Serenity

Serenity
ʜAʏAᴛ ʙEɴ sEɴIɴ ᴅEğIʟ, SᴇN BᴇNɪM Iᴄ̧IᴍDᴇSɪN. BᴇN NᴇFᴇS AʟIʀSᴀM SᴇN YᴀŞᴀRsIɴ﹗
Mutsuz Olmak
İnsanların hayata karşı daha korunmasız oldukları en basit bir kulübe, olanca mutsuzluğa karşılık muhtemelen daha fazla mutluluğa yuvadır.
Reklam
Birçok ülkede insanlar için mutluluk, hayatta kalabilmektir.
Mutsuz Olmak
Kuşkusuz, insanların hazzı aramakta ve acılardan kaçınmakta hayatî bir çıkarları vardır. Ama eşyanın tabiatı icabı bunu her zaman başarmak mümkün olmaz. Acılar, istisnaları bir kenara bırakırsak, insanları mutsuz eder. Hayatımızdan çıkmalıdırlar. Ama er geç çıkagelirler; yaralanma ve hastalığa bağlı bedensel acılar, hayal kırıklığı hissine ve duyguların incinmesine bağlı ruhsal acılar, geçicilik ve ölümle karşılaşınca düşündüğümüz anlamsızlığa bağlı zihinsel acılar. Ağrı kesicilerin dindirici etkisi olur ama bütün ağrı kesici cephaneliklerini toplasanız bile, acıların her daim olmasını engelleyemez. Lâkin acıları anlamlandırma biçimi değiştirilebilir. Hazzı hissedilebilir kılan zıtlık deneyimini sağlamaz mı acılar? Acıyı tanımasam, hazzın ne olduğunu nereden bilecektim? En yoğun mutluluk anları, acının dindiği anlar değil midir? Demin az kaldı bulanıklaşacak olan gerçekliğe ayna gibi berrak bir tanım getiren, acı değil midir? Hayata yeni bir yön vermeyi teşvik etmez mi? Ben ne yaptım, neyi belki yanlış yaptım? Benim için önemli olan nedir? Hangi insanlara itimat edebilirim? Bitip gittiğimde bu hayattan geriye ne kalacak? Aktaracağım ne var? Tabii acı olmadan da mümkündür, kendine sürekli yeni yön tayin etmek, ama pek kimse yapmaz bunu çünkü iş ciddiye binmiş değildir. İnsanların hayatlarına dair huzursuzluk duymaları için bir şeyin onları acıtması gerekir: işte bunu mutsuzluğa borçluyuzdur.
Mutsuz Olmak
Modern hayatın sunduğu imkânların çokluğu da mutsuz eder, çünkü hayat, şimdiye dek hiç olmadığı kadar uzadıysa bile, bunların hepsini gerçekleştiremeyecek kadar kısadır. Mutluluğun trajedisi, modern mutluluk kavramının insanları sistematik olarak mutsuzluğa sürüklemesindedir.
Mutsuz Olmak
Kendisine ne olduğunu anlamaz insan, oysa her şeye erişmiştir: İşim, ailem, arabam, evim. Hep bunlar içindi. Peki şimdi daha ne olacak? Refahın artmasıyla, onu kaybetme korkusu da artar. İlişkilere duyulan güven kaybolur, omuz omuza vermek niye gereksindir ki artık? Eski değerlerden koptukça yeni sorular çıkar: Doğru ne, yanlış ne? Seçme özgürlüğünün artması, sürekli tercihte bulunmanın ve bu tercihin sorumluluğunu üstlenmenin sıkıntısı büyür. Modern hayatın sunduğu imkânların çokluğu da mutsuz eder, çünkü hayat, şimdiye dek hiç olmadığı kadar uzadıysa bile, bunların hepsini gerçekleştiremeyecek kadar kısadır. Mutluluğun trajedisi, modern mutluluk kavramının insanları sistematik olarak mutsuzluğa sürüklemesindedir
5,5bin öğeden 7 ile 12 arasındakiler gösteriliyor.