Mine
Birilerinin mucizesi olmayı dileyen
- İnsan
*Çocukların sevgisi, çiçeklerin rengi, kahvenin demi beni mesûd eder*
"Bir tek aklım var ama okuduğum her kitaptaki insanın aklına yaslıyorum kendi aklımı."
Saat 6:00. "Tırmanma bitti gibi..." dedi rehberimiz. Artık yatay düzlemde devam etmeye başladık. Dediğim gibi Ağrı Dağı gerçek bir hayat gibi. Önce nefes nefese tırma- nacaksın. Gençlik dönemi gibi engeller, kayalıklar, yuvarlanan taşlar arasında geçiyor. Sonra 40-50 yaşlara geldiğinde düzlük başlıyor. Düz yola çıktın diye bir nefes alıyorsun. Ama bu se- fer de fırtına çıkabilir korkusu. Hastalıklar, yaşam diyetlerimiz, hesaplaşmalarımız, hep bu zorlu çıkış yolu sonrası eriştiğimiz düzlüklerde, daha da çıkışı olmayan bu ellili yaşlarda çıkar karşımıza. Ağrı Dağı tırmanışı da aynen hayat gibi.
Her şeyden, herkesten kaçmanın soluklanacak bir durağı var, ama kendinden kaçıyorsan durmadan kaçıyorsun, durduğun, dinlendiğin bir an bile olmuyor. Şunca senedir yaptığım bundan başka bir şey değildi. Kendimi yarım hissediyordum. Yarım yamalak... Bu yarımlığı hatırlamamak için üstünü örtüyordum kendimin. Görünmez
olana kadar.
İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor. Ben de örttüm. O kadar kapattım ki, kendim bile sormadım kendime.
Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca
Balkona yorgun çamaşırlar asmayı
Ki uçlarından çile damlardı.
Güneşte nane kurutmayı
Ben acılarımın başını
evcimen telaşlarla okşadım bayım.
İyi ki doğdun.
Neşe bulaşıcıdır falan diyorlar. Yalan. Neşe kolonya gibi bir şey. Dökünüyorsun, o an ferahlıyorsun. Sonra uçup gidiyor burnundan, elinden, üzerinden. Kasvet öyle değil ama, zamk gibi, bulaşıyor ve dokunan herkese yapışıyor.
Olduğum yerde olmak istemiyorum ama olduğum yerden çıkıp gidemiyorum da. Şu an yaşadığım her şey o günler ayrısı. Evde olmak istemiyorum, ama her akşam eve dönüyorum. İşte olmak istemiyorum ama her gün işe gidiyorum. Be şey beni hep dışarıya çekiyor. Hiçbir yere ait hissedemiyorum kendimi. Hiçbir eve, hiçbir aileye, hiçbir topluluğa.