Su

511 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
41 günde okudu
O kadar doldum ki bu kitapla, ne bir alıntı ekleyebiliyorum başka, ne de kitap okuyasım var bir başka. Fingersmith, hey yavrum hey! Ne güzel önyargılarla başlayacaktım, meşhur kitap (Türkiye'de değil), sıradan kitap, hoşça okunur, laylaylom vakit geçirilir diye. Hiç de öyle değilmiş. Bir kere Waters'ı ilk okuyuşum, diline, dili kullanma yeteneğine hayran kaldım. Çevrileri bilemeyeceğim ama kadının harika bir mizah anlayışı varmış. Kıkırdaya kıkırdaya okudum çoğu yerini. Kendisine bir röportajında "hangi kitabınızla hatırlanmak istersiniz?" diye sorduklarında Fingersmith demiş, eğlenceli olduğu için. Diğer kitaplarını henüz okumadım ama eminim ben de bununla hatırlayacağım. İnsan ağladığı kitapları unutmamalı. Bence bu kitapla ben, dünyada yazılmış/yazılabilecek en güzel sahneyi de okumuş oldum (bkz. you pearl). Artık kimse kıramaz beni!* Mizahtan nereye geldim. Evet, öyle enteresan bir kitap işte bu. Meraktı heyecandı derken bir yandan da deşiyor insanı. Yani, en azından beni. Midemde koca bir delikle, oturuyorum şimdi.
Fingersmith
FingersmithSarah Waters · Riverhead Books · 2002102 okunma
Reklam
304 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
6 günde okudu
Carol...Carol...
*Spoilerimsi bir şeyler olabilir* Mutlu sonla bitmesine rağmen neden sevinemiyorum acaba. Filminde de, kitabında da aynı his. Sona erince, içim burulmaya başlıyor. Bu herhalde güzel olan bir şeyin bitmesiyle ilgili daha çok. Yoksa tatsız sonlara özlem duyduğumdan olmasa gerek. Carol -veya Tuzun Bedeli-...asla tarafsız, yalnız edebi açıdan
Carol
CarolPatricia Highsmith · W. W. Norton Company · 20157 okunma
262 syf.
9/10 puan verdi
·
9 günde okudu
Nezihe Meriç, Cumhuriyet döneminin ilk kadın öykücülerinden biri imiş; çağdaş Türk hikayeciliğinin öncülerinden. Hatta bazıları onu modern öykücülüğün ilk kadın yazarı olarak kabul etmekte. Buna rağmen neden pek fazla bilinmediğini merak ediyorum doğrusu. Bu kitapta yer alan "Bozbulanık" ve "Topal Koşma" bölümleri 50'li yıllarda; "Menekşeli Bilinç" ise 60'lı yıllarda yazılmış hikayelerden oluşmakta. Meriç’in hikayeleri yazarın kendisinin de belirttiği gibi; “kadınların yaşama katılışlarının ayrı oluşundan çıkan ayrıntıları” yakalaması bakımından önem taşır. Odağı kadın; toplumdaki yeriyle, iç çatışmalarıyla, erkek egemen geleneksel yapının içinde sıkışmışlığıyla, isyanlarıyla, kabullenişleriyle. Türk kadını, Nezihe Meriç'le tanınır diyorum ve bu bahsi kapatıyorum.
Toplu Öyküler 1
Toplu Öyküler 1Nezihe Meriç · Yapı Kredi Yayınları · 201577 okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
478 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
158 günde okudu
Limon kokulu, yağmurlu kadın
Böyle bir kitaba ancak Lale Müldür'ün kendisi hakkıyla inceleme yazabilir bence. Bunu bir inceleme değil de, daha çok kitapla ilgili içdöküş olarak düşünürsem belki daha rahat edeceğim. Edip Cansever'den daha fazla beğenebileceğim bir şair olması ihtimalini bile düşünemiyordum yakın zamana kadar. Böyle bir şey mümkün değil çünkü dünyanın en güzel
Anemon
AnemonLale Müldür · Yapı Kredi Yayınları · 2020258 okunma
295 syf.
