İlber Ortaylı'nın kitaplarını okumaya bayılıyorum. Dünyaya bakış açısı, olayları yorumlayabilme becerisi, zengin tarih bilgisi gibi saymakla bitmeyen özelliklerinden faydalanabilmek, yazdığı eserleri okumak bizim için büyük bir şans.
Gerek anlatım dili gerek anlattıkları hiç yormamakla birlikte roman etkisi yaratıyordu. Misal okullarda da anlatılan Çanakkale Savaşı'nın derinlerine inmek, gözümde canlanmasına ve durumu daha iyi anlamama yardımcı oldu. Keşke okullarda da böyle kitaplar okutulsa...
Cumhuriyetimizin yüzüncü yılını anlamanın önemli bir husus olduğuna katılıyorum. Yaşadığınız ülkenin, içinde bulunduğunuz milletin bu süreçte neler yaptığını bilmeniz zaruridir. Yolun gerisine bakın ki ilerisinde neler olabileceğini tahmin edin.
Kitapta da bahsedilen Lozan'ın gizli maddeleri (!), İsmet İnönü'nün adaları vermesi (!) gibi hususları sorgulamak yerine açın, kaynakları okuyun. Ve ilerleyin.
İlber Hoca'ya şükranlarımızı sunuyoruz. Elinize sağlık.
İsmail Saymaz’ın Şehvetiye Tarikatı’ndan sonra okuduğum Kimsesizler Cumhuriyeti isimli kitabı ile tarikat yuvalarında geleceğimiz olan çocuklarımızın yaşadıklarını okudukça kanım çekildi. Biz nasıl bu hale geldik neden bu hale geldik diye düşünmeden edemiyor insan.1950 yılından itibaren Demokrat Parti ile cemaatler, tarikatlar hortlamaya
"Cumhuriyet, Türkiye'ye Kanun-u Medeni'yi hediye etti bir,
Cumhuriyet, Türkiye'ye dil-tarih mefhumunu hediye etti, iki.
Cumhuriyet Türkiye'ye maarifi hediye etti. Yani köydeki çocuk, sokaktaki çocuk okumayı yazmayı burada öğrendi. Lütfen Nermin Hoca'nın hatıratını okuyun. 'Ben Macaristan' da kalsam, okuyamayacaktım.' diyor, bu kadar.
Cumhuriyet, Orta Avrupa'daki bizden çok daha zengin bir ülkenin veremediği eğitim eşitliğini insanlara vermiş."