Sabitlenmiş gönderi
Ben birini çok sevdim kendisi beni hiç sevmedi mesela onunla hayaller kurardım yanında oturup saatlerce sohbet etmek hep bir hayalim di.mesela ileride evlendiğimizde Hep sevdiğim şarkıları ondan dinlemek istediğimi söylerdim küçük küçük hayallerim vardı hep.Büyük hayal etmezdim mesela ona bazen uzun uzun bakardım böyle hani beni bir gün yarı yolda bırakacağını hissederdim düşünürdüm kendisi hiç Beni yanıltmadı sağ olsun.yani üzüldün mü Evet üzüldüm insan bir şey Çabalar ya çabaları boşa gidince bir başka oluyor yani şu anda hiç özlemiyorum mesela iyi ki bitmiş diyorum.yanlış bir insanı sevmektense yalnız kalmayı tercih ediyor insan....
"Cesaret korkmak değil, korkuya rağmen Devam etmek, korkuyu hukmetmektir...
Toprağı bir kaplıca gibi alttan ısıtan cemre, mart ayından mayısa kadar karları eritir, bahar kır çiçekleriyle yüzeye fışkırırdı. Mayıs ve haziran aylarında dağlar ve köyler eriyen karlarla, yağmur sularıyla ve sellerle yıkanıp arınarak bir menekşe tazeliğinde kendini yeniden doğururdu. Ama bu bahar, ölümcül rüzgârlar taşıyordu Dêrsim'e.
Okur Takip Önerileri
Beyaz Dağ'da, zemheride titreyen berfinler¹³ bahar güneşiyle uyanmış, dağ eteklerine ve köye kadar mis gibi bir koku salıyordu. Eriyen kar suları ve yağan yağmur küçük dereler oluşturuyordu, tarla, mera ve çayırların can damarlarına akıyordu.
Kutsal diyara sîp'nin kayalıklarında yolunu yitirmiş bir baykuş acı acı ötüyordu.
Dêrsim'de yüce dağ dorukları, uçurum başları birer ziyaret, birer seyirliktir. Taşlarla nişan konan zirvelerin her birinin bir efsanesi anlatılır.
Geçilmesi en zor patikaların kesiştiği yol çatallarına da aynı saygınlık gösterilir. Bu mukaddes ziyaretlerde, iyilik, mutluluk, sağlık duaları edilir, teselli aranır.
Oysa bahar mevsimi 1938 yılında Dêrsim'e hiç de "hoş" ve "umutla" gelmeyecekti. Katliam yüklü bir bahar kapıdaydı.
Bu köylerin doğal iyileştiricileri de vardı. Çocuk- ların hayata hazırlanmasında, attıkları ilk adımların zorluklarında anne babalara yardımcı olurlardı. Ayrıca fiziki rahatsızlıkları çeşitli otlarla ve ağaçlardan akan salgılarla tedavi ederdi halk hekimleri. Hekimler hayvan hastalıkları ve kırık çıkıkların iyileştirilmesinde de pratik olarak bir veteriner kadar deneyimliydiler.
Dağların ufuklarında dinmeyen ağıtlar yankılansa da, soylu güneş hâlâ kadınların gün doğumu dualarıyla doğar, ayı kadınlar uğurlar, yaşam ışıkla selamlanır.
Henüz ölümcül iklimler işgal etmemişti Dêrsim'i.
Dêrim topraklarına ölüm ve gözyaşı ekilmeden önce,kan ve katliamla yoğrulmadan evvel kadinlar;güneşi,taşamı, ayı- yildizları doğururdu.sonra katliyamlar sel gibi aktı talan ettiler Dersim'i.
Birisi "bişey dicem ama yanlış anlama" diye cümleye girdiğinde yüzde yüz üstüne vazife olmayan bir şey söyleyecek.
Birbirine ihtiyacı olanlar özenle uzak duruyor birbirinden..
Şükrü Erbaş
"Çünkü Allah adildir, kimsenin ahını kimseye bırakmaz "
(Al-i İmran/4)
Biz Kürtler misafir eve gelince ayakkabılarını düzelten bir toplumuz dünya evrensel ahlak yasası arıyorsa Kürtleri taklit etmeli.