8/10 puan verdi
·
22 saatte okudu
Şiddet, zorbalık ve baskıya karşı büyüyen bir öfke ve korkuyla geçirilen ilkokul yılları, sekiz yaşında babasını kaybetmesi, geçim sıkıntısı, yatılı okul, annesinin ölümü derken edebiyatın ve şiirin içinde bir uyanış, bir direniş... Nazım Hikmet'in önce şiirleriyle daha sonra kendisiyle tanışmış ve onu gençliğinin yol göstericisi olarak kabul etmiş. Şiirlerinde esen havanın rengi de Nazım, kokusu da Nazım olmuş bence bu yüzden. Aynı insan sevgisi, kardeşlik, dostluk; halka, memlekete inanç ve düşkünlük; yaşama bağlılık, tükenmeyen bir umut, daha güzel bir dünya özlemi...
Mutlu Olmak Varken
Mutlu Olmak VarkenA. Kadir · Can Yayınları · 1994124 okunma
Reklam
128 syf.
8/10 puan verdi
·
1 saatte okudu
Tarçınlı süt içmek gibi bir his... Erotika değil de, daha çok romantika sanki-en azından bana öyle geldi. İçtenlikle yazılmış, ılık şiirler. Burada, yanıbaşında veya karşında durmuş işte, anlatıyor. Hatta bazen dokunuyor bile sana, bazen ise uzaklardan sesini belli belirsiz, işitir gibi oluyorsun. Süt, yudumlamaya devam...soğutmadan.
Erotika
ErotikaYannis Ritsos · Varlık Yayınları · 1993177 okunma
184 syf.
8/10 puan verdi
·
14 saatte okudu
Çifte kapılar, iki dünyayı birbirinden ayırıyor; dışarıdaki dünya, içerideki dünya. Burada, çifte kapıların ötesine, yani içerideki dünyaya doğru yolculuğa çıkartıyor yazar bizi. Kahramanımızın yutkunamamasıyla başlayıp panik ataklarla devam eden "tıkanıklıklarının" çözümlenmesine -veya yalnız sorgulanmasına- tanıklık ediyoruz. Kurcaladıkça çoğalıyormuş gibi görünen ve fakat aslında tek bir sebepten; insanın çekirdeğinde yatan "değersizlik" hissinden kaynaklanan bir çok şikayet ve sıkıntıyla yüz yüze geliyoruz. Kendimizi veya başkalarını daha iyi tanımak, sorgulamak, bazı şeyleri anlamlandırabilmek adına lezzetli bir kitap olmuş. Kitapta özellikle sevdiğim unsur ise, bir yandan kahramanın başına gelen olay anlatılırken, diğer yandan da geçmişte meydana gelmiş, o anda kahramanın şu ya da bu şekilde davranmasına yol açan olayların verilmesiydi. Böylece kemikleşmiş bazı davranışların nerelerden doğduğunu, neden o şekilde geliştiğini görebilmek mümkün olmuş. Son olarak yazarın hayat hikayesi ile roman kahramanınkinin yer yer paralel olduğunu da eklemek isterim.
Çifte Kapıların Ötesi
Çifte Kapıların ÖtesiGülayşe Koçak · Yapı Kredi Yayınları · 201365 okunma
180 syf.
9/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
Başından sonuna kadar bir ayrıntı denizi. Boğmayan; daha önce dünyayı hiç incelememişim ben yeterince dedirtecek türden. Genellikle genç yazarların düştüğü beylik betimlemeler yapma aymazlığına düşmemiş Ingrid Thobois. Onun yerine keskin bir gözlem yeteneğine dayandığını düşündüğüm, tamamen kendine ait ifadelere yer vermiş. Kitapta günümüze ait bir objeye veya bir konuya denk gelmediğim sürece, sanki çok daha yaşlı veya artık hayatta olmayan bir yazarın eserini okuyormuşum gibi hissettim. Bu bakımdan sıradışı bir tecrübe oldu benim için. "Ben" in sürekli değişmesi, olayların kronolojik sıraya göre aktarılmış olmaması gibi unsurlar okuyucuyu aktif tutuyor ve gizem son cümleye kadar -hatta sonrasında bile- kaybolmuyor. Fakat yapbozun parçaları bir araya geldikçe insanın içine bir karamsarlık çöktüğünü de belirtmeden geçemeyeceğim. Bu, yazarın okuduğum ilk kitabıydı, devamı da gelecektir...
