Sır diye bir şey yok. Var olan bütün güçler, kaynağında ve sonunda tektir, bence. Yıllar ve uzaklıklar, yıldızlar ve mumlar, su ve rüzgar ve büyücülük, insanoğlunun elindeki yetenek ve ağacın kökündeki bilgelik. Hepsi bir bütün olarak yükselir. Benim adım, seninki ve güneşin gerçek adı veya bir su kaynağının veya doğmamış bir çocuğunki, bunların hepsi yıldızlar tarafından, yavaş yavaş söylenen, muazzam bir sözcüğün heceleridir. Bundan başka güç yoktur. Başka bir isim de yoktur.
İşlerin ters gitme ihtimali varsa, mutlaka ters gider. Kaan buna "Murphy Kanunları" diyor. Annemse "Besmelesiz çıkıyon evden ondan oluyo, sağ ayağınla çık şu evden" diyor. Babam da "Genze kadar çekçeğin suyu, geniz önemli" şeklinde yaklaşıyor meseleye. Erdal Abi "İşlerin ters gitme ihtimali mi varmış? Olmaz! Gidemez! İşler ters giderse n'aparım ben? Batarım yauğ. Kimden duydun? İşimi baltalayacak adamın ben ta..." şeklinde uzatıyor. Yavuz Abi "İşler ters giderse yapacağın tek şey var: Topuk topuk topuk" diye akıl veriyor. İsmail Abi de "İş mi? Ne işi? Yol-yemek-sigorta varsa çalışırım hacı" diye başta aşağı yanlış anlıyor meseleyi. Bense kısaca "İşte hayatım" diyorum...