Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kûlîlk xânîm

Kûlîlk xânîm
@rrengin
48 okur puanı
Temmuz 2021 tarihinde katıldı
Elveda dağları Onur'la,gururla kuşanan çocuklarım Elveda gözü yaşlı analar, elveda. Hepinize elveda
Reklam
Ve diyorum ki, hiç susmasın kilamlarımızın uğultuları, hiç susmasın bize ses veren dağlarımızın yankıları ve hiç susmasın nehirlerimizin ağıtları... Kim bilir belki bir gün sesime Ses verir genç bir anne; Bundan sonrasını o anlatır çocuklarımıza ve torunlarımıza.
Sevdiklerini kaybetmek ülkeni kaybetmektir. Çünkü çocukların da senin toprağın, senin ülkenindir

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
"Şu olan bitenlere Demir olsam dayanamazdım, Erirdim, çürürdüm. Taş oldum da Dayandım..."
Bazen diyorum ki,ne olur Munzur öyle hüzünlü hüzünlü bakma! Beni benden alma! Ben de senin gibi yaralıyım ve matemliyim her vakit. Ve ben dêrsim'in bitmeyen hasretiyim,dinmeyen sancısıyım. Öyle dertli akma gözlerimden, ne olur. Bende senin gibi Dêrsim'in gözyeşiyim...
Reklam
Bizim İnancımız özü doğadır,insandır, topraktır,Güneş ve ateştir bunları kutsal görür ve hissederiz. işte kutsallık da bir şeye değer vermedir, üzerine titremedir, onun yolunda çok şeyi göze almadır. Ben de çocuklarımı böyle koruyor ve seviyordum.iyi, güzel ve doğru yetişmeleri için çırpınıyordu.
Ve Hacı öyle zayıf,bakımsız ve dağınık saçlarıyla karşımdaydı.gözleri hüzünlüydü sanki,yüreği bir çığ gibi kopup göz bebeklerine akmıştı.titrek bir Alevi andırıyordu ürkek narin ve yağmaya hazır bir bulut gibiydi. sarıldık hasretle birbirimize sımsıkı kopmacasına. heyecanlı kirpiklerimizden acının Özlemin yaşları sözüldü yüzümüze.
Ailem dağılmış, bir şey kalmamıştı Yüreğim kan ağlıyordu. ama Dersim tüm yaşadıklarıma rağmen güçlü bir mıknatıs gibi çekiyordu beni. bu tılsımlı güç nasıl bir şeydi. nasıl bir his ve duyguydu acaba? kendimi acılarıma, toprağıma,dilime, ziyaretlerime ait hissediyordum köklerin dêrsim'deydi.nasıl Ki Bahar çiçeksiz, kıs karsız, dünya güneşsiz,yapamazsa Ben de "Dêrsimsiz yapamam"duygusu Sarıp sarmalamıştı.
Babamı ve beş arkadaşını ite ite, hakaret ede ede, küfürlerle, zorla askerî kışlanın bodrum katına indiriyorlar. O bodrum katını tam bir işkence evine çeviriyorlar. Dêrsim'e yaşattıkları zulmü yeniden orada babama ve arkadaşlarına yaşatıyorlar. Kalaslar, sopalar hazırlıyorlar. En acımasız işkenceler uygulamışlar gencecik bedenlerine. Vücutlarında sopa ve kalas değmedik yer kalmamış. Kolları, kaburgaları kırılmış, kafalarından sıçrayan kanlar duvarları kırmızıya boyamış. Ölüm çığlıkları ve feryatları bodrum katını ve kışlayı sarmış. Bodrumun nem, küf, çürük ve ekşi kokusuna taptaze, al al kan kokusu karışmış.
Reklam
"Oysa Dêrsimli ve Kürt olduklarını ilk günden biliyorlardı zaten.
"Siz nerelisiniz,Kürt müsünüz, niye Kürtçe konuşuyorsunuz, yasak olduğunu bilmiyor musunuz?"
Bu toprakları gerçek aşkla sevenler, ancak soylu bir yüreğe sahip olabilirler. İşte Zarife, Şahin ve Elîşêr bu aşkın timsalleriydi."
Oğul! Hayatta her şeyin bir nedeni, bir de neticesi var. Ne istediler bizden, amaçları neydi? Tek düşünceleri bizi kendilerine benzetmekti. Bir serçe, bir kedi gibi nasıl miyavlasın ki? Bastondaki yeşil bibere, gel domates gibi kırmızı ol denir mi hiç? Oysa her bir sebze rengi ile ne güzeldir.
119 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.