Sollicciano
SolliccianoIngrid Thobois · Yapı Kredi Yayınları · 201321 okunma
176 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
14 saatte okudu
Dekameron, hem de Türkiş! Acaba nasıl olur!? Işıl Özgentürk ile tanışmış oldum bu kitapla; sesi çıkan, cesur bir kadın-mış. Lafını sakınmıyor, "ayıp" konuları bir çırpıda, utanmadan(!) anlatıyor. Dili sapsade, açık, esprili, ummadığınız anda güldürüveriyor. Orijinal Decameron'u okumadan belki anlamsız bulunabilir bu kitap bazılarınca. Ahlaksız bulanlar da olacağından eminim, ama yazarın da bunların hepsinin bilincinde olduğundan eminim. Nitekim bir yerde karakterlerden biri şöyle söylüyor: "Bu ne, ülkenin sosyal yapısı hakkında bildiğimiz her şeyi çürütüp duruyorsunuz, yeter!" Işıl Özgentürk tam olarak bunu gerçekleştirmek istemiş bence. Tıpkı Boccaccio'nun 1300'lü yıllarda yapmış olduğu gibi. Hakkında hiç bir şey bilmeden okusaydım belki de beğenmeyeceğim bu kitaba 10 puan veriyorum çünkü bu tip kitaplara her zaman ihtiyaç olduğunu düşünüyorum. Kitabın yazılış amacı, bende her şeyin önüne geçiyor. Her nedense Decameron'a göre epeyce kısa bir kitap olmuş, halbuki bizim halkta malzeme asla tükenmez!
Türkiş Dekameron
Türkiş DekameronIşıl Özgentürk · Aya · 20184 okunma
216 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
25 saatte okudu
Böyle bir kitabın Türkiye gibi bir ülkede basılmış olması bile hala inanılmaz geliyor bana. Bu kitap, yalnızca varolabilmesiyle bile benim gözümde oldukça değerli bir yer edindi kendine. İçinde 23 farklı yazardan, hepsi farklı tadlarda hikayeler yer almakta. Hepsinin ortak tadı, acı sanırım. Unutulmanın, görünmemenin, saklanmanın, utançla yaşamak zorunda bırakılmanın, yalnızlığın, sesini duyuramamanın, zaten sesini çıkartamamanın, anlayışsızlığın, cahilliğin ve daha nicelerinin acısı. Çünkü toplum, “iki kişi birbirini sevmiş işte, ne güzel!” veya “bize ne bundan!” diyememiş henüz. Aile de diyememiş-çoğu kez. Eh, bu sayede bu kitap uzun yıllar güncelliğini yitirmeyecek gibi görünüyor.
Kadınlar Arasında
Kadınlar ArasındaKolektif · Metis Yayıncılık · 2014142 okunma
Reklam
376 syf.
8/10 puan verdi
·
7 günde okudu
Yaşamımdan Anılar kitabının ilk etabı bu. Nazlı Eray kendini çocuksu olarak tanımlıyor, ben de yazılarını çocuksu buluyorum, iyi anlamda. Kısa cümleler, keskin anlamlar. Yazış şeklini belki kendi yazma şeklime benzettiğim için çok yakın hissettiğim, hemen kendi dünyasına çekip götüren bir yazar Nazlı Eray. İstanbul'a adanmış olan bu kitap; İstanbul ile ilgili, tarifinin mümkün olmadığını zannettiğim bütün özlemle ve acıyla yoğurulmuş duygularımı anlatmış olduğundan özel bir yer edindi bende.
Tozlu Altın Kafes
Tozlu Altın KafesNazlı Eray · Doğan Kitap · 201142 okunma