Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Aysun Çavdar

288 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Başlarda kitabın içine girmek benim için çok zor oldu. Çok fazla karakterle bir anda tanışmak, isimlerine alışabilmek biraz zaman alıyor. Ayrıca olaylar aşırı yavaş ilerlediği için zaman zaman sıkıldığım, gereksiz uzatıldığı hissine kapıldığım yerler oldu. Eğer girişteki bu sorunların üstesinden gelebilir, dağınıklığı toparlayabilirseniz devamı çorap söküğü gibi gelecektir. Kalbinize dokunan bir eser olacağına hiç şüphe yok. Benim öyle oldu. Bir babanın tüm fedakarlığına rağmen son nefesini verirken yaşadığı o hayal kırıklıkları resmen kitaptan fırlayıp kalbime battı. Kalbim paramparça oldu. Ayrıca Balzac da bu kitapta - tıpkı Tolstoy gibi- hayatı ve insanı o kadar iyi yansıtıyor ki hayran kalmamak imkansız. İçerikten bahsedip henüz okumayanların, okumayı düşünenlerin öfkesini üzerime çekmek istemem :) Dediğim gibi biraz zorlayabilir ama okuduğunuza kesinlikle değecek bir eser.
Goriot Baba
Goriot BabaHonore de Balzac · İş Bankası Kültür Yayınları · 202114,7bin okunma
Reklam
151 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
"Her yerde zayıflar secde ettikleri güçlülerden tiksiniyor, güçlüler ise onlara etinden, yününden faydalandıkları hayvan sürüleri gibi davranıyorlar." Tek kelime ile mükemmel bir kitaptı. Hatta okuduğum en iyi kitaplardan biri olduğunu söyleyebilirim. Voltaire'in #sadıkveyakader kitabını da çok beğenmiştim ve bu beğeni beni #candide yi okumaya sevk etti. İkisi de mükemmel, ikisi de ustalık harikası. Hem o karanlık engizisyon dönemlerine ışık tutan, hem felsefi yönden doyurucu, hem de olay, hareket ve macera yönünden çok zengin bir eser. Hayatın anlamını sorgulatan, okurken hiç yormadan bir varoluş yolculuğuna çıkaran, Candide ile beraber atlattığınız tüm o badirelerin sonunda ufkunuzu açacak bir klasik. Çok etkileyiciydi, kesinlikle tavsiyemdir. 10/10
Candide ya da İyimserlik
Candide ya da İyimserlikVoltaire · Can Yayınları · 20235,1bin okunma
168 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Bütün gün elimden düşüremediğim bir kitaptı. Her bölüm ilgimi cezbedip bir sonraki bölümü de okuyayım bırakacağım dedirttti ama bitirene dek kopamadım ondan. Sanırım Tolstoy'un kitaplarından aldığım tadı verdiği için de bu kadar sevmiş olabilirim. Rusya'nın o çetin kışlarına, tipinin ortasında kızakla bi yerden bi yere ulaşma
Genç Bir Doktorun Anıları
Genç Bir Doktorun AnılarıMihail Bulgakov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201524,6bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
96 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Bir insan olarak kış mevsimini ve soğuğu ne kadar sevmiyorsam, bir okur olarak kuzey kutbu hikayelerini o kadar çok seviyorum. Jack London'un kara kış hikayelerini aratmayacak bir kitaptı Buzullar Arasında Bir Kış. Bir oturuşta okunabilecek, nasıl bittiğini anlamayacağınız bir kitap: Sizi alır ve sıfırın altında 42 dereceye bırakır, soğuktan kalp krizi geçirme korkusu yaşatır. Her sayfası heyecan, gerilim, aksiyon dolu olsa da aslında bir babanın oğlunu bulma çabası, yüreği buruk bir kadının sevdiğine kavuşma mücadelesi var bu sayfalarda. Mutlaka okumanızı tavsiye ederim.
