"Var'lık", "cihet'in kuşatılması" "itibariyle" "var'lık"tır. Bu nedenle, "var'lık", "mutlak" değildir. "Yok'luk" da, benzer olarak, "cihet'in kuşatılması" "itibariyle" "yok'luk"tur; bu nedenle "mutlak" değildir.
"Kim'lik", "doğuş" ile başlar.
"Doğuş'un mahiyeti", "kim'liğin zemin'i"dir. "Kim'lik", bu "zemin" esasında tesis olunur.
"Doğuş" kavramı, "asli" ve "itibari" olmak üzere ikiye ayrılır.
"Asli doğuş", "gönül'ün kelam ile maya'lanması"dır. "İtibari doğuş" ise, "var'lığa geliş"tir. Bu ayrımı, "Doğuş" başlıklı bölümde ele aldık.
"Dil"i, "kalb-zen'lik"ten kurtulmamış olan, "sükut" u "bilmez"; "düşünce dairesi"nde, hem de "mantıklı" olarak "söyler", "durur"; "söz'ü söz'e çatarak" "söylem" oluşturulur; "Attike'li Eflatun" gibi.