Aşıklara yazılmış bir kanun mudur ki vakti gelince hayal kırıklığına uğramak? Tam da en güvenli ve en huzurlu hissederken, bir zorunluluk mudur sanki aşığı bırakıp gitmek?
Neden vazgeçmiştim ki bu fikirden? O artık yok diye, yol da mı bitmişti sanki? Belki yolun bir yerinde karşılaşırdık yine, olmaz mı? Belki üzerimize düğümlenen yollar çözülüverirdi bir durakta, yeni kaderler açılırdı önümüze.
Eğer insan güzel sevmeyi öğrenebilirse uğruna yaşadığı şeyi gözüyle görmese de olur, eğer insan güzel yürümeyi becerebilirse gideceği yere varmasa da olur ve eğer insan beklemeyi sevebilirse o gemi limana hiç yanaşmasa da olur.
Kitabın yeri bende geliş sebebiyle ayrı, çünkü kitabı bana twitter üzerinden Kafa Dergi hediye etti. Bunun için de ayrıca teşekkür etmek isterim.
Evet şimdi incelememize geçebiliriz.
Aşık olduğunuz adam ne derece bir caniye dönüşebilir, kendi doğurduğunuz beslediğiniz büyüttüğünüz evladınız nasıl beyni yıkanmışcasına tanımadığınız biri haline