Buzullar Arasında Bir Kış
Buzullar Arasında Bir KışJules Verne · İş Bankası Kültür Yayınları · 20203,938 okunma
435 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
İtalo Calvino'yu üç hikayeyi Atalarımız başlığı altında topladığı bu kitabıyla tanıdım. Alışılmışın, sıradanlığın dışına taşan bir yazar. Tarzını çok beğendim ve diğer kitaplarına da mutlaka şans vereceğim. En çok beğendiğim hikaye İkiye Bölünen Vikont oldu. Okurken bir adamın gerçek anlamda ortadan ikiye bölünmesini beklemiyordum ama dedik
Atalarımız
AtalarımızItalo Calvino · Yapı Kredi Yayınları · 2020171 okunma
Reklam
200 syf.
·
Puan vermedi
Sapho, bana Kamelyalı Kadın'ı hatırlattı. Bu benzerliğin sebebi kadının yaşadığı metres hayatı ve bu hayatı kabullenerek onunla aşk yaşama cesareti gösteren erkek elbette. Her iki kitap da bu konu üzerine yazılmış olsa da birbirinden çok farklı. Kamelyalı Kadın'da çok daha temiz ve masum bir aşk okurken, Sapho'da çok daha hastalıklı bir ilişki gördüm. Aşktan ziyade kötü, zararlı bir bağımlılıktı. Her iki tarafı da yiyip bitirdiği halde ve taraflar bunun farkında oldukları halde bağımlılıklarından bir türlü vazgeçemiyorlar. Onca acı, keder, üzüntüden sonra kadın nihayet anlıyor sevmenin kendisine verdiği zararı. Biraz da sevilmek istediğini söylüyor. Bence en etkileyici olan da buydu. Kitabın anlatımını da biraz karışık bulduğumu söyleyeyim. Okurken kolay akmayan, kafa karıştıran bir dil vardı.
Sapho
SaphoAlphonse Daudet · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2017395 okunma
224 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Selahaddin Enis'i ilk defa bu kitapla beraber duyduğumu itiraf etmeliyim ancak bu kitaptan sonra adını unutmayacağıma eminim. Yazdığı dönemi düşünecek olursak cesareti takdire şayan ve hayranlık uyandırıcı. Günümüzde bile çoğu yazar, yorumcu, haberci, birey vs. yöneticileri eleştirmekten, onların dünyasını örten perdeyi aralamaktan korkuyor. Selahaddin Enis ise o perdeyi ardına dek açmış. Elbette çok eleştirilmiş, yazdıkları çok müstehcen bulunmuş. Neticede kimse sırlarının gözler önüne serilmesinden hoşlanmaz tabi. Keşke bazı kitapları herkese okutabilsek değil mi? Belki herkes okusa, asırlar evvel kaleme alınmış bir kitapta yazanlar şu an hala geçerliliğini sürdürmeyebilirdi. Bazı şeyleri aşmış olabilir, etik ve ahlak yönünden daha çok zenginleşmiş olabilirdik. Ama hayır! Bin yıl önceki sefaleti sürdürmekte ısrarcı olan insanlar var. Birinci Dünya Savaşı dönemlerinde geçen bu kitabı anlatayım size, bakalım siz ne düşüneceksiniz? Ülke savaşa girmiş, cephede oluk oluk kan akıyor. Fakir fukara aç karnına ayağında çarıkla savaşıp ölürken, zenginlerin eğlenceli partilerine konuk oluyoruz. Vatan, millet umurlarında bile değil. Bir tarafta açlıktan kırılanlar, diğer yanda onları böcek gibi gören, paralarını zevke sefaya harcayan zenginler, mevki sahipleri. Tek dertleri yolsuzlukla arsızlıkla daha çok para kazanmak, kumar oynamak, içkili alemlere akmak, gönül eğlendirmek, cepheden gelen zafer haberleri karşısında kadeh tokuşturmak ve bu zaferi sanki kendileri düşmanla çarpışmış gibi böbürlenmek... Sizce bir gün eskide kalacak mı tüm bunlar?
