Asya
@AsyaBrooks
Dijital Tasarım
Üniversite
İstanbul
New York
678 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
Okuma Hedefleri
Türkiye'deki gaybarların en büyük sorunu içeride eşcinsellerden çok, eşcinsellerle birlikte olmak isteyen heteroseksüellerin olması. Sırf meraktan gaybara gelen heteroseksüellerle dolu mekanlar bir noktadan sonra amacına hizmet etmekten uzaklaşıyor. Rahatsız edilmeden eğlenebilmek için gittiğimiz yerlerde hayvanatbahçesinde merakla izlenen şempanzelere dönüyoruz. Adeta safariye çıkan avrupalı turistler gibi "Anaaa bak kızlar öpüşüyor." , "Abow adam adama sarıldı laaa" gibi ankara pavyonlarından fırlamış diyaloglar eşliğinde takılmanın hiçbir anlamı yok. Dayısı babasıyla sevişen adamlar bizim yaşadığımız hayatlara hayret ediyorlar ya en çok da buna kuruluyorum şekerim...
Yalan söylerken cömert olmayan insanlara güvenmeyin. Yalandan bile tasarruf eden insan size yağmurlu havada bir bardak su vermez.
Mutluluklar dileyen insanların benim için neyi temenni ettiğini hiçbir zaman anlayamadım. Benim için mutluluk olduğum yeri ve zamanı unutturacak kadar sihirli bir duman ve beynimi içindeki tüm kaygılarla birlikte eritmeye yetecek kadar tekila. Limonsuz. Tuzsuz. Boğazımı ve reflüye karşı doğuştan dirençli midemi yakıp kavuracak o tılsımlı sıvı...
Okur Takip Önerileri
Cesedimi sen yak istiyorum 
Pupada Şarap
Koca bir şişe votka ya da tequila.
Şeçimini yap dök ruhundan arındırılmış bedenime.
Göbek çukurumda oluşan ufak gölden bir yudum al ölümümün şerefine. Sonra bir kibrit çak ve yak. Yükselen alevlerde ısıt kendini. Etrafa savrulan dumanımı içine çek. Çok pişmiş hayatımın kokusuyla kafanı bul ve soyun. Çırılçıplak dal alevlerimin arasına. Zevkle yan. Alevlerimi içinde hissederek cesedimin üstünde yan. Küllerimiz karışsın. Belki hepsi bittikten sonra bir köpek gelip de işer üstümüze ya da bir sarhoş kusar. Boktan bir inşaat firması o yavşak toplu konutlarından birini diker geberdiğimiz yerin üstüne. Küllerimizin üstünde yükselen 32 dairelik yaşam yığınının içinde yaşanan sikik hayatları izleriz cehennemin en sıcak köşesinden ve iyi ki öldük diye alevlerin içinde sevişiriz tanrıya inat.
Zehrimi taşıyorsun Pupada Şarap
Isırdığı avının ölmesini bekleyen sürüngenler gibi izliyorum seni. Seni içten içe çürüten varlığım, bir yerlerde var olduğumun düşüncesi savurmaktan kaçınmadığım bir kırbaç gibi. Öyle uzun aralıklarla vuruyorum ki sana ölmeyi unutuyorsun. Ölmeyi isteyecek kadar unutuyorsun ölümü. Ve sendeki bu zehrine düşkünlük hali benim iştahımı kabartıyor. Bir gün ruhundan sıyırdığım cesedinin tadına baktığımı düşünerek mutlu oluyorum. Biz bu dünyaya birbirimizi öldürmeye gelmişiz. Ne güzel...
