Kitap Ortadoğu’nun kötü talihinin yazıya dökülmüş halini yansıtmaktadır. Meleknaz ezidi dinine mensup Ortadoğu’nun acı yüzüne maruz kalan binlerce kadından yalnızca biridir. Bu kitap Ezidi dinine mensup olan insanların ıŞİD tarafından katledilişi, ezidi kadınların tecavüze uğrayıp köle gibi satılmasını ele almıştır.İstanbul’da gazetecilik yapan İbrahim, arkadaşı Hüseyin’in öldürülmesi üzerine Mardin’e gelir ve böylece ezidilere yapılan işkence ve zulümleri öğrenir. Meleknaz Zilan ve Nergis bu zulümden payını almış hikayesi İbrahim tarafından bilinen binlerce kadından sadece bir kaçıdır. Meleknaz uğradığı tecavüzler sonrası, dünyaya bir kız çocuğu getirir. Ancak yaşadığı işkenceler sonucunda bu kız kör olarak dünyaya gelir. Bu kız çocuğuna ve Meleknaz’a yardım etmek isteyen Hüseyin şeytana yardım ettiği gerekçesiyle bıçaklanır. İŞID tehlikesinden Amerika’ya kaçan Hüseyin bu kezde ırkçılık sonucunda öldürülür. Farklılıkların yok sayıldığı gerçeği Livaneli tarafından ustaca kaleme alınmıştır.
Tara Westover’ın bir doğum belgesi olmadı. Okul kaydı yoktu çünkü hayatında hiçbir sınıfa ayak basmamıştı. Tıbbı dosyası yoktu çünkü babası tıp biliminden ziyade kıyamete inanıyordu. Tara Westover’in yazmış olduğu bir otobiyografik eserdi. Tara Westover bağnazlığın hüküm sürdüğü bir ailede 7. Çocuk olarak dünyaya gözünü açmıştı. Okul yaşantısı hiç olmamıştı ancak Tara’nın içindeki eğitim aşkı ona yeni ufuklar açmıştı. Eğitime duyduğu istek onu ailesinden doğduğu yerden ayırmıştı. Taranın aklına şu soru düşmüştü: Acaba fazla mı uzağa gittim?” , “Eve dönmenin bir yolu var mı?” Bilgiye açlık Tara’yı Harvard’dan Cambridge’e taşıdı.
1686’da Budin’in kaybıyla birlikte Osmanlılar’ın Macaristan’daki 150 yıllık hakimiyetleri sona erdi. Bu olay o zaman bir ağıtla ölümsüzleştirilmiştir.
Çeşmelerde abdest alınmaz oldu
Camiler de namaz kılınmaz oldu
Mamur olan yerler hep harap oldu
Adı Nemçe bizim nazlı Budin’i
Müslümanlar, islam toprağı olmayan yerlere gitme hususunda muazzam bir tereddüt gösteriyordu ve nitekim Batılılar da onların gelmesini istemiyordu. Örneğin Venedik’teTürk tacirler için bir han ve antrepo inşa edilmesi teklif edildiğinde Venedik divanında bu konu çok tartışıldı. Çünkü Türklerin bir ordusu ve donanması olduğu, dolayısıyla bunun gerçek bir tehlike arz edeceği yönündeydi. Türkler Avrupalı bir hükümdara özel temsilcilerinden birini gönderdiğinde gideceği ülkede, hatta yol üzerinden geçeceği ülkede ciddi tartışmalar yaşanıyordu.
İslam, yönetici ve halk çadır, direk, ipler de
kazıklar gibidir. Çadır islam, direk yönetici, ipler be kazıklar da halktır. Hiçbiri diğerleri olmadan başarılı olamaz.
Türkler, batı hakkında incelemeler yapmaya çalışan ve Batı fikirleri ve eşyaları için terimler üreten ilk müslüman haktır.
Eğer islam özgürlük, bilim ve ekonomik gelişmeye maniyse, islam toplumu geçmişte, yani müslümanlar kendi inançlarının kaynak ve ilhamlarına bu gün olduğundan daha yakın oldukları bir zamanda, üç sahada nasıl öncü olmuştu. İslam müslümanlara ne yapmıştı? değil Müslümanlar islama ne yaptılar? diye sorulup suçu belirli hocalara, doktrinlere ve gruplara atarak cevap verdiler.
-Halkın içinde herkesin yerini tanı.
-İlim sahiplerine hürmet et.
-Yaşlılara saygı, gençlere sevgi göster.
-Halka yaklaş fasıklardan uzaklaş, iyilerle oturup kalk.
-İnsanlığında kusur etme,sırrını kimseye açma.
-Emin olmadıkça, kimsenin arkadaşlığına güvenme.
-Kötü olduğunu bildiğin hiç bir şeye bulaşma.
-Cimri ve alçak insanlarla arkadaşlık kurma.
-Sana bir şey sorulursa,ona herkesin bildiği şekilde cevap ver.
-Seni ziyarete gelenlere faydalı ilimler öğret.
Her ne kadar kitabın ana karakteri Anna Karenina görünse de Levin’de kitap karakterleri içerisinde önemli bir yere sahiptir. Anna Karenina Aleksi Karenina ile mutsuz bir evlilik yürütmektedir. Tolstoy kitabında, Aleksi Karenina’yı kötü bir karakter olarak karşımıza çıkarmamaktadır. Aile sevgisinden uzak büyüyen Aleksi, evliliğine de görmediği