Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Zeki Ertuğrul

Zeki Ertuğrul
@Arem7
9 okur puanı
Nisan 2022 tarihinde katıldı
Kimseye sezdirmeden içinde yaşadığı acılara dayanabildiği kadar dayandı , sonunda vazgeçti yaşamaktan. Kimse görmedi içinde ddevrilen dağları , gözyaşları da sadece içine aktı. Eriyik gibiydi onlar ne varsa bedeninin içinde kalan imdat simidi gibi sarıldığı, hepsini eritti, dağıttı , yok etti. Önce kalbi eridi sonra diğer organları en son da hücreleri başladı fokurdamaya . İşte o anlar , deliliğin sınırlarının çok çok uzaklarında yol aldığı zamanlardı.
Sayfa 153Kitabı okudu
Reklam
"Denizi gördüm , gördüm ya , gördüm işte , köpük köpük dalgalarla oynadım."
Nisa Dede
Nisa Dede
Sayfa 124Kitabı okudu
"Gözden uzak olunca asıl aşk acısını o zaman yaşamaya başladım, meğer ne büyük mutlulukmuş yanımda olduğu günler."

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
" Zamanında yıkanırsa eğer bir insan , doğal kokusunu hep korur ama kendi doğasını bilmeyen insanlar , ya geç yıkanır ter kokar ya da fazla yıkanır sabun kokar."
Sayfa 212Kitabı okudu
Her mevsim yeni bir yüze aşık olup onsuz yaşayamayacağını düşündüğü yaşları çoktan geride bırakmıştı Aslı. O kadar kolay değildi artık birinden hoşlanmak , aşık olmak , hayatına sokmak. Belki de bütün tutarsızlığına rağmen bu yüzden kopamıyordu ondan. Yeniden başlamaktan birine ilgi göstermekten , yeniden başa satmaktan ve birini tanımaya çalışmaktan yorulduğu için .
Sayfa 185Kitabı okudu
Reklam
" Uykularım kaçtı seni gördüğüm günden beri, kalmadı gece-gündüz muhakemem. Daraldım ,boğuluyorum düşünmekten, rüzgarda uçuşan pudra pembesi yaprakların yumuşaklığında İtiraflar yolluyorum sana , aşığım işte anlasana.
Nisa Dede
Nisa Dede
Sayfa 108Kitabı okudu
Belirli bir noktadan sonra geri dönüş yoktur. İşte bu noktaya ulaşmak gerekir.
“Bu dünyada insanların korktuğu tek şey öğrenmekti. Acıyı, susuzluğu, açlığı ve üzüntüyü öğrenmek onların uykularını kaçırıyor, bu yüzden daha rahat döşeklere, daha leziz yemeklere ve daha neşeli dostlara sığınıyorlardı. Dünyaya olan kayıtsızlıkları bazan o kerteye varıyordu ki, kendilerine altın ve gümüşten, zevk ve safadan, lezzet ve şehvetten bir âlem kurup, keder ve ızdırap fikirlerinin kafalarına girmesine izin vermiyorlardı.”
yaşıyoruz, bedava; Hava bedava, bulut bedava; Dere tepe bedava; Yağmur çamur bedava; Otomobillerin dışı, Sinemaların kapısı, Camekanlar bedava; Peynir ekmek değil ama Acı su bedava; Kelle fiyatına hürriyet, Esirlik bedava; Bedava yaşıyoruz, bedava
Bu yaşa geldim içimde bir çocuk hâlâ Sevgiler bekliyor sürekli senden. İnsanın bir yanı nedense hep eksik Ve o eksiği tamamlayayım derken, Var olan aşınıyor azar azar zamanla. Anamın bıraktığı yerden sarıl bana. Anılarım kar topluyor inceden, Bir yorgan gibi geçmişimin üstüne. Ama yine de unutuş değil bu, Sızlatıyor sensizliği tersine. Senin kim olduğunu bile bilmezken. Sevgiden caydığım yerde darıl bana
Reklam
gözlerin yağmurdan yeni ayrılmış gibi çocuk, gibi büyük, gibi sımsıcak sen bir şehir olmalısın ya da nar belki granada, belki eylül, belki kırmızı gövden ruhunun yaz gecesi mi ne çok idil, çok deniz, çok rüzgâr çocukluğun tutmuş da yine âşık olmuşsun sanki bana, sanki ah, sanki olur a aşk bile dolduramaz bazı âşıkların yerini diye övgü, diye sana, diye haziran heves uykudaysa ruh çıplak gezer gazel bundan, keder bundan, sır bundan gözlerin şehirden yeni ayrılmış gibi dolu, gibi ürkek, gibi konuşkan hadi git şehirler yık kalbimize bu aşktan