Güzellik dehanın bir biçimidir. Hatta, izahata ihtiyacı olmadığından, daha yücedir dehadan. Kimisi, güzellik yüzeysel der; ama en azından düşünce kadar yüzeysel değildir.
Daha çok parlaması gerekirken, sevildiğini fark ettiğinde çiçek bile surat asar insana. Bu, elde etmiş olmanın hoyratça yere bırakmasıdır tuttuğunu. Üstelik eğilip almaya yeltense bile kırdığını bir daha toparlayamayacağını bilmenin sarhoşluğuyla. O vakte kadar benlik sevilme arayışındadır oysa. O vakit geldiğinde ise derinlerdeki ego dışarı fırlar ve bıraktığı yerden biraz daha yukarıya yönelir bakışları. Velev ki böyle boşluk olsun elde edilmiş olan, elde etme ihtimalinden her zaman daha değersiz görülür. Ta ki boşluk yanıt vermeyip yüzünü yere düşürdüğüne çevirene kadar. Ki oda zaten çoktan orada değildir. Üzerine titrediği çiçeği kaybetmeme ihtimali yoktur insanın. Ya fazla sulayarak çürütür ve ya fazla dokunarak kurutur. Mesafeyi yitirişin kazananı yoktur. Ama en büyük kaybedeni ihtimam gösterendir.