Bastım kalbimin deklanşörüne
Bir fotoğraf çektim
Adı, mutluluk tablosu.
Çok kalabalığız, evvela
Büyüttüğümüz hayaller kucağımızda
İkimiz oturuyoruz ortada.
...
Gözyaşlarımın sıcaklığına rağmen üşürken
Geçmişi düşünüyorum
İlerde keşke dememek için hayal ettiğim zamanları,
Şimdi keşke diyerek anımsıyorum
Karışıyorum.
...
Odalar, sofralar ve duvarlar; dar gelir, sığamam.
Elden bir şey gelmeyen durum nasıl bir hâl böyle?
Vücuduma değil de ağırlığı ruhuma düşen,
İçimde; göğsümün tam ortasındaki şey nedir böyle?
Kalbimin en güzel köşelerinde oturuyordun
Belki daha küçücük bir zaman öncesinde
Nefes alışına şükür; o çok sevdiğim can
Ruh çekilince ne de ağır oluyorsun!
Gözlerimin arkasına çekilir; seyrederim insanları.
Her hâli ne tuhaf, hep bir zıtlık hâli!
Akıllarda hatırı sayılır bir hayalin kırıklığı
Ve onu dindiren bir tesellinin sözcükleri.
"Ama biz insanlar ne türlü kavgalar ederiz; sonsuz ihtimalli.
Adil olmak değil miydi bizi insan yapan?
Vicdanın sesinin kısıldığı anlamı bulunmaz kavgalarla
Nasıl olunur, adil bir insan?"
Şiir kitabım:
100. yılındayız;
Güneşin aydınlattığı o güzelim Anadolu toprağına yazılan
Kurtuluş’un.
Gidiyorum Eskişehir’den Afyon’a,
Yüzüme yansıyor o siyah beyaz film kareleri,
Gece olunca gizlice hareket eden kağnılar
Ve kağnıyla çekilen aslında vatanın istikbali…