Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Asya

Asya
@AsyaBrooks
Dijital Tasarım
Üniversite
İstanbul
New York
674 okur puanı
Ekim 2018 tarihinde katıldı
1000Kitap'tan uzaklaşma sebebime direniş hallerim
Buradaki arkadaşlarım sürekli soruyorlar neden artık paylaşım yapmıyorsun diye. Sebebi bu sabah önüme çıktı. Kitap paylaşıyorum, alıntı paylaşıyorum ve bir anda bir sürü erkek kullanıcıdan DM gelmeye başlıyor. Tanışmak isteyen, iltifat etmek isteyen, sebepsiz yere yakınlık kurmak isteyen hatta buluşmak isteyen... Paylaşımıma yorum yaz, ne bileyim beğen repostla bir şey yap ama niye DM? Bir kez daha buradan bir hiza vermem gerekiyor sanırım. Sevgili erkekler, ben erkeklerle ilgilenmiyorum. İlgilenmek gibi bir düşüncem de yok. Hatta bence 1000Kitap'ta paylaşım yapan kadın arkadaşlarımın %90'ının da bir erkekten DM almak gibi bir beklentisi yok. Arkadaşım değilseniz lütfen DM atmayınız. Rica değil ültimatomdur!
Reklam
Şekerim bu da 2. bombam olsun. Uzun zamandır zihin açıcı bir yapım arıyordum, Netflix sonunda üstüne gerçekten kafa patlatılmış bir iş çıkardı: "ÜÇ CİSİM PROBLEMİ" E bunun bir uyarlama olduğunu öğrenince ben durur muyum? Durmam. Buna da başlıyorum. Sanırım önümüzdeki haftalarda 2 güzel kitaptan bol bol alıntı serpiştireceğim buraya. 1000Kitap'a dönmek için aynı anda 2 sebep birden bulmak her zaman nasip olmaz. I'm back baby!
Üç Cisim Problemi
Üç Cisim Problemi
Şekerim herkesin gizli bir hazinesi olmalı. Benimkisi pek Sayın Alkaya. Çok uzun zamandır yeni bir şey yazmamıştı. Yeni bir eserle geri dönmüş... Ama ne eser... Şöyle bir göz attım da, dehşet bir şeyle karşı karşıyayım galiba. Meraktan ölmemek adına izninizle başlıyorum! Önümüzdeki günlerde burayı alıntıya boğarsam bilin ki kitap aklımı başımdan almıştır...
Diyarın Kıyameti : Filin Gazabı
Diyarın Kıyameti : Filin Gazabı

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ne oluyor ayol wattpad ergenlerinin foyaları mı meydana çıkmış nedir? Bilen beni yorumlarıyla beslesin bakayım...
Demişler ki o öldü. Ölmedim ayol geri döndüm.
Reklam
Sarkıntılıkta Çağ Atlayanlar
Eskiden erkekler "Selam" "Merhaba" vs. yazarlardı ilgilenmeyince de genelde üstelemeden arazi olurlardı şekerim. son dönemde ise sarkıntılık boyutları bir hayli rayından çıktı. üstelik bunu kitap üzerinden bir konsepte bindirmeye çalışanlara gerçekten hayret ettim. son dönemde gelen bazı garip mesajlardan bir demet: -siz kitap okurken saçlarınızı okşamak istiyorum. -sizin için sayfaları ben çevirmek istiyorum. -sizinle yan yana uzanıp size kitap okumak istiyorum. -sizin dokunduğunuz kitapları koklamak istiyorum. -beni kütüphanenize zincirlemenizi istiyorum. -siz kitap okurken ayaklarınıza masaj yapmak istiyorum. Yani lezbiyen olduğumu açıkça belirtmeme rağmen erkeklerin bu önlenemez libidosu gerçekten iç karartıcı. ayol ben seni neden kütüphaneme zincirleyeyim ya. odama girince kütüphaneme zincirlenmiş hımbıl kıllı iğrenç bir erkek görmek istiyor muyum bir sor mesela yani... şekerim toplum tek kelimeyle zıvanadan çıktı ayol.
LGBT temalı kitaplar vardır!
Şekerim uzun zamandır hiçbir şey karalayasım yoktu ama yazar/okur hanımefendinin son skandalı ile geldim. Bu aralar yoğunum bu sebeple olayı kaçırmışım Küboş beni uyandırdı dün. Şu linçlerin kraliçesi hanımefendi LGBT temalı kitaplar hakkında bir içerik hazırlamış. Bence çok müthiş bir şey. Söylemekten asla çekinmeyeceğim bir şekilde bir lezbiyen olarak bu içeriği sebebiyle kendisini tebrik edebilirdim... Ta ki kendisi hakkında dönen linçten korkup o içeriği silip yine herkesi dava etmekle tehdit edene kadar... Bu bana şunu gösterdi: 1-Hazırladığı içeriğin arkasında duramayacak kadar kendisine saygısı yok. 2-LGBT temalı kitaplara beğendiği ya da destek vermek için değil tamamen ilgi görmek içerik hazırlamış. Özetle: Samimiyetsizlik! Şekerim bizim LGBT bireyler olarak bizim hakkımızda yazılan kitaplara, çekilen filmlere ya da bizimle ilgili herhangi bir şeye böyle samimiyetsiz insanların destek vermesine ihtiyacımız yok. Hanımefendi dik durup içeriğine sahip çıkmış olsaydı bir buket çiçek yaptırıp destek olmak için ayağına kadar giderdim. Ama bu samimiyetsizliği yaptı ya bence homofobiklerden daha aşağıda konumlandırdı kendisini. homofobikler en azından kendi fikirlerine sahip çıkacak kadar samimiler. peki sen? Hanımefendinin söylemekten geri adım attığı şeyi bir lezbiyen olarak ben üstüne basarak şuraya not düşeyim: LGBT TEMALI KİTAPLAR VARDIR!