Kısa siyah saçlı, dolgun dudaklarına kıpkırmızı sürdüğü rujunun arasından, güldüğünde hafif uzun ön dişleri görünen bir adli tıp uzmanı yapacak otopsimi. Dar mini eteğinin sımsıkı sardığı kalçaları ve uzun topuklu ayakkabılarının üstünde salınan uzun bacaklarıyla gelecek cesedimin başına. Lezzetli bir akşam yemeğini yemeye hazırlanır gibi cansız bedenimi evirip çevirecek kesip parçalayacak belki biraz kanım sıçrayacak üstüne kafatasımı açıp beynimi görecek clitime dokunur gibi dokunacak kıvrımlarına ve içime girer gibi sokacak beynime parmaklarını. Benden geriye ne kaldıysa bir et yığını gibi kaldırıp atacak kenara neden öldüğümü anlamayacak umursamayacak da. Bir sigara yakıp dumanını hazırladığı otopsi raporunun üstüne üfleyecek. Raporda ölüm nedenim yazacak: Yaşamak.
Beynimi uyuşturmak için bedenimi seviştirdiğim günlerim oldu. Bedenimi seviştirmek için beynini uyuşturduklarım... Benim insanlarım. Kölelerim, aşıklarım, sevgililerim, sevgilim... Kimseye acımıyorum. Herkesi her şeye mahkum etmekten zevk alıyorum. Gözyaşı ve haykırışlar bana her şeyden daha gerçek geliyor. Beni gerçekten ayık hissettiren tek şey acı. Acıtmadığı zaman dünya kendimi uykuda sanıyorum. Sanki biri uykumda bana tecavüz edermiş gibi bu hayat. Bu yüzden uyanık kalmak için acıya tutunuyorum. Ve ne kadar canım yanıyorsa o kadar canını yakmak istiyorum herkesin. Hepinizin...
Lezbiyenler vardır! Onur ayımız onur haftamız kutlu olsun... Bu arada piknik yasaklanamaz, yasak ne ayol?
Çok fazla düşününce uyuyarak kaybettiği zamana üzülüyor insan ve uyku tutmaz oluyor. Nasıl uyuyacağım, uyanabilecek miyim, uyku nedir, uyumadan bir sonraki güne geçsek ne olur? İlla uyumak mı lazım? Sabaha kadar içtiğim geceler oldu. Sabaha kadar seviştiğim geceler oldu. Sabaha kadar öylece oturdum. Sabaha kadar okudum. Sabaha kadar müzik dinledim film izledim. Bir noktadan sonra gece ve sabah arasında hiçbir fark kalmadı. Sabah ve geceye anlam yüklemekten bile vazgeçtim. Şimdi günün neresindeyim bilmiyorum. Belki de gün diye bir şey yoktur.
18 yaşına kadar anne korumasına muhtaç bir hayat sürüp, en ufak sorunda ağlayarak annesine koşan, babasından bile korkup annesine sığınan ancak "kadınlar erkeklerin korumasına muhtaçtır" diyecek kadar ikiyüzlü varlıklara erkek denir.
Akışta kal...
Birini sevmenin sanırım en kötü yanı sürekli sevmeye mahkum gibi hissetmeniz. Biraz kafanızı dağıtmak istediğinizde "Eskisi gibi sevmemek" ile suçlanabiliyorsunuz. Sevgi nehir gibidir asla aynı kalamaz önemli olan akışta kalabilmek. Birlikte denize dökülmeyi beceremeyip suçu karşı tarafa atmayın şekerim.
Sizi hasta eden hasta hissettiren hastalandıran her şeyi söküp attığınızda geriye kalan şey hastalıklı bir ruh haliyse yanlış tedavi kurbanısınızdır.
Insta'da homofobi hezeyanları
Memlekette ne kadar homofobik varsa instagram'dan saldırıya geçmiş... Yahu millet dadanmasın diye profili bir gizlemediğim kalmıştı onu da zorla yaptıracaklar bu gidişle! Biraz açın şu beyninizi artık iki kadın birbirine aşık olabilir. Gayet doğal bir durum bu. Çok doğal aşırı doğal. Hatta erkeklerin kadınları öldürüp durduğu bir ülkede daha doğal bir şey yok!
Dününüzle fazla ilgilenen birine yarınınızı vermeyin. Aşk zor zanaat şekerim...