Adam hanımını hastaneye getirdi
Kadını yoğun bakıma kaldırdılar
Doktorlar; hastanın sevk işlemlerinin yapılmasını söyledi.
Adam; kadın yoğun bakımda iken sevk kağıdını imzalatmaya gitti
Kadın yoğun bakımda o arada son nefesini vermişti
Adam döndüğünde hanımı artık hayatta değildi..!
Doktor; cümlelere daha noktayı koyamadan
Tam o anda Adam aklını yitirdi ve
Adam o günden sonra hastaneyi hiç terk etmedi.
Her gün o sevk kağıdını getiriyor
Hastahane sorumluları imzalıyor."
Kimi göz ucu ile sever yüreğinin kıyısından
Kimi huşu ile öper ruhundan,
Kimi dosttur , yoldaştır sevdasına
olmayacak yerler de arar,
Kimi terk etmiştir benliğini, aklını yitirecek kadar.
Bir Afrika kabilesinde, birisi yanlış bir şey yaptığında kabile üyeleri bir çember oluşturur ve o kişiyi çemberin ortasına alırlar. İki gün boyunca, kişinin bugüne kadar yaptığı tüm iyilikleri tek tek sayarlar. Bu kabile üyelerine göre her insan özünde iyidir, ancak bazen insanlar kötü şeyler yapabilir ve aslında bu, onların yardım çağrısıdır. Kötü bir şey yapan kişinin içindeki iyilikle yeniden bağlantı kurmasına yardımcı olmak için bir araya gelirler.
Bu ritüelin temelinde, her insanın özünde iyi olduğuna dair sarsılmaz bir inanç yatar. Kabile, kötü eylemlerin aslında bir yardım çağrısı olduğuna inanır, kişinin içindeki iyilikle bağlantısının koptuğuna dair bir işaret. Bu nedenle, bir araya gelerek, o kişinin kendi özündeki iyiliği yeniden keşfetmesine yardımcı olurlar. Bu uygulama, yargılamak yerine şefkatle yaklaşmanın, ayıplamak yerine onarmanın ve bireyin değerini hatırlatmanın güçlü bir örneğidir. İnsanın içindeki ışığı yeniden parlatmak için bir topluluğun nasıl bir araya gelebileceğinin dokunaklı bir ifadesidir.
Kanuni Sultan Süleyman, Budin seferine giderken Meriç Nehri’nin üzerine köprü yaptıran akrabasına şöyle der:
“Lala, köprüyü yapmışsın. İhsan edersen geçip gazaya gidelim.”
Akrabası cevap verir:
“Padişahım, Allah gazanızı mübarek etsin. Köprüyü dönüşte geçin.”
Bunun üzerine Kanuni atını suya sürer, nehrin karşısına kendi gücüyle geçer.
Tarihe de şu söz düşer.
“Minnet ile kokma gülü al eline süseni,
Geçme namerd köprüsünden ko aparsın su seni.”(Evliya Çelebi)
(Minnetle verilen gülü koklama, süseni eline alma…. Mert olmayanın köprüsünden geçme, bırak su alsın götürsün seni.)