Kitabın ön sözü olayların geçtiği zaman dilimi olarak yaz ayını, psikolojik olarak da eylül ayının vermiş olduğu bir atmosferin yaşandığı olaylar etrafında kurulduğundan söz etmektedir. Romanda geçen olaylar, insan doğasının farklı yönlerini, karakterlerin ihanetleri, ihanet etmemek için gösterdikleri çabaları, intikam arayışlarını, kurtulma ve kavuşma çabalarını, insanların duygusal ve psikolojik dünyalarını ortaya koymaktadır. Ayrıca toplumsal ön düşüncelerin, insanların hayatlarına nasıl bir şekilde yön verdiği konusunda da bir örnektir (romanı okurken toplumsal düşüncelerin bireyi nasıl etkilediğini anlayabilirsiniz). Aslına baktığımız zamanda Eylül okuyuculara insanların duygusal yani psikolojik dünyalarını göstermektedir.
İncelememizin en başında da bahsettiğiğimiz gibi psikolojik olarak Eylül olayını nasıl bir şekilde yazarımızın katacağını hep merak ettik. Bu merakımız tam olarak giderilemedi. Çünkü olay örgüsü olarak düz bir zaman akışından gidilmiş. Karakterler özel olarak kendi iç muhasebeleri çok fazla yansıtılmamış. Belki de ismiyle müsemma olacak ki Eylül'ün hakkını veriyor. Biraz buruk biraz da neşeli bir atmosfer içerisinde oluyoruz.
Romanın sonunda ne mi oluyor? Bu kısmı artık Klasik Türk Edebiyatı'nın bir vacibi olan bir durum olduğundan dolayı spoiler olarak görmüyorum Ruhlar birbirine kavuştu. Evet! Aşık olunan kadın da aşık olan adam da herhangi bir şekilde usulsüzce davranmadı. Buradan çıkartacağımız dersler çok fazla. Düşünsenize eriye sadece bu sessiz olaydan en başından beri farkında olmayan bir adam kalıyor...
