Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Nazi soykırımından kurtulan yetişkinlerin hiç travma yaşamadan bü­ yüyen çocuklarında depresyon, kaygı ve post-travmatik stres sendromu gibi psikiyatrik bozuklukların oluşma riski daha fazlaydı. O günden bu yana, 11 Eylül'de Dünya Ticaret Merkezi'nden kurtarılanların ya da il. Dünya Savaşı sırasında Hollanda'da kıtlık çekenlerin soyundan gelen bireyler üzerinde yapılan araştırmalar gibi bir dizi çalışma yapılmış ve bunlarda da stres ve olumsuz deneyimlerin benzer tipte "kuşaklar arası aktarımları" görülmüştür. Bu tarifsiz acıları yaşayan anne babalar tarafından güvenli ve destekleyici bir ortamda yetiştirilen çocukların, yalnızca bu travmaları yaşayan bireylerde görülmesi beklenen davranış değişikliklerini gösterme riski nasıloluyorda artıyordu?
Travma
okulun önünde simit sattığı yıllarda okula giden kendi yaşıtlarının dalga geçmesiyle yaralanmıştı çocuk ruhu,
Reklam
O kadar uzun zamandır okuyamıyordum ki boşluğu yazarak dondurmaya çalıştıkça okumaya biraz daha yaklaştım bir travma daha böyle böyle çözülecek inşallah🍀
"Ne oldu sana" sorusunun önemli bir parçası da,
"Sana ne olmadı?" dır. Hangi ilgiler, şefkatli dokunuşlar, rahatlatıcı davranışlar, yani hangi sevgiler senden esirgendi? Meğer ihtimal de travma kadar zehirliymiş.
Ne Oldu Sana?
Ne Oldu Sana?
Yaşamayan bilemez tabii..
Travma, bedenimizde dokuların kronik olarak darlaşmasıyla, genel yapının kasılması ve gergin olmasıyla, diyaframin sertleşmesiyle, kesik kesik nefes almayla, ellerin ve ayakların soğumasıyla (çünkü enerji uzuvlardan çekilir) ve hem kafatasının dibinde hem de sakrumda (omurganın alt kısmı) oluşan güçlü bir gerilimle kendisini gösterir.
* Sana önce kelebekler verecekler, sonra zihinsel travma... *
Reklam
.. “Sana ne olmadı?”
Hangi ilgiler, şefkatli dokunuşlar, rahatlatıcı davranışlar, yani hangi sevgiler senden esirgendi ? "Meğer ihmal de travma kadar zehirliymiş.”
Sayfa 178
Türk ordusu binlerce askerle, top, tüfek ve bombardıman uçaklarıyla kan deryasına çevirmişti Dêrsim'i. Tarihin en feci yarasını yaşıyordu Dêrsim. Aileler dağılmıştı, çocuklar yetim ve öksüz kalmıştı. Sürgün, talan ve yangındı Dêrsim. Çayırlar yeşilliğini, dağlar kekik kokusunu, gökyüzü maviliğini yitirmişti. Gulê ve İbrahim de bu kıyımda büyük bir travma yaşadılar. Kıyım sonrası zorunlu askerlik, zorunlu vergiler getiren ve okullar, camiler, garnizonlar, valilik, kaymakamlık kurumları bina eden devlet, "Tunç eliyle" ağır bir yumruk darbesi vurduğu Dêrsim'i "Tunceli" yapmıştı!
Kadınların büyük ço­ğunluğunun evlendiği dönemi psikolojik düzlemde eşinin ai­lesiyle bir travma olarak hatırlaması, çocukluk travmasından kaynaklanır. Çocukluğunda ailesine tabi olması gerektiği, an­cak o zaman sevileceği öğretiimiş kadın, şimdi aynısını eşinin ailesiyle yaşamaktadır.
Travma mağduru insanlarla yirmi beş yıldan fazla çalıştıktan sonra, danışanla -rımın en az yarısı kadarının, yüzeye çıkmadan önce oldukça uzun süre uykuda kalan travma semptomlarına sahip olduk­ larını söyleyebilirim.
Reklam
120 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
17 saatte okudu
Tüm Kapıları Kapandı Hayatın
Tüm kapıları kapandı Beckmann'ın hayatının. İş aradı, reddedildi; eşi vardı, ihanet etti; eş aradı, engellendi; anne babasına sığınmak istedi, sığınağı çöktü. Kapıların dışında kaldı. Haliyle, tek çareyi ölüm olarak gördü. Haksız mıydı? Tanrı var mıydı? Varsa o, savaşa girmek zorundayken; savaşta sorumluluğu altında olan askerler kayıp giderken, savaşta yaşadığı acılar yetmiyormuş gibi savaşın ardından psikolojik bunalımlarını, korkulu rüyalarını neden görmezden geldi? Tanrı yanılgı mıydı? Tanrı, Beckmann'ın sandığı gibi yetersiz, güçsüz, kuvvetsiz bir şey miydi? Kötülüğe müdahale edemiyor muydu? Öyle olsa Tanrı olur muydu? Değilse demek ki müdahale edemiyor değil, etmiyordu. Etmiyorsa nedendi? Askerler çok üzüyor beni. Ölseler hayatları bitiyor, ölmeseler Travma Sonrası Stres Bozukluğu'yla ya da ona benzer dertlerle sürdürüyorlar hayatlarını. Her yerde kan, her yerde ceset, her yerde ölüm görür oluyorlar. Sadece rüyalarında bile olsa... Savaştaydı, savaştan sonra tüm varlığı yitip gitmişti. Açlıktan, evsizlikten, yorgunluktan bıkmıştı. Artık hiçbir çaresi kalmamışsa insanın, ölüm en güzel son olmaz mıydı onun için? Öteki kimdi peki Beckmann'ın bu ölme arzusuna karşı çıkıp duran? Öteki, hayattı. Öteki Beckmann'ın yaşama arzusuydu. Pozitif yönüydü. Hayata devam etmek gerek, insanlar hep ölecek, ama insanlar iyidir; diyendi. Beckmann ötekiyi dinliyor fakat ona inanmıyordu. Ölürken bile sesini aradı ötekinin. Ölürken bile "Neredesin hayat?" dedi. Ama artık cevap gelmesi için geç idi.
Kapıların Dışında
Kapıların DışındaWolfgang Borchert · Can Yayınları · 20216,3bin okunma
Ne oldu sana?” sorusunun önemli bir parçası da, “Sana ne olmadı?”dır. Hangi ilgiler, şefkatli dokunuşlar, rahatlatıcı davranışlar, yani hangi sevgiler senden esirgendi? Meğer ihmal de travma kadar zehirliymiş.”
" senin kaman dildir lâl ben olsaydım ki zâr sesin sanar ez cümlen olsaydım harfine yanıp tüm atlaslara yazardım bir kitâbe üstünde kanıyla al lâlen olsaydım "
Sayfa 62 - Ayrıntı Yayınları, 1. Basım - 2022Kitabı okuyor
“Buradan çıkardığım ders şu oldu; “Ne oldu sana?” sorusunun önemli bir parçası da, “Sana ne olmadı?”dır. Hangi ilgiler, şefkatli dokunuşlar, rahatlatıcı davranışlar, yani hangi sevgiler senden esirgendi? Meğer ihmal de travma kadar zehirliymiş.”
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.