Augustinus: Ne haber genç adam? Neler hayal ediyorsun, neler ümit ediyorsun? Belki de artık bir ölümlü olarak doğduğunu hatırlamıyorsun.
Francesco: Hem de çok iyi hatırlıyorum, dahası bu düşünce ben onu uzaklaştırmadan bir an bile ruhumdan çıkmıyor.
Augustinus: Ah, keşke bu o kadar kolay olabilseydi! Böylece hayatın yaşanmamış güzelliklerinin kıymetini bilmek ve ruhumuzu, çektiğimiz eziyetlerin hatırası ile sürekli ölüm düşüncesi yüzünden sadece tenimizi sıyırarak geçmeyip iliklerimize kadar işleyen, azgın fırtınalardan korumak en iyi çare olacağından, kendin için en yararlı olacak ve benim için de çilemi sonlandıracak her şeyi öngörmüş olurdun. Ancak bu düşünce den senin kadar endişe duymuyorum, zira birçok kişinin başına geldiği gibi, sen de kendini bu konuda bir aldatmacanın içine sürüklemeye bayılıyorsun.
Roman, 12 yaşında Afrika’nın Habeşistan Çöllerinden getirilip, yolculuğu esnasında acımasızca hadım edilen bir zenci çocuk kölenin ağzından anlatılıyor. Ardından saraya satılıp, Haremağalığına kadar yükselen Süleyman adında bu kölenin yaşadıklarını ve padişaha olan bağlılığını, sarayı, haremi, entrikaları, cellatları, Osmanlı halkını dolu dolu
Suç ve Ceza
Petersburg şehrinde ailesinden oldukça uzakta beş parasız bir üniversite öğrencisi olan raskolnikov maddi yetersizliklerden dolayı okulu bırakmak zorunda kalır . Güçlükle idam ettirdiği hayatından memnun değildir. Ve bazı hesaplar yapmaya başlar .Bunlar suçu meşrulaştıran hesaplardır.Örneğin napolyonun mısırda yüzbinlerce insanı
Benim evrenimde ,hani o senin yumurta adını verdiğin evrende bu amaç vardı: doğmak . Ama senin dünyanda tek amaç ölmek,yaşam bir ölüme mahkumiyet oluyor .