtığı savaşa katılıp katılmamanın vebalini tartarak bir karar verme durumunda kalan insanları anlatır. Asırlardır sadece "halife-i ruyi zemin"in, padişahın açtığı sancağın altında savaşılacağı bilgi ve inancıyla yaşamış taşra insanlarının, halife-padişah çağrısının yokluğunda ve işgal haberleri yayılırken yaşadıkları ikilemlerin, açmaz ve iç çalkantıların, kendileri ve kaderlerine sahip çıkma hakkında yeniden düşünmek zorunda kalışlarının hikayesidir. Tarık Buğra'nın kendi deyişiyle Küçük Ağa, destanlara yakışır bir konuyu ele almasına rağmen, destan değil, gerçekliği anlatan bir romandır. İttihatçıların ve Kuvvacıların değil, inanç ve gelenek kalıtıyla başbaşa, ilk kez kendisi ve kendi adına geleceği için karar vermeye çalışan bir ahalinin "kahraman"ı olduğu bir roman. Şimdilerde Küçük Ağa'yı okumak, güncelliğini bir kez daha kazanmış bir öyküyü, sorunsalı yeniden okumak demektir...
Tahmini Okuma Süresi: 13 sa. 34 dk.Sayfa Sayısı: 479Basım Tarihi: Ocak 2015İlk Yayın Tarihi: 1963Yayınevi: İletişim Yayınları
ISBN: 9789750501982Ülke: TürkiyeDil: TürkçeFormat: Karton kapak
Reklam

Yorumlar ve İncelemeler

479 syf.
9/10 puan verdi
Milli mücadele döneminde Kuvayi milliye birliklerinin ortaya çıkmasını ve Anadolu halkının o günlerde içinde bulunduğu sosyo-psikolojik yönünü çok başarılı bir şekilde veriyor. İlk okuduğumda İnce Memed havasını hissetmiştim ve kitabın sonuna kadar da hakim his olarak devam etti. Yazarın dili ve karakterlerin şiveli konuşmalarıda aynı zamanda Yaşar Kemal in dilini çağrıştırıyor. Akıcı bir roman. Tarih ve vatan bilincini geliştirmek için okunması gereken bir eser.
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 201510,5bin okunma
479 syf.
7/10 puan verdi
Tarık Buğra Cumhuriyet dönemi yazarlarındandır. Bu eseri de toplumumuzda çok önerilen bir eseri olarak bilinmektedir. Ağır bir dille yazılmamış, süslü anlatımlara yer verilmemiş bir eser. Eski dönem olayları sanki içinde olmaksızın kaleme alınmıştır. Bu da okuyucuyu kendine çeken en ideal ayrıntısı olmuştur. Eski dönemlerde Osmanlı Devleti gücünü kaybetmek üzeredir. Birinci Dünya Savaşı sonrası bütün askerler gazi bir şekilde evlerine dönmektedir. Bunlardan biri de Çolak Salih' tir. Kolunu kaybetmiştir. Savaştan sonra köylüler Rum' lar ile soğuk savaş durumuna gelmiştir. Köyde Rum' lar da bulunmaktadır. Niko da bunlardan biridir ve Çolak Salih' in arkadaşıdır. Onunla arkadaşlık yaptığı için köy halkı tarafından dışlanma ve soyutlanma görmektedir. Bu sıralarda Akşehir' e İstanbullu denilen bir hoca gönderilir. Amacı Osmanlı ile halk arasında ki bağı kuvvetlendirmektir. Kısa zamanda halk tarafından sevilip sayılır. Hoca köyde küçük ağa olarak bilinmeye başlar. Eski gücü kazanmak adı altında Kuvayi Milliye dönemi başlar. Halk kısa bir süre sonra yurdun işgalinden kurtulur. Yeni devlet temelleri atılır. Lise dönemimde okumuştum. Kesinlikle tavsiye edebileceğim bir eser. Tarık Buğra' yı ilk bu eseri ile tanıdım. Osmancık eseri ile pekiştirme yaptım. Eleştiriye açık bir yapısı var fakat eserin eleştirilebilecek herhangi bir yanını görmedim çünkü her şey olduğunca iyi açıklanmış. Günlük yazı diline sahiptir. İyi okumalar dilerim.
Küçük Ağa
Küçük AğaTarık Buğra · İletişim Yayınları · 201510,5bin okunma
30 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.