Hızla uzaklaşmıştım , sonra , yürümek , yürümek istemiştim, biraz nefes almak, belki uzaklaşmak, bütün bu olup bitenlerden kaçmak...
Sanki kaçabilirmişim gibi.
"Aşk nedir, Başkomiserim?"
"Bilmiyorum ki... Sevip de kavuşamamaktır, isteyip de alamamaktır, ne bileyim. Bir insanı yanında istemektir... Ama herkesin kendine göre bir aşk tarifi var.
Bahçede kuru bir ağaç vardı. Fırsat buldukça oraya tırmandığımı ve tehditlere kulak asmadan teneffüs sonuna kadar daldan dala atladığımı gören muallim bir gün ,
" Bu çocuk insan değil, çalıkuşu! " diye bağırmıştı.
Işte o günden sonra asıl adım unutuldu ve herkes beni "Çalıkuşu " diye çağırmaya başladı.
İnsan ile hayvanların ortak çıkarı vardır, birinin dirliği öbürlerinin de dirliğidir diyen çıkabilir.
Onlara sakın kulak asmayın.
Hepsi yalan.
Insanoğlu, kendinden başka hiçbir yaratığın çıkarını gözetmez.
Portuga!”
“Hımm…”
“Hep senin yanında olmak isterdim, biliyor musun?”
“Neden?”
“Çünkü dünyanın en iyi insanısın. Senin yanındayken beni kimse azarlamıyor ve ‘günışığının yüreğimi mutlulukla doldurduğunu’ hissediyorum.”