Bi büyük çukurdayız, yorgunuz ve çırpınıyoruz. Çukurda kaldıkça çukurun kendisi olmaktan korkuyoruz. Ama yaşamakta istoyoruz işte. Siyahımızla, beyazımızla mavimizle...
Bildiğimiz herşeyi sorularla öpsek, diyorum. Kopara kopara bitirip, kendimizi yeniden var etsek olmaz mı?
Ölmek , uyumak sadece ! Düşünün ki uyumakla yalnız bitebilir bütün acıları yüreğin,
Çektiği bütün kahırlar insanoğlunun.
Uyumak , ama düş görebilirsin uykuda, o kötü !
Çünkü o ölüm uykularında,
Sıyrıldığımız zaman yaşamak kaygısından ,
Ne düşler görebilir insan , düşünmeli bunu .
Bu düşüncedir uzun yaşamayı cehennem eden .
Kim dayanabilir zamanın kırbacına?
Zorbanın kahrına, gururunun çiğnenmesine,
Sevgisinin kepaze edilmesine ,
Kanunların bu kadar yavaş
Yüzsüzlüğün bu kadar çabuk yürümesine .
Kötülere kul olmasına iyi insanın
Bir bıçak saplayıp göğsüne kurtulmak varken,
Kim ister bunlara katlanmak
Ağır bir hayatın altında inleyip terlemek,
Ölümden sonraki bir şeyden korkmasa,
O kimsenin gidip de dönmediği bilinmez dünya
Ürkütmese yüreğini?
Bilmediğimiz belalara atılmaktansa
Çektiklerine razı etmese insanı?
Bilinç böyle korkak ediyor hepimizi.
"dünyanın bütün dağlarında, ormanlarında, bir tek yaprağı bile bir başkasının tıpkısı olarak yaratmamıştır Tanrı. Oysa siz farklı olmayı delilik sayıyorsunuz"
Aşağı olanları yükseltmek mümkün olmadığı için, insanlar arasında eşitliği meydana getirmenin tek çaresi, onların hepsini en aşağı seviyeye indirmek idi. Böylece şahsiyetin kuvveti, kayboldu.
Sen geldin ve benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi ve üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin
Merhamet saçlarını ıslatan sessiz bir yağmurdu
Bulutlar geldi altında durduk