Ada kitabın'da
Huxley İnsan mutluluğunu doğum öncesinden başlayarak adım adım örgütleyebileceğini anlatır ve ilke üzerine kurulmuş bir yeni dünya devleti sunar.
Bu güzel Ada 'da toplumun bireyleri, mutluluğa bilimsel bir güdümle koşullanmış değildir .
Mutluluğun, alabildiğine özgürlüğe dayandığı, gerçek ve güzel dünyadır Ada .
Bu müthiş eserde,mükemmel bir ütopya, içerisinde bilim kurgu ve felsefe ile bir çok farklı soruya çözüm arayan, irdeleyen, düşündüren insan olma özelliği ve insanın öz varlık bilincinden aydınlanma ve yaşama felsefesine kadar bir çok konuya ele alan bu harika roman da , bir an orada olmayı diletirecektir okura.
Favori kitabım oldu diyebilirim.
Kesinlikle tavsiye kitabım.
Romanın ismindende anlaşılacağı gibi yazar,
katil ile Psikiyatrist, kriminolog ve vahşi cinayetlerin psikoloji ve cinayet davranışları uzmanı Claps’ in bir satranç oyunu gibi olan mücadelelerini heycanla bizlere anlatıyor..
Olaylar Sensi, Claps, Greta, Katil ve çevresindeki insanlar arasında gelişmektedir.
Katil işlediği cinayeti bir santranca benzetmektedir ve üç hamlede maçı kazanmak niyetindedir .
Sonuç gerçekten de okuyucuyu şaşırtıyor.
Olaylar tahminlerin ötesinde gelişiyor ve okuyucuyu şaşırtmayı başarıyor.
Katil ortaya çıktığında bile aslında tam olarak ortaya çıkmayan başından beri herkesi katil ilan edip bir tek onu söylemediğim kişinin katil çıkması
Kurgu içerisine özenle yerleştirilmiş ipuçları ile kitabın adından da anlaşılacağı gibi satranç üzerine kurulu hamleler tam kıvamında olmuş.
Olay son sayfalara kadar inanin çözülemiyor.
Polisiye roman okumayı sevenler için kesinlikle tavsiye ederim..
Romanda Başkomser Nevzat’tan gizemli ve sürükleyici cinayet vakalarını dinliyoruz .
Tasarlanmış cinayet iyi bir organizasyonu gerektirir. Zamanın, mekânın, cinayet aletinin doğru seçilmesi, ortalıkta kanıt bırakılmaması ya da sahte kanıtların bırakılması gibi zekâ gerektiren davranışların yanında, birini öldürebilecek kadar soğukkanlı bir cesarete veya vahşiliğe sahip olmalıdır insan. Konuşurken, yazarken basit olgularmış gibi görünen bu gereklilikler cinayet anında yerine getirilmesi oldukça zor eylemler haline gelebilir. Hele bir de cinayet anında sürprizlerin ortaya çıktığını düşünürsek...
"kusursuz cinayet yoktur."
Bu değerli eser,1875'te Toulouse şehrinde yaşanan sel faciasının hikayesini ailenin en yaşlı üyesi büyükbaba Louise Rouben'nin gözünden aktarıyor.
Yazar çiftçilik yapan varlıklı bir ailenin bu afetle karşılaşmasını ve ailenin sel felaketiyle başa çıkmaya çalışmasını , sevgiyle bağlı olan bir ailenin o yıl arazilerinin mahsulünü iyi olacağına dair düşünceleri ve hayallerini bir anda sel felaketi ile suya batmasını en dramatik şeklinde okuyucuya derin hisler ile anlatılmiş .
Gaspard'ın sevgisindeki sadakati ve Pierre'in fedakarlık anları , Marie'nin o eşsiz teslimiyeti.