Zaniyeler
ZaniyelerSalahaddin Enis · İş Bankası Kültür Yayınları · 2021374 okunma
68 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
Bin yıl geçse de eskimeyecek bir konu Şeytankaya Tılsımı. Günümüzde, teknolojinin yoğun olarak kullanıldığı bu çağda bile etkisini görmek mümkün. Hemen neyden bahsettiğimi açıklayayım: cin, peri, büyü, sihir gibi olağanüstü olguları kullanarak insanları kandırmak ve onların cahilliğinden beslenmekten söz ediyorum. Ahmet Mithat her kitabıyla kendisine hayran bırakmayı başarabilen çokyönlü bir yazar. Bu kitap okumaya alışık olduğumuz gibi bizim tarihi dönemimizde ve coğrafyamızda geçmiyor. Konu İtalya'nın Apenin Dağları'nın Calabro yöresinde geçiyor. Calabro coğrafi konumundan ötürü çok gelişememiş, geri kalmış bir bölge. Bizde nasıl cahil insanlar sözde hacı hocalara gidip büyü, muska yaptırıyorsa onlarda da büyüleriyle nam salmış yaşlı bir kadın vardır; Sasıma. Bilirsiniz bu tipler aslında çok kurnaz, çok zekidir. Karşısındaki insanın aklını yönlendirmeyi, manipule etmeyi iyi bilirler. Sasıma da bir çobanı kandırır ve bakire bir güzelin kalbini söküp yerse kırk kralın toplam hazinesinden daha fazla zenginlik kazanacağına inandırır. Elbette bu düzenbazlığın arkasında başka olaylar cereyan etmektedir. İnsanların cehaleti, kör inançları bu sahtekarların elinde oyuncak olmaya mahkumdur. Yazar burada şunu belirtmek ister bize: cahillik bir tek bize mahsus değildir. Avrupada da vardır Asyada da, sözün özü eğitimin geri kaldığı her yerde insanlar sömürülmeye mahkumdur. Son olarak bir alıntı; "Eğitimin ışığıyla zihni ve gözü aydınlanmış olmazsa insanı korkutmak da kolaydır, hırslandırmak da!"
Şeytankaya Tılsımı
Şeytankaya TılsımıAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20191,928 okunma
192 syf.
·
Puan vermedi
Beni çok sıkan bir kitaptı. Son elli sayfa kala bıraktım, günlerce de okumak gelmedi içimden ama kendimi zorlayarak bitirmeyi başardım. Okurken o kadar sıkıldım ki sonundaki sürpriz bile tatmin edemedi beni. Keşke o kadar uzatmadan kitabın en başında boğulsaymış Martin dedim. Madem boğulmuş bize niye daha fazla işkence ediyor ki diye düşünmedim değil. :) Ne okuyun derim, ne okumayın.
Ceberut Martin
Ceberut MartinWilliam Golding · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2018462 okunma
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Jack London'un kısa ama etkisi büyük  hikayelerinden biri Bir Dilim Biftek. Kitabın içinde bulunan ikinci hikaye ise Meksikalı. İki hikayede de ortak nokta şu ki her iki karakterimiz de boksör. Bir Dilim Biftek aslında koskoca bir hayattan gerçek bir kesit. Hayatını boks ringlerinde harcamış bir adamın, Tom King'in hikayesi. Her zaman genç kalacaklarını zanneden, hiç yaşlanmayacakmış gibi yaşayan insanlardan biri o. İnsan bir gün farkına varır ya her şeyin ama artık çok geçtir. Zaman tükenmiş, gençlik bitmiştir. Tom King de yaşlandığını derinden hisseden, yaşlandıkça yoksullaşmış, artık kimseden borçla bile bir şey satın alamayan, ringe aç karnına çıkan, maç boyunca canı feci halde bir dilim biftek çeken, çocuklarını aç karnına uyutup boks maçının yapılacağı yere üç buçuk kilometre yürüyerek giden, şan ve şöhret için değil ailesini geçindirmek için maçı kazanmak zorunda olan bitik bir adam. Ah, Tom King! Beni duygu denizinde boğdu yine Jack London. Hüzünlü, gerçekten hüzünlü bir hikaye... Meksikalı ise on sekiz yaşında henüz ergenlik ve yetişkinlik arasında bir yerlerde bir boksör. Kimsenin adını duymadığı ama dayanıklı, güçlü bir Meksikalı. Devrimci ruhlu bu delikanlı ülkesi için devrim örgütüne katılır. Kendi ailesini de katleden diktatör yönetimden kurtulmak için boksta kazandığı paraları örgüte verir. Bir gün gerçekten çok önemli bir maça çıkar ve büyük oynar. Kazanırsa paranın tamamı kendinin olacaktır. İkisi de çok güzel, etkileyici, akıcı. Nasıl bittiğini anlamıyorsunuz. Ah, Tom King! Bu adamı unutmam kolay olmayacak.
Bir Dilim Biftek
Bir Dilim BiftekJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20211,844 okunma
Reklam
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Tolstoy'un iki hikayesini barındırıyor bu kitap. İlk hikaye Bir Toprak Sahibinin Sabahı. Eğitim hayatını bırakıp ailesinin topraklarını yönetme kararı alan bir delikanlıyı anlatıyor. Hayattaki amacının ve mutluluğunun köylülerin hayatından geçtiğine inanıyor. Yani mutluluğun anahtarı onlara iyilik yapmak, hayat standartlarını yükseltmek ve minnet duymalarını sağlamak. Peki başkalarını mutlu ederek mutlu olan kişiyi kim mutlu edecek? Bu sorunun cevabını veriyor aslında hikaye. İkinci hikaye tek kelimeyle muhteşem. Efendi ile Uşağı kusursuz bir hikayeydi. En son böyle gerim gerim gerilerek okuduğum kitap; Jack London Ateş Yakmak'tı sanırım. Efendi ile Uşağı'nda da açgözlü efendimiz toprağına toprak katmak için müthiş bir kar fırtınasının dinmesini beklemeden uşağı ile yola çıkar. Defalarca kez karda yollarını kaybederler. Onlar yolu kaybettikçe gerildim, yolu buldukça sevindim. Gözünü para bürümüş Efendi Vasilyiç ve zavallı Nikita'yı mutlaka okuyun.
Efendi ile Uşağı
Efendi ile UşağıLev Tolstoy · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20168bin okunma
104 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Ahmet Mithat Efendi kuşkusuz döneminin en iyi yazarlarından biri. Her türde yazmayı deneyip de bu kadar iyi eserler çıkarabilen çok az yazar olsa gerek. Bir yazarla tanışıp bütün eserlerini okuma isteği - durdurulamaz bir iştah - gelir ya insana, işte öyle bir yazar Ahmet Mithat. ÇİNGENE eserinde de toplumsal, hatta ulusal çapta bir konu işlenmiş aslında. Çingenelerin toplumdaki yeri; toplumun onları insan olarak dahi kabul etmediği, murdar görüldüğü, edep ve ahlak yönünden yoksun oldukları vs gibi sorunları görüyoruz. Ahmet Mithat geleceğin insanlarının bu ırkçılıktan kurtulacağı yönünde bir fikir beyan etmiş olsa da ne yazık ki değişen hiçbir şey olmadığı ortada. Bir asırdan fazla zaman geçmiş olmasına rağmen ne ırkçılık bitti, ne ırkçılık. Ayrıca bu konuyu Çingene meselesi olarak kısıtlamayın; Siyahiler, Yahudiler, Kürtler, Aleviler olarak genişletilebilir. Hatta, Türkün de yok mudur en edepsizi, ahlaksızı diye de soruyor bizlere yazar. Sizce? Baş kahramanımız üzücü ki gönlünü güzeller güzeli bir Çingene kızına kaptırıyor. Asıl mesele şu; çingene ırkının edepsizliği doğuştan mı gelir yoksa sonradan eğitilebilir mi? Kahramanımız aslında pek de kendi yararına olmayacak bir deneye kalkışır ve çingene kızı Ziba'yı zarafet ve görgü kurallarını öğretecek bir öğretmene emanet eder. Bunun yanı sıra en iyi hocalardan müzik eğitimi de aldırır. Ziba nezaketi öğrenir mi yoksa tüm çabalar boşa mıdır? Keyifli okumalar dilerim...
Çingene
ÇingeneAhmet Mithat Efendi · İş Bankası Kültür Yayınları · 20192,574 okunma
180 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
Çok, çok beğendiğim bir kitap oldu Felatun Bey ile Rakım Efendi. Adı üstünde iki karakterin etrafında dönüyor konu; Felatun Bey alafranga özentisi, Rakım efendi ise alaturka. Gerçek hayatta da kitapta da aşırı özentiliğin çok itici olduğunu düşünüyorum. Ancak yanlış anlaşılmasın kitap çok eğlenceliydi. İki karakter arasındaki ayrım çok net ve çok keskindi. Kitapta iyi-alaturka, kötü-alafranga olarak gösterilmişse de bunu bu şekilde değerlendirmemek gerek. Burada dikkat edilmesi gereken Rakım'ın iyi bir insan olma çabası, Felatun'un ise kötü (kısmen) bir insan olması. Zira milletleri salt iyi veya salt kötü olarak değerlendiremeyiz. Çok uzatmak istemiyorum, sonra konu dağılıyor, yazı kitap değerlendirmesi olmaktan çıkıyor. Kısacası mutlaka okumanızı tavsiye ederim, kitaplığınızda bulunsun derim, edebiyatımızda önemli bir yeri olan Ahmet Mithat Efendi'nin bu güzel eseri.
Felâtun Bey ile Râkım Efendi
Felâtun Bey ile Râkım EfendiAhmet Mithat Efendi · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201822,6bin okunma
104 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
2009 yapımı, Scrooge karakterine Jim Carry yüzünün uygun görüldüğü -ki bence mükemmel bir seçim- bir sinema filmi vardı. İzleyeli on yılı geçmiş ama bende bıraktığı iz hala taze. Yeni yıla da yaklaşıyorken kitabını da okumak için harika bir zaman olduğuna karar verdim. Ebenezer Scrooge çok cimri, huysuz, aksi bir ihtiyar. Hayattaki amacı sadece varlığına varlık katmaktır. Ne yoksulları görür, ne akrabalarını. Para harcamaktan korktuğu için kendi hayat standartlarını bile düşük tutar. Hayatta tek akrabası olan yeğenine bile sırt çevirir. Yeni yıla bir gün kala ölen ortağı Marley'in hayaleti gelir ve Scrooge'u uyarır. Bundan sonra üç hayalet daha Scrooge'u görmeye gelecektir; ilki geçmişin, ikincisi şimdinin, üçüncüsü ise geleceğin hayaletleridir. Charles Dickens hakkında, Bir Noel Şarkısı hakkında ne söylesem az gelir. Gözyaşlarınızı tutamayacağınız bir hikaye. Mutlaka okuyun, filmini de tavsiye ederim.
Bir Noel Şarkısı
Bir Noel ŞarkısıCharles Dickens · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20217,2bin okunma
120 syf.
·
Puan vermedi
Kayıp Aranıyor, Nevin'in birinin karısı ya da kızı değil de birey olarak var olmaya çalışmasını anlatıyor. Hepimiz biliyoruz, özellikle kadınların üzerlerindeki aile içi baskı ve toplum baskısı yüzünden tek başına varolmayı başarmaları çok çok zor. Toplumun çizdiği çizgiye göre başında mutlaka bir erkek olmalı ama baba, ama koca. Nevin'in tüm bunlardan kaçması ve aslında kendini bulma çabasını okuyoruz. Kitaptan çok keyif aldığımı söyleyemeyeceğim. Konu olarak cezbedici olsa bile içerik olarak beni zorladı. Acaba o döneme göre mi değerlendirmek lazım diyorum ama ı-ıh bununla alakalı değil. Belki de Nevin'in aldatılmaya verdiği tepki gerçekçi gelmedi bana, bilmiyorum. Ya da bilet satan bir çocukla yaşadığı saçma sapan ilişki mi? Yoksa kocasının pişkinliği mi? Hepsinin payı var belki de... Siz okuyun, siz karar verin.
Kayıp Aranıyor
Kayıp AranıyorSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20195,6bin okunma
83 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.