Hayallerim çok güzel ama kesinlikle gerçekdışı olduklarını unutmamalıyım. Zihnimde umut verici bir gökyüzü ve çiçeklerle dolu yemyeşil bir cennet var lakin ayaklarımın altındaki toprağın yürüyemeyecek kadar taşlarla kaplı olduğunun ve beni kapkara fırtınaların beklediğinin kesinlikle farkındayım...
Nasıl ki gökyüzünü temiz bir pencereden görebilirseniz Tanrı’yı da ancak açık bir zihinle bulabilirsiniz. Pencerenin camını maviye boyarsanız gökyüzünü göremezsiniz...
Yaşlılık, uzaktan bir kurum gibi algılıyorsunuz; ama genç insanlar günün birinde kendilerini yaşlanmış buluveriyorlar. Bir gün kendi kendime, kırk yaşındayım dedim. Bu şaşkınlıktan ayıldığımda yaşım elli olmuştu...
Uzun zamandan beri bayan doktor Weil Halle’nin Fransa’da gebelik önleyici ilaçların kullanılmasını yaygınlaştırmak için gösterdiği gayretle ilgileniyordum. Pek çok özel sır bana açıklandığı için, istenmeyen gebeliklerin ve çocuk aldırmaların doğurduğu dramları biliyordum. Bana mektup yazan bir kadın_ Kadın için özgürlük karnında başlar demişti...
Yaşamak için kendime değer vermem gerekiyordu ve ben kendimi yirmi kez ırzına geçilmiş kadınların, kırık kemikli adamların, çıldırmış çocukların gözüyle görüyordum_Bir Fransız Kadın...