Linç Kültürünün Son Kurbanı: "Hanımefendi"
İsmi lazım değil çoooooook takipçili bookstagram mı desem booktoker mı desem ne desem bir hanım kızımız bir story deryası ile günah çıkartmakta. Öncelikle kendisine psikolojik şiddet uygulayan ve linç eden insanları kınıyorum. Linç ve psikolojik şiddet ciddi bir suçtur ve zayıf ruhlar için yıkıcı etkileri olabilir. İnsanların bazı sınırları
ISLAK
Islak... Verandada ayak bastığım fayans, duştan yeni çıkan saçlarım, barda yeni tanıştığım brienne'e sarıldığımda her yerim... ıslak... sırılsıklam... ne acayip kelime sırılsıklam ıslak kelimesinden türetilirken mutasyona uğramış radyasyonlu bir söylem gibi. Islandım... beynimi çürüten zehrimi almadığım her gece olduğu gibi bu gece de ıslandım.
İnsanlar "öteki" kavramından o kadar çok korkuyorlar ki... Özgüvensizlik bu. Başkalarının da "ötekileşmesi" korkusu. Cinsel tercihim üzerinden abuk sabuk saçma sapan şeyler yazan insanlara tek tek cevap vermektense şöyle bir genel lafımı söyleyeyim : Paylaşımımdaki kitap okuyamama buhranı ya da ülkenin ekonomik kötü gidişatına yönelik vurgum değil de cinsel kimliğim ilgini çektiyse zeka seviyesi olarak dikkate alınmayacak birisindir. Kaldı ki ifade biçmim yeraltı edebiyatı çizgisindeydi bunun üzerinden entelektüel bir bakış açısıyla çözümleme yapamayacak kadar boş insanların noksan akılla fazla fikir üretmeleri kadar acınası bir durum görmedim :) Bence kimse kimseden bu kadar korkmamalı. :)
Reklam
Artık kitap okuyamadığımı fark ettiğimde yeni bir kitaba başlamak için çok geçti. Elimde günlerdir bir sayfasını açıp bir tek satır okuduktan sonra vazgeçtiğim kitaplar var. Zihnim okumayı neden reddediyor bilmiyorum. Belki de TL ile kazanıp Dolar ile yaşamam gereken bir ülkeye gitmek için pafa biriktirmeye çalışmanın verdiği ümitsizlik olabilir. Bu ümitsizlikle sevgilini siktir etmiş olmak da olabilir. Sevgilini siktir edip Bodrum'da canı sıkılan ne kadar kadın varsa hepsiyle sevişmekten ötürü de olabilir... Kitap okuyasım kalmadı. Yazacak o kadar çok şey birikti ki...
Dünyada iki çeşit fahişe vardır. Birinci çeşit fahişelere herkes sahip olabilir, ona değer vermenize gerek yoktur. Kullan-At plastikler gibi kullanıp bir köşeye bırakırsınız daha sonra aynı yerden alabilirsiniz. İkinci çeşit fahişeler ise size kendinizi çok değerli hissettirir ve siz de ona büyük bir değer verirsiniz. Özelinizi paylaşırsınız ve yakınlaşırsınız. Ancak o sizi birinci çeşit bir fahişe yerine koyar ve arkasını dönüp gider. İlgilenmiyormuş gibi yapar... Size fahişeymişsiniz gibi hissettiren bir fahişeden daha zararlı bir şey yoktur...
Bence insanların en büyük yanılgısı yaşamak zorunda olduklarına inanmaları. En büyük ve en saçma tutsaklık biçmi yaşamak. Yaşamaya devam edenleri mücadele edenleri sanki çok büyük bir bok başarıyorlarmış gibi alkışlayıp tebrik eden pozitiflik kumkuması tiplerden tiksiniyorum. Ölmeyi seçmek oynamaktan sıkıldığın bir oyunu kapatmak gibi. Ya da izlerken seni boğan bir filmi yarıda bırakmak... Yaşamaktan sıkılabilir insan ve öldükten sonra ne olacağını zerre umursamadan her şeyi siktir edip kendini öldürebilir. Bence asıl alkışlanıp tebrik edilmesi gerekenler onlar bence. Hiçbirimizin cesaret edemediği bir şeyi yapıp bu saçmalığa bir son veriyorlar. Kendini çok cesur zanneden biri olarak yaşamaya çabalayacak kadar korkak olduğum için kendimden utanıyorum. Evet yaşamak için çabalamak korkaklıktır. Günün birinde ölümsüzlük formülünü bulacaklar herkes başta çok sevinecek ama sonunda herkes yaşamaktan bıkıp intihar edecek. İşte o zaman anlayacaksınız kendini öldürmenin ne büyük bir cesaret gösterisi olduğunu...